BİZİ TEMSİL ETMİYOR
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Sabah’ ta Fatma Damla Kayayerli‘ nin haberi:
Türk Tabipler Birliği Başkanlığına terör propagandasından ceza alan Şebnem Korur Fincancı’nın seçilmesinin tartışmaları sürüyor. Anadolu’daki Türk Tabipler Odaları ve hekim dernekleri konuya ilişkin bir bildiri yayınlayarak Fincancı’nın kendilerini temsil etmediğini duyurmuştu. Tabip Odaları Başkanları SABAH’a özel açıklamalar yaptı. İşte Tabip Odaları’nın Fincancı ve TBB Merkez Konseyi hakkındaki görüşleri…
Türk Tabipler Birliği (TBB) Başkanlığına terör örgütü PKK propagandası yapmak suçundan ceza alan Şebnem Korur Fincancı’nın getirilmesi Anadolu’daki Türk Tabipler Odaları ve hekim derneklerini harekete geçirdi.
Fincancı’nın kendilerini temsil etmediğini açıklayan hekimler, toplumda bütün hekimlerin Fincancı ve TBB Merkez Konseyi gibi düşünce yapısına sahip olduğuna yönelik bir algısı oluştuğunu belirterek, TBB Merkez Konseyi’nin marjinal bir grup tarafından yönetildiğini, özellikle Anadolu’daki hekimlerin bu durumdan çok rahatsız olduğunu ifade ediyor.
Yurdun çeşitli şehirlerinden Tabip Odaları Başkanları SABAH’a özel açıklamalarda bulundu.
“FİNCANCI’NIN TERÖR ÖRGÜTLERİNE DESTEĞİ VAR, İSTİFASINI İSTİYORUZ”
Kahramanmaraş Tabipler Birliği Başkanı Dr. Lütfi Tiyekli, “Biz Kahramanmaraş Tabip Odası olarak zaten mevcut yönetimin karşısındaydık. Bu noktada farklı liste oluşturup seçimlere girmiştik. Fakat bizim liste pandemiden kaynaklı hekimlerin katılmaması nedeniyle seçilemedi. O zamanda çekincelerimizi iletmiştik. Şu andaki Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı olan kişinin bu iş için uygun olmadığını, Türkiye’deki hekimleri temsil etmediğini, geçmişteki yaptıkları nedeniyle bu görevi yürütmemesi gerektiğini açık ve net belirtmiştik. Buna rağmen başkan seçildi. Türk hekimlerinin düzgün ve yetkin bir şekilde temsil edilmesini istiyoruz. Fincancı’nın acilen istifa etmesi ayrıca Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Yönetim Kurulu’ndan dahi istifa etmesini istiyoruz. Fincancı’nın Türk hekimlerinin çoğunun tasvip etmediği çıkışları oldu. Bu açıdan Türk Tabipler Birliği’nin siyasallaşmasını istemiyoruz. TBB’nin, 6023 sayılı kanuna uygun olarak çalışmasını istiyoruz. Onun için bu kişinin ayrılmasını istiyoruz. Ayrıca talihsiz beyanatları var, çeşitli terör örgütlerini destekler mahiyette açıklamaları mevcut veya onları hoş gösterme gibi açıklamaları var. Kahramanmaraş tabip odası başkanlığı olarak biz Fincancı’yı istemiyoruz, tavrımız net. Türk yargısı gereken kararı verir ama biz hekim olarak Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi başkanı olmasını tasvip etmiyoruz ve istifasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“GENEL MERKEZ MARJİNAL GRUPLARIN ELİNDE, ANADOLU HEKİMLERİNİ TEMSİL ETMİYOR”
Konya Tabip Odası Başkanı Eyüp Çetin; “Türk Tabipler Birliği, bildirimizde belirttiğimiz gibi 6023 sayılı yasa ile hekimlerin onurunu ve özlük haklarını ya da halk sağlığını iyileştirmeye yönelik bir sivil toplum kamu örgütü. Ve bu Türk Tabipler Birliği bir sivil toplum örgütü. Genel merkezini yıllardır yeni başkanımızın olduğu gibi marjinal gruplar tarafından idari edilmekte. Bize oy vererek yönetim kurumlarını bize emanet eden Anadolu’daki diğer tabip odalarına üye arkadaşlarımızın beklentisi bu kanun gereği bize verilen yetkileri en yetkin şekilde kullanmamız. Ama genel merkezin tavrı siyasallaştırmak ve marjinal gruplar tarafından hekimlerin özlük haklarından başka her türlü konuyla alakalı siyasi erke karşı gelmek için kullanılıyor. Bizde bu duruma bir dur demenin zamanının geldiğine inanıyoruz. Anadolu’daki tabip odaları olarak bizim öncelikle hekimlerin onurunu ve özlük haklarını halk sağlığını iyileştirilmesine yönelik söylemlerimiz olmalı ve terörle irtibatlı hiç kimsenin tabip odalarında yer almaması gerek. Hâlbuki yeni seçilen başkanda çocuk katili Abdullah Öcalan’ın Özgürlük Platformu Başkanı ve onun önderliğini yapan bir kişi. Hekimler olarak biz bundan çok rahatsız olduk.” dedi.
“HER SÖYLEMİNİ TAKİP EDECEĞİZ”
Çetin sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında böyle birinin başkan olmasını da arzu etmezdik. Maalesef pandemi teleşında bir araya gelip bu seçimlere müdahil olamadık. Ama önümüzdeki seçimlerde inşallah bu bildiriyi yayınlayan tabip odaları ve bizi destekleyen, bildirinin altında imzası olmayan tabip odalarının da bize destek vermesiyle bu yapının değişeceğine inanıyorum. Ama Merkez Konseyi Başkanını her söylemini takip edip demokratik yollarla bizde karşı söylemlerimizi kendilerine ifade edeceğiz. Açıkçası Merkez Konseyi’nde yer alan 11 kişi içerisinde başka kimse yok muydu da bu ismi başkan yaptılar? İstifa etmesi bizleri memnun eder. Kısacası bizi yani Anadolu’daki hekimleri temsil etmiyor. Tabandan birçok arkadaşım mesaj atarak, telefon ederek ‘Tabip odası ne iş yapıyor?”diyip tepki gösteriyor. Bizde o tepkilerin sonucunda bir araya gelmeyi ve bu bildiriyi yayınlamayı uygun gördük. Hekim arkadaşlarımızın verdiği ortak bir karar, ortak ruhudur bu bildiri.”
“OLMAZSA OLMAZ OLMAZ KAVRAMLAR VAR; DEVLET, MİLLET, BAYRAK, ATATÜRK GİBİ…”
Erzurum, Gümüşhane, Bayburt, Kars, Iğdır, Ardahan Tabip Odaları Başkanı Muhammed Çağatay Engin ise; “Türk Tabipler Birliği ve tabip odalarının ana amacı hekimlerin özlük haklarını korumak, sağlık çalışanlarının yanında durmak, toplumun sağlık problemlerine yardımcı olmak. Bunları yaparken toplumun değerlerine saygı duyar, devletin ve milletin yanında durur. Bu açıdan bakıldığında kişilerin siyasi görüşlerine bildiriyi imzalayanlar olarak saygılıyız. Ama bizim için olmazsa olmaz kavramlar var; devlet, millet, bayrak, Atatürk gibi… Bu kavramlar üzerinde uzlaşamadığımız kişilerle faydalı politikalar ve işler yürütmemiz mümkün değil. Bu sebeple biz TBB Merkez Konseyine seçilen hanımefendinin geçmişindeki şaibeler, duruşu ve bakış açısı göz önüne alındığında bizim olmazsa olmaz dediğimiz değerlere karşı olduğunu ve ortak bir platformda buluşamayacağımızı düşündük. İlk olarak 16 sonra 24 tabip odası ve meslek örgütü istişare ederek birleştik. Birleşme nedenimiz ise merkez Konseyi’nin toplum üzerinde oluşturduğu algıydı.” şeklinde konuştu.
“TOPLUM TBB MERKEZ KONSEY GİBİ DÜŞÜNDÜĞÜMÜZÜ SANIYOR”
Engin açıklamasını şöyle sürdürdü: “Toplum yapılan açıklamalar sonrasında bütün hekimlerin onlar gibi düşündüğünü sanıyor. Biz bunun böyle olmadığını ifade etmenin çok elzem olduğunu düşündük. Bizde sağlık politikalarında yanlış bir şey gördüğümüzde, eleştirebilir ya da doğru bir şey gördüğümüzde takdir edebiliriz. Bu çok normal. Ama olmazsa olmaz değerleri ezmeyiz, ezilmesine de müsaade etmeyiz. Bu nedenle bu bildiriye imza attık. Demokratik olarak da bunun sonuna kadar arkasında olacağız. Doğudaki birçok oda Fincancı’nın teröre destek vermesinden kaynaklı onu istemiyor. Biz tek bir fikre sahip olalım demiyoruz ama Fincancı’nın geçmişteki söylemleri ve TBB’yi bu fikirleri doğrultusunda kullanma çabaları, bize samimiyetsiz geliyor. Ki ben Doğuda çalışan bir hekimim, akademisyenim, bu tarafta bu tip söylemler daha da tehlikeli boyuta ulaşıyor. Biz Pandemi dönemindeki özverimiz üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışmayız, bu bizim asli görevimizdir. Doğudaki hekimler de Fincancı’nın teröre destek verdiği için çok rahatsızlar. Doğu’daki hekimler Fincancı gibi düşünüyor algısı oluşuyor. Bizim değerimizi ve hareket sahamızı azaltıyor, TBB Merkez Konseyi yapıcı değil, hep yıkıcı eleştiriler üzerinden gidiyor. ‘Ölüyoruz bitiyoruz’ gibi açıklamaları biz kabul etmiyoruz. Problemler vardır, buna çözüm üretmek bizim görevimizdir. Bizim görevimiz insanların moral motivasyonun düşürmek, enerjisini sömüren açıklamalar yapmak değil. Fincancı’nın açıklamaları gelişi güzel yapılmış açıklamalar değil, kendi inandığı doğrultuda planlı programlı söylemlerdir. İstifa etmesini kesinlikle istiyoruz. TBB bizim için önemli bir kurum bu kurumu daha fazla söylemleriyle lekelemesini istemiyoruz.”
“SİYASİ RANT İÇİN BİRÇOK ÜLKEDEKİ PROBLEMLER SANKİ SADECE VAR GİBİ GÖSTERİLDİ”
Malatya Tabip Odası Erol Karaaslan; “Kovid 19 süreci bildiğimiz bütün dünyanın yaşadığı en önemli problemlerden birisi. Sağlık çalışanlarının yaşamış olduğu güçlükler, halkımızın yüz yüze olmuş olduğu sağlık tehditleri önemli. Biz tabip odası olarak bu iki konuya yoğunlaşmak zorundayız. Önceliklerimizden birisi sağlık çalışanlarımızın bu süreçte zorlandığı ve tükenme noktasına geldiği. Var olan iş yükünün gerçekten iş yükü olduğunu ve halkımızın da yöneticilerimizin de bilmesini istiyoruz. Ayrıca sağlık çalışanlarının bir takım sıkıntıları var; iş yoğunluğu, ücretlerdeki bir takım dengesizlikler, elde edilmesi gereken bir takım sosyal haklar. Bunları söylerken bu pandemiyi koz olarak kullanmanın da çok ahlaklı bir şey değil olduğunu söylemiyorum ama var olan bir problem. Pandemiyi ön plana çıkararak biz pandemiyi istismar eden bir konuma düşmek istemiyoruz. İkinci olarak halkımızın bu süreçte ciddi olarak moral ve motivasyona ihtiyacı var. Birçoğu yakınlarını kaybetti. Halkımızın bu süreçte acısı, korkusu büyük. Moral ve motivasyon vermek zorundayız.” değerlendirmesi yaptı.
Karaaslan ayrıca; “Bütün dünyanın yaşamış olduğu problemleri sadece ülkemizde yaşanan problemler olarak göstererek bir takım siyasi çıkarımlar yapılmasına karşıyız. Hükümet ne kadar elini taşın altına koyup bu sorunu çözme için uğraşıyorsa biz hekimler ve tabip odaları olarak da bu konuda inisiyatifimizi gösterip bu mücadelenin bir yerinde bulunmak zorundayız. Ama bunu sürekli bir takım halkı galeyana getiren ve korkutan açıklamalarla olmaz. Var olan problemlerden dolayı bir takım siyasi çıkarımlar yaparak ülkenin huzurunun bozmanın çok anlamlı olduğunu düşünmüyorum. Gerginlik ortamından kurtulalım istiyoruz. Halkımıza moral motivasyon aşılayalım istiyoruz. Hükümetin yönetimlerindeki eksiklerini çok güzel bir şekilde izah edelim, diyalogla anlatalım bunu. Ama siyasi kaosa, hekimlerin ve hastaların moral ve motivasyonunu bozmaya hiç kimsenin hakkı olduğunu düşünmüyorum. Birileri kalkıp gerginlik oluşturuyorsa onların da kendilerini kontrol etmek zorunda olduğunu düşünüyorum. Fincancı seçimde gelmiş, ama biz artık 24 hekim odası olarak merkez konseyden farklı düşünüyoruz, aynı görüşü paylaşmıyoruz, bizi temsil etmiyor.” dedi.
“MEMLEKETİN BÜTÜNLÜĞÜNÜ İSTEMİYOR, BİZİ TEMSİL ETMİYOR”
Amasya Tabipler Odası Başkanı Ali Dursun Kodat da açıklamasında; “Türk Tabipler Birliği Başkanı’nın düşünceleri ile bizim düşüncelerimiz aynı değil. Memleketin bütünlüğünü istemiyor, bölücülük yapıyor. Daha önceden memleketin bütünlüğüne yönelik söylemleri var. Bu açıdan bizi temsil etmiyor. İstifa edip etmemesi o başka bir mevzu ama onun görüşlerini paylaşmıyoruz. Onun söylediği sözlerinin tabip odalarını, tabipleri temsil ettiğine ya da edeceğine inanmıyoruz, o kadar! İstifa ederse yedekler gelir. Öyle bir uygulama yok tamamının istifa etmesi lazım. Bildiride her şeyi yazdık.” ifadelerine yer verdi.
***
***
EK 1 (25.10.2022): MEDİMAGAZİN
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili iddialara değinen Bahçeli, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kimyasal silah kullandığını dillendirenlere aldanacak ve kanacak hiç kimsenin olmadığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Irak ve Suriye’de benzeri karanlık algı oyunlarının görüldüğü, işgal için bahaneler oluşturulduğu bilinen bir gerçektir. Türkiye’den bir Irak, bir Suriye çıkarmak için ortam yoklayanlar sömürge piyonlarıdır, mahcup ve mağlup olmaları da kaçınılmaz bir akıbettir. CHP’li bir milletvekilinden HDP’lilere, terörist Demirtaş’tan Türk Tabipleri Birliği Başkanı’na kadar düşman safında toplananlar, terörün değirmenine su taşıyanlar açıktadır, hepsi de alçaktır. İP Başkanı’nın Türk Tabipleri Birliği’ne övgüleri, bizi de suçlayan sözleri hala hafızalarımızda olup, en son dehşet verici iftiraya ne diyeceği, nasıl bir yorum getireceği pek tabii merak konusudur. Herkesi uyarıyorum; Türk askerine düşmanlık, düşmana askerliktir. Teröristlere basamak olanlar, sözcülük yapanlar su katılmamış teröristtir. Türk askerine aslı astarı olmayan suçlamalarda bulunanlar terörizme beşinci kol faaliyeti yapan kansızlardır.
“TTB’nin kapısına kilit vurulması tarihi önemde addediyorum”
Şerefli Türk hekimlerini hariç tutuyorum, Türk Tabipleri Birliğinin başkan ve yöneticileri hakkında en ağır cezai işlemlerin tatbik ve temin edilerek, bu birliğin kapısına kilit vurulmasını, doktorlarımızın bu kuruma mecburi üyelik şartlarının kaldırılarak özgürleşmelerini tarihi önemde addediyorum. Türk düşmanı bir birliğin isminin başında Türk olamaz, Türk yazılamaz. Türk askerine hainlerin ve zalimlerin ağzıyla kimyasal silah çamuru atanları, mesela Türk Tabipleri Birliği Başkanı’yla diğerlerinin Türk vatandaşlığından çıkarılması, vatansız ve ülkesiz olmaya mahkum edilmesi akla en yatkın yollardan birisidir. Zira tahammülümüz bitmiş, sabır taşımız çatlamıştır.”
Kaynak: https://medimagazin.com.tr/guncel/devlet-bahceli-ttb-baskani-vatandasliktan-cikarilsin-102571
***