ÇİN’DEKİ BİR LABORATUVARDA ÜRETİLDİ!

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinin (CDC) eski Direktörü Robert Redfield koronavirüsün Çin’deki bir laboratuvarda üretildiğini söyledi. Redfield, “Laboratuvarda üzerinde çalışılan patojenlerin, laboratuvar çalışanlarına bulaşması az görülen bir durum değil.” ifadesini kullandı. 

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezinin (CDC) eski Direktörü Robert Redfield, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) orijininin Çin’deki bir laboratuvar olduğunu savundu.

Donald Trump döneminde CDC Direktörlüğü yapan Redfield, CNN televizyonuna Kovid-19 salgını konusunda bir mülakat verdi.

Kovid-19’un başlangıç noktasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Redfield, “Laboratuvarda üzerinde çalışılan patojenlerin, laboratuvar çalışanlarına bulaşması az görülen bir durum değil.” ifadesini kullandı.

Redfield, “Ortada virüsün Çin’deki bir laboratuvardan çıktığına dair net bir kanıt yok ancak benim görüşüm bu yönde.” değerlendirmesinde bulundu. 

Vuhan Viroloji Enstitüsünün iddia ettiği gibi yarasadan bulaşması durumunda virüsün insandan insana bulaşmasının biyolojik açıdan anlamlı olmadığını dile getiren Redfield, “Ben Kovid-19’un bir yarasadan insana bulaştığına ve salgının böyle başladığına inanmıyorum.” ifadesini kullandı.

Redfield, nihai kararı verecek mercinin de bilim insanları olduğunu sözlerine ekledi..

Kaynakhttps://www.ahaber.com.tr/dunya/2021/03/26/abd-koronavirusun-kaynagini-acikladi-cindeki-bir-laboratuvarda-uretildi-koronavirus-yarasadan-mi-bulasti

***

EK 1 (27.3.2021): Çinli yetkililer, Kovid-19‘un kaynağıyla ilgili Dünya Sağlık Örgütünce (DSÖ) açıklanması beklenen rapordan önce devam eden araştırmalarla ilgili 50 ülkeden temsilcilerin katıldığı toplantıda açıklamalarda bulundu. Virüsün ya yarasadan insana taşındığını ya da yarasanın bir memeliye, ondan da insana geçtiğinin tahmin edildiğini dile getiren Fıng, virüsün ayrıca donmuş gıdalarla da taşınmış olabileceğini kaydetti. Fıng, virüsün laboratuvardan sızdırıldığı ihtimalinin mümkün olmadığına işaret etti. Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Yang Tao, “Çin, salgınla şeffaf bir şekilde savaştı ve saklayacak hiçbir şeyi yok.” ifadesini kullandı. Dışişleri Bakanlığından toplantıyla ilgili yapılan açıklamada Çin’in, bazı ülkelerin asılsız suçlamalarda bulunmasına ve Çin’i sorumlu tutma girişimlerine kesin bir şekilde karşı çıktığı vurgulandı.

Çin, soruşturma çağrılarını geri çevirmişti

Çin, daha önce ABD yönetiminin virüsün kökenine ilişkin soruşturma başlatılmasına dair talebini reddetmiş, Avustralya hükümetinin Nisan 2020’de DSÖ’ye uluslararası soruşturma çağrısı yapması üzerine bu ülkeye de ihracat kısıtlamaları getirmişti. Uluslararası baskıların artmasının ardından ABD, Avustralya, Almanya, Japonya, İngiltere, Rusya, Hollanda, Katar ve Vietnam’dan uzman ve araştırmacılardan oluşturulan heyet, ilk olarak ocak başında Çin’e gitmiş ancak Pekin yönetiminin geçerli vizelerin alınmadığı uyarısını yapmasının ardından geri dönmek zorunda kalmıştı. İzinlerin alınmasının ardından 14 Ocak’ta özel uçakla Vuhan’a gelen heyet 14 gün karantinada tutulmuş, bu sürede Çinli yetkililerle çevrim içi toplantılarla bilgi alışverişinde bulunmuştu.

Heyet, 29 Ocak’ta başladığı saha çalışmalarında, ilk vakaların görüldüğü Vuhan’daki deniz ürünleri gıda pazarının yanı sıra Hubey Çin ve Batı Tıbbı Bütünleşik Bölge Hastanesi, Vuhan Jinyintan Hastanesi, Hubey Eyaleti Hastalık Kontrol Merkezi ve Hayvan Hastalıkları Merkezinde incelemeler yapmıştı. Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/cin-hastalik-kontrol-merkezi-yetkilisi-fing-kovid-19un-laboratuvardan-sizdirildigi-ihtimalinin-olmadigini-belirtti/2189624

***

EK 2 (24.5.2021): Amerikan Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin ABD istihbaratının bir raporuna dayandırdığı özel haberi, Kovid-19 salgınının ilk kaynağının Vuhan’daki laboratuvar olabileceğine ilişkin tartışmaları yeniden gündeme getirdi.

Haberde, ABD istihbaratının ilgili raporuna göre, Kasım 2019’da Vuhan Laboratuvarı’nda çalışan 3 araştırmacının virüs ve mevsimsel grip belirtilerine benzer şikayetlerle hastalanıp hastaneye başvurduğu öne sürüldü. Gazeteye konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen bazı yetkililer, söz konusu istihbaratın hala destelenmesi gereken bir güvenilirlik seviyesinde olduğunu dile getirirken, bazıları ise raporun konuyla ilgili en güçlü ve sağlam istihbaratlardan biri olduğuna inandıklarını belirtti. Önceki ABD Başkanı Donald Trump, görev süresi boyunca pek çok kez virüsün yayılmasından dolayı Pekin’i suçlamış, ABD istihbaratının geçen yılın sonunda yayımlanan raporunda, Kovid-19’un Vuhan’daki laboratuvardan çıkmış olabileceğine ilişkin bulgulardan bahsedilmişti. Çin yönetimi söz konusu iddiaları kesin bir dille yalanlarken, Dünya Sağlık Örgütünden konuyu araştıran bir heyet de virüsün söz konusu laboratuvardan yayıldığı iddialarının gerçekçi olmadığı sonucuna ulaştıklarını açıklamıştı. Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/wsj-vuhan-laboratuvarindaki-3-arastirmaci-salgindan-once-kovid-19-belirtileriyle-hasta-olmustu/2252001

***

EK 3 (27.5.2021): ABD yönetimi, korona virüsün kökeninin tespit edilmesine yönelik başlatılan çalışmaları derinleştiriyor. ABD Başkanı Joe Biden, istihbarat servislerine korona virüsün kökenini araştırmaya yönelik yürütülen çalışmaları “iki katına çıkarma” emri verdi. ABD istihbarat servislerinin virüsün laboratuvar kazası sonucu mu yoksa enfekte bir hayvanla insan temasından mı kaynaklandığı konusunda ikiye bölündüğünü söyleyen Biden, birimlere 90 gün içinde yeni bir rapor hazırlamaları yönünde talimat verdi.

Biden, ABD istihbarat topluluğunun çoğunluğunun bu iki senaryo etrafında birleştiğini ancak “birinin diğerinden daha muhtemel olduğu yönünde yeterli bilgi olmadığını” ifade etti. İki birimin virüsün kaynağı konusunda hayvan bağı ihtimaline yoğunlaştığını, birinin ise laboratuvar teorisine eğilim gösterdiğini kaydeden Biden, çoğunluğun “birinin diğerinden daha muhtemel olduğu yönünde yeterli veri olmadığı” görüşünde birleştiğini vurguladı. Bu kapsamda yeni bir rapor hazırlanması talimatını veren Biden, “ABD, Çin’e tam, şeffaf, kanıta dayalı uluslararası bir soruşturmaya katılması ve tüm ilgili veri ve kanıtlara erişim sağlanması amacıyla baskı yapılması için dünya çapında benzer düşünen ortaklarla birlikte çalışmaya devam edecek” dedi.

ABD istihbarat topluluğu, 17 Amerikan istihbarat servisinden oluşuyor.

Öte yandan önceki Başkan Donald Trump ve eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, yürütülen çalışmalarda virüsün Çin’deki bir laboratuvardan kaza sonucu ortaya çıkmış olabileceğine dair kanıtlar olduğunu ifade etmişti. Ancak kanıtlar kamuoyu ile paylaşılmamıştı. Pekin yönetimi ise söz konusu iddiaları reddetmişti.
Biden’ın son açıklamasının ardından Çin’in Washington Büyükelçiliği, Covid-19’un kökenine yönelik çalışmaların “siyasallaştırılmasına” karşı uyarıda bulundu. Büyükelçiliğin internet sitesinden yapılan ve Biden’ın sözlerinden doğrudan bahsedilmeyen açıklamada, karalama kampanyalarının ve “laboratuvar sızıntısı” komplo teorisinin yeniden gün yüzüne çıktığı ifade edildi.

Kaynak: https://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-bidendan-istihbarat-servislerine-covid-19un-kokenine-yonelik-sorusturmayi-derinlestirme-talimati-11-681-95754.html

***

EK 4 (28.5.2021): Facebook’un internet sitesinden yapılan açıklamada, “Kovid-19’un kökenine ilişkin devam eden araştırmalar ışığında ve halk sağlığı uzmanlarına danışmamız sonucunda, Kovid-19’un insan yapımı olduğu veya üretildiği iddialarını artık engellemeyeceğiz.” ifadesine yer verildi. Açıklamada, Kovid-19 salgınının değişen doğasına ayak uydurmak için sağlık uzmanlarıyla çalışmaya devam edileceği, yeni gerçekler ve eğilimler ortaya çıktıkça Facebook politikalarının düzenli olarak güncelleneceği kaydedildi. Facebook, Şubat 2021’den bu yana, Kovid-19’un insan yapımı veya üretimi sonucu ortaya çıktığı yönündeki paylaşımlara, “yanıltıcı sağlık iddialarının bir parçası” olduğu gerekçesiyle izin vermiyordu. 

Kaynak: https://www.haberturk.com/facebook-kovid-19-un-insan-yapimi-olduguna-yonelik-paylasimlara-getirdigi-yasagi-kaldirdi-3086162

***

EK 5 (28.5.2021): Çin’den misilleme: Koronavirüsün kökenleri için ABD’deki biyoloji laboratuvarı da incelensin.

ABD’li yetkililerin yeni tip koronavirüsün kaynağının Çin’deki Vuhan Viroloji Enstitüsü olabileceği iddialarını yeniden gündeme getirmesi, Çin’in sert tepkisine yol açtı. ABD gazetesi Wall Street Journal’ın ABD istihbaratının eski bir raporuna dayandırdığı haberi, Kovid-19 salgınının ilk kaynağının Vuhan’daki laboratuvar olabileceğine ilişkin tartışmaları yeniden gündeme getirmişti.

Çin’in Washington Büyükelçiliği, Biden’ın talimatına tepki göstererek Kovid-19’un kökenini siyasallaştırmanın, bilimsel araştırmayı engelleyeceğini ve küresel çabaları baltalayacağını belirtti. Elçilik, “Bazı güçlerin siyasi manipülasyon” peşinde olduğu yorumunda bulundu. Çin Komünist Partisi’nin İngilizce yayın organı Global Times da, bazı Batılı kurumların Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) Vuhan’la ilgili soruşturmaları derinleştirme yönünde yaptığı çağrılara tepki gösterdi. ABD istihbarat kurumlarının Kasım 2019’da Vuhan Viroloji Enstitüsü’ndeki üç araştırmacının Kovid-19 semptomları gösterdiği şeklinde yanlış bilgi yaydığını yazan gazete, Vuhan’daki laboratuvarın pandemi başladığından bu yana hiçbir çalışanının Kovid-19 kapmadığını açıkladığını hatırlattı.

“ABD siyasi manevra yapıyor”

Global Times, koronavirüsün kökenine dair “laboratuvar sızıntısı teorisi” incelenecekse Vuhan’daki laboratuvarın yanı sıra ABD’deki Fort Detrick biyoloji laboratuvarının da incelenmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca ABD’nin Asya’da kurduğu çok sayıda biyoloji laboratuvarının da incelenmesi gerektiği belirtildi. Salgının ilk dönemiyle ilgili DSÖ uzmanlarının ABD’de incelemesi gereken birçok yeni bilgi olduğunu öne süren gazete, ABD’nin dikkatleri sürekli Vuhan’daki laboratuvara çekerek siyasi manevra yaptığını savundu. Vuhan’da yeni tip koronavirüsün kaynağını soruşturan DSÖ ekibi, şubatta yaptığı açıklamada virüsün bir Çin laboratuvarından sızarak yayıldığı iddiası için “Son derece düşük bir ihtimal” demişti. Maryland’deki Fort Detrick laboratuvarı, eskiden Pentagon’un biyolojik silah programının merkeziydi ve bugün de biyolojik savunmaya odaklanan ve salgın hastalıkları araştıran bazı kurumlara ev sahipliği yapıyor.

Kaynak: https://www.indyturk.com/node/365316/d%C3%BCnya/%C3%A7inden-misilleme-koronavir%C3%BCs%C3%BCn-k%C3%B6kenleri-i%C3%A7in-abddeki-biyoloji-laboratuvar%C4%B1-da

***

EK 6 (28.5.2021): Putin: Zorunlu aşı uygulamasına karşıyım.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, koronavirüsle mücadele kapsamında zorunlu aşılama politikası uygulanmasına karşı olduğunu ve bunun ülkesinde uygulanmasının amaca uygun olmayacağını söyledi. Putin, hükümet temsilcileriyle ekonomik konuların ele alındığı toplantıda zorunlu aşı uygulamalarına ilişkin görüşünü dile getirdi. Bu konuda çok farklı görüşlerin öne sürüldüğünü ve koronavirüse karşı aşılamanın zorunlu olmasına dair fikirlerin de ortaya atıldığını kaydeden Putin, “Bazıları, tüm vatandaşların zorunlu olarak aşılanmasına yönelik fikirler belirtiyor, bazıları da belirli alanlardaki çalışanlara zorunlu aşılama uygulanmasından yana. Bununla ilgili tutumumu bir kez daha belirtmek istiyorum. Bence zorunlu aşılama amaca uygun olmaz ve uygulanamaz” dedi.

Vatandaşların bu ihtiyacın bilincine bizzat varmaları gerektiğinin altını çizen Putin, “İnsanlar, aşı olmadıklarında çok ciddi ve hatta ölümcül bir tehlikeyle karşı karşıya kalabileceklerini anlamalı. Bu durum, ileri yaştaki bireyler de için de geçerli” ifadelerini kullandı. Dün Rusya Federasyonu’na bağlı Saha (Yakutistan) Özerk Cumhuriyeti’nde yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı aşılanmanın zorunlu hale getirildiği açıklanmıştı. Rusya’nın federal bölgeleri arasında vaka sayısı açısından 43. sırada bulunan Yakutistan, Kovid-19’a karşı zorunlu aşılamayı başlatan ilk bölge olmuştu.

Daha önce Avrupa İnsan Haklari Mahkemesi (AİHM), Çekya’da zorunlu aşıları olmadıkları için çocukları okula alınmayan ailelerin açtığı davaya ilişkin kararında ‘demokratik toplumlarda zorunlu aşıların gerekli olduğunu’ belirtmişti. Dünyada aşı karşıtlığı yükselişe geçerken, bazı ebeveynler bu nedenle hükümetlerin zorunlu aşı politikalarına karşı çıkıyor. Kaynak: https://tr.sputniknews.com/rusya/202105261044592338-putin-zorunlu-asi-uygulamasina-karsiyim/

***

EK 7 (30.5.2021): Covid-19 ilk olarak, yaklaşık bir buçuk yıl önce Çin’in Vuhan kentinde tespit edildi. Ama virüsün nasıl ortaya çıktığı hala gizemini koruyor. Salgının Çin’deki bir laboratuvardan sızmış olabileceği ihtimali bir zamanlar ‘aşırı uç bir komplo teorisi’ olarak değerlendirilirken, bu tartışmalı iddia son haftalarda yeniden gündeme geldi. ABD Başkanı Joe Biden, istihbarat servislerinden salgının köküne ilişkin teorilerin incelenmesi için acil olarak yeni bir soruşturma yürütmeleri ve araştırmalarıyla ilgili raporu 90 gün içinde teslim etmeleri talimatını verdi. Çin de Biden’a tepki gösterip, Washington’ı “pandemiyle mücadeledeki zayıflıklarını örtme amacıyla komplo teorileri yaymakla” suçladı.

‘Laboratuvar teorisi’ nedir?

Koronavirüsün kazara veya bilerek, Çin’in Vuhan şehrindeki bir laboratuvardan sızdığına dair bir şüphe var. Virüs ilk olarak Vuhan’da tespit edilmişti. Bu teoriyi destekleyenler, şehirdeki bir biyolojik araştırma tesisinin varlığına dikkat çekiyor. Vuhan Viroloji Enstitüsü, on yılı aşkın bir süredir yarasalardaki koronavirüsleri inceliyordu. Laboratuvar, ilk enfeksiyon grubunun görüldüğü Vuhan’daki Huanan pazarına yalnızca birkaç kilometre mesafede. Laboratuvar teorisinin gerçek olduğunu düşünenler, virüsün bu tesisten çıkıp vahşi hayvan pazarına ulaşmış olabileceğini söylüyor. Bu tartışmalı iddia salgının başında ortaya atıldı ve o dönem ABD Başkanı olan Donald Trump tarafından da sıklıkla gündeme getirildi. Hatta bazıları, bu virüsün ‘muhtemel bir biyolojik silah olarak tasarlanmış olabileceğini’ de öne sürdü. O dönem medyada ve siyaset çevrelerinde birçok kişi bu iddiaları komplo teorisi olarak görüp göz ardı etti. Bazıları ise ihtimalin değerlendirilmesi çağrısı yaptı. Son haftalarda ise bu fikir yeniden gündeme getirildi.

Neden yeniden tartışıyor?

Çünkü ABD medyasında konu olan iddialar, virüsün laboratuvardan çıkmış olabileceğine dair yeni kaygıları doğurdu. Bu fikre daha önce şüpheci yaklaşan bazı bilim insanları da, teoriye açıklık getirilmesinden yana tavır aldı. Bu hafta ABD medyası gizli bir Amerikan istihbarat raporuna yer verdi. Rapor, virüs insanlara bulaşmadan hemen önce, 2019 yılı Kasım ayında üç araştırmacının Vuhan laboratuvarında tedavi gördüğünü yazıyordu.

Eski Başkan Donald Trump’ın laboratuvar teorisinin incelenmesi için oluşturduğu soruşturma birimin de, Biden yönetimi tarafından kapatıldığı bildirildi. Biden’ın baş sağlık danışmanı Anthony Fauci, ABD senato komitesine 11 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, “İhtimal her zaman var. Böyle bir şeyin yaşanmış olabileceğine ilişkin kapsamlı bir soruşturma yürütülmesinden yanayım” dedi. Biden da şimdi, Covid-19’un köklerine ilişkin “enfeksiyonlu bir hayvandan insana bulaştığı veya laboratuvardaki bir kazadan kaynaklandığı” dahil her türlü ihtimalin değerlendirildiği bir rapor hazırlanması talimatı verdi. Trump da Salı günü bu ihtimale yeniden ilgi gösterilmesinden kendisine pay çıkardı ve New York Post gazetesine attığı e-posta’da şunları söyledi: “Bana göre başından beri böyle olduğu belliydi ama her zaman olduğu gibi çok ağır eleştirildim. Şimdi herkes ‘Haklıydı’ diyor.”

Bilim insanları ne düşünüyor?

Mesele hala çok tartışılıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yürüttüğü soruşturmada konunun derinine inilmesi bekleniyordu ama birçok uzman, bu soruşturmanın yanıttan çok soru işareti doğurduğunu söyledi. WHO’nun atadığı bilim insanlarından oluşan ekip, salgının kaynağının incelenmesi için bu yılın başında Vuhan’a gitti. Vuhan’da geçirdikleri 12 gün içinde ekip laboratuvar ziyareti dahil bir dizi incelemelerde bulundu. Ekip, “laboratuvardan sızma ihtimalinin çok zayıf bir ihtimal olduğu” sonucuna vardı.

Ama birçokları inceleme sonuçlarının geçerliliğini sorguladı. Bir grup kıdemli bilim insanı, laboratuvar teorisini yeterince ciddiye almadığı için WHO raporunu eleştirdi. Birkaç yüz sayfalık raporun yalnızca birkaç sayfası bu teoriye ayrıldı, o kısımlarda da bu iddiaların kayda değer görülmediği belirtildi. Science dergisindeki makalelerinde bilim insanları “Yeterli verilere sahip olana kadar doğal yollarla ve laboratuvar sızıntısıyla bulaştığı hipotezlerini ciddiye almalıyız” dedi. Uzmanlar arasında, virüsün laboratuvardan sızmış olma ihtimalinin ‘daha yakından incelenmesi gerektiği’ konusunda giderek güçlenen bir uzlaşı var. Hatta WHO Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus da yeni bir soruşturma yapılması çağrısı yaptı ve “Bütün hipotezler hala açık ve daha fazla çalışılması gerekiyor” dedi. Dr. Fauci de şimdi virüsün ‘doğal yollardan çıktığına ikna olmadığını’ söylüyor. Bir yıl önce Covid’in hayvanlardan insanlara yayıldığını düşünen Dr. Fauci de artık laboratuvardan çıktığı ihtimalini değerlendiriyor.

Çin ne diyor?

Çin, virüsün laboratuvardan sızdığı yönündeki iddiaları reddetti ve bu teoriler için “iftira” dedi. Pekin yönetimi, koronavirüsün bir başka ülkeden yapılan gıda sevkiyatı aracılığıyla Çin’e girmiş olabileceğini söylüyor. Çin hükümeti bu savunmasını, önde gelen virologların, terk edilmiş bir madendeki yarasalardan toplanan örneklerle yaptıkları bir araştırmaya dayandırıyor. ‘Çin’in Yarasa Kadını’ olarak anılan Vuhan Enstitüsü’nde görevli araştırmacı Dr. Shi Zhengli geçen hafta bir rapor yayımladı. Rapora göre, araştırma ekibi 2015’te Çin’deki madende bulunan yarasalarda sekiz koronavirüs türü tespit etti. Raporda, pangolinlerdeki koronavirüslerin, madende bulunan koronavirüslere kıyasla insan sağlığına daha fazla tehdit oluşturdukları belirtildi. Çin resmi medyası ABD hükümetini ve Batı medyasını dedikodu yaymakla suçladı. Çin Komünist Partisi’nin sahibi olduğu Global Times gazetesindeki bir başyazıda “ABD kamuoyu, pandeminin kaynağı konusunda aşırı paranoyak” dendi. Çin hükümetinin teorisine göre ise virüs, Çin veya Güneydoğu Asya’daki donmuş bir etten Vuhan’a ulaştı.

Başka bir teori var mı?

Evet. “Doğal kaynak” teorisi denilen başka bir teori daha var. Bu teori, virüsün arada hiçbir bilim insanı veya laboratuvar olmadan doğrudan hayvanlardan doğal yollarla insanlara yayıldığını öne sürüyor. Bu teoriyi destekleyenler Covid-19’un yarasalardan, büyük olasılıkla başka bir hayvan aracılığıyla veya “başka bir aracı taşıyıcıyla” insanlara bulaştığını söylüyor. Bu fikir WHO raporu tarafından da desteklenmişti. Raporda, Covid’in bir aracı taşıyıcıyla insanlara geçtiği ihtimali için “muhtemel ile çok muhtemel arası” dendi. Bu hipotez salgının başında büyük oranda kabul edildi. Ama zaman geçtikçe bilim insanları ne yarasalarda ne de başka hayvanlarda Covid-19’un genetik yapısına denk gelen bir virüs tespit edebildi. Bu da teoriye ilişkin şüpheleri doğurdu.

Neden önemli?

Salgın nedeniyle dünya genelinde 3.5 milyondan fazla insan öldü. Bilim insanları, virüsün nasıl ve nerede çıktığı tespit edilirse, yeniden benzer olayların yaşanmasının da önüne geçilebileceğini söylüyor. Hayvanlardan geçtiği yönündeki teorinin doğru olduğu kanıtlanırsa, çiftçilik veya vahşi yaşam istismarcılarının faaliyetleri etkilenebilir. Danimarka’da virüsün vizonlardan geçtiği kaygısı nedeniyle çiftliklerdeki milyonlarca vizon öldürüldü. Virüsün laboratuvardan sızdığı veya donmuş gıda tedarik zincirinden kaynaklandığı teorisi kanıtlanırsa bunun da bilimsel araştırmalar ve uluslararası ticarete etkisi olur.

Laboratuvardan sızdığının teyit edilmesi, Çin’in dünya genelindeki konumunu da etkileyebilir. Zira Çin, salgınla ilgili kritik bilgileri erken safhalarda dünyayla paylaşmamakla suçlanıyor. ABD ile Çin arasındaki ilişkiler de geriliyor. Laboratuvar teorisinin incelenmesinde ısrarcı olan uzmanlardan biri Washington merkezli Atlantik Konseyi araştırmacısı Jamie Metzl. BBC’ye konuşan Metzl, “Laboratuvar sızıntısı hipotezlerine ilişkin kanıtlar güçlendikçe, tüm hipotezlerin kaynağına ilişkin tam kapsamlı soruşturma talep etmeliyiz” dedi. Ama bazı uzmanlar ise Çin’in bu kadar çabuk suçlanmasına da ihtiyatlı yaklaşıyor. BBC’ye konuşan Singapur’daki Ulusal Üniversite Hastanesi’nde görevli Prof. Dale Fisher şu yorumu yaptı: “Biraz sabırlı olmamız gerekiyor. Ama aynı zamanda da diplomatik davranmalıyız. Bunu, Çin’in desteği olmadan başaramayız. Hataların hoş görüldüğü, hatalardan ders çıkarılan bir ortam olmalı.”

Kaynak: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-57277768

***

EK 8 (9.6.2021): Eski FDA direktörü Scott Gottlieb, Dr Anthony Fauci’nin geçen baharda dünya liderlerine koronavirüsün Wuhan’daki bir laboratuvardan çıkma olasılığının olduğunu söylediğini açıkladı.

Kaynak: http://ms.spr.ly/6015n6i81

***

EK 9 (9.6.2021): ABD’li uzmanlardan çarpıcı iddia: “Kovid-19’un laboratuvardan kaçtığına dair iki kanıt var”.

İki ABD’li uzman, koronavirüsün Çin’deki bir laboratuvardan kaçtığına yönelik iddiaları savunan bir yazı kaleme aldı. Wall Street Journal’ da yayımlanan yazı, koronavirüsün genom diziliminin laboratuvar teorisini kanıtladığı öne sürüldü. ABD istihbarat yetkililerinin de desteklediği laboratuvar teorisi, koronavirüsün, Vuhan Viroloji Enstitüsü’nde yarasa virüslerinin incelendiği bir laboratuvardan sızarak tüm dünyaya yayıldığını ve Kovid-19 pandemisini başlattığını savunuyor.  Son günlerde giderek artan sayıda uzmanın “İddia daha detaylı araştırılsın” demesiyle birlikte bu teori, dünya gündemine oturdu. İddiayı destekler nitelikteki köşe yazısını ise Kalifornia Berkeley Üniversitesi’nde fizik profesörü Richard Muller ve Atossa Therapeutics’in kurucusu Dr. Stephen Quay kaleme aldı. İki uzman, laboratuvar teorisini destekleyen kanıtların koronavirüsün genom diziliminde zaten mevcut olduğunu iddia etti.

Gen diziliminde 4 temel harf (A, G, C, U) yer alıyor. Bunlar değişik karbon, hidrojen, nitrojen ve oksijen seviyelerine sahip kimyasal bileşenlerin (Adenin, Guanin, Citosine, Urasil) ilk harflerini teşkil ediyor. Kovid-19 genomu da bu 4 harfin değişik kombinasyonlarla bir araya geldiği 29 bin 903 harften oluşuyor. İşte o dizilimde yer alan 12 harflik “CCU CGG CGG GCA” bölümü bu virüsün gücünün sırrı olarak kabul ediliyor. Çünkü bu dizilim sayesinde Kovid-19 insan hücresine kolayca girebiliyor. Bu bölümün ortasındaki çift CGG, yeni tip koronavirüsün son derece bulaşıcı olmasını sağlıyor. Öte yandan Dr. Muller ve Dr. Quay’a göre bu bölüm aynı zamanda koronavirüsün insan yapımı olduğunu gösteriyor. İki uzman, yeni tip koronavirüsü de içeren virüs sınıfında CGG-CGG kombinasyonunun yer almadığını ifade ediyor. Bu da virüsün, çift CGG kombinasyonunu evrim sürecinde diğer akrabalarından alamayacağı anlamına geliyor. Çift CGG’nin virüslerde doğal olarak bir araya gelmesi “nadir” bir olay diye niteleniyor. Ancak iki uzmana göre laboratuvar çalışmalarında bunun tersi geçerli. Yazıda konuyla ilgili şu ifadeler yer alıyor:

(Laboratuvar deneylerinde) çift CGG, tercih edilen dizidir. Bunun nedeni, hazır ve kullanışlı olması ve bilim insanlarının onu yerleştirmede çok deneyimli olmasıdır. İki uzman buradan hareketle virüsün zoonotik (hayvandan insana geçen) olduğunu savunan bilim insanlarına şöyle sesleniyor: Zoonotik kökenli olduğunu savunanlar, yeni koronavirüsün mutasyona uğradığında neden favorisi olmayan bir kombinasyonu, yani çift CGG’yi seçtiğini açıklamalıdır. Neden laboratuvardaki araştırmacıların yapacağı seçimi tekrarladı? Evet mutasyonlar yoluyla rastgele olmuş olabilir. Ama bu kadarı tesadüf mü?

Aynı iddia daha önce de gündeme gelmişti

Öte yandan Dr. Muller ve Dr. Quay’ın dile getirdiği bu iddia, 2020’de laboratuvar teorisinin ortaya atıldığı ilk günlerde de gündeme gelmişti. Bazı uzmanlar bu iddiayı desteklerken bazıları da buna büyük önem atfetmemişti. Örneğin The Wire’a  konuşan Glasgow Üniversitesi’nden virolog David L. Robertson, bu kombinasyonun her ne kadar zor görünse de doğal yollarla bir araya gelmesinin mümkün olduğunu söylemişti. “Virüsler olağandışı olaylarda uzmandır” diyen virolog, sözlerini şöyle sürdürmüştü: Bu virüslerde rekombinasyon doğal yollarla çok ama çok sık meydana gelir. Sivri uçlu proteinde rekombinasyon kırılma noktaları vardır. Bu dizilerin olağandışı görümesinin nedeni de bizim yeterince örnek toplamamış olmamız.

Ünlü bir virolog ve Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nün eski başkanı David Baltimore ise koronavirüsün genetik diziliminde çift CGG’yi gördüğü anda bunun virüsün kökenine işaret ettiğini düşündüğünü aktarmıştı. Baltimore, “Bu özellikler, virüsün doğal kökenli olduğu fikrine güçlü bir meydan okuma” demişti.

“Virüs neden insanlarda gelişmeyi sürdürmedi?”

Öte yandan Dr. Muller ve Dr. Quay’a göre koronavirüsün laboratuvardan çıktığını kanıtlatan tek şey çift CGG dizilimi değil. İki uzman aynı zamanda, doğal kökenli olduğu doğrulanan SARS ve MERS’in “insan nüfusunda yayıldıkça, en bulaşıcı formlar egemen olana kadar gelişmeyi sürdürdüğünü” söylüyor.

Buna karşılık Kovid-19’a neden olan Sars-Cov-2’nin tespit edildiği ilk andan itibaren epey bulaşıcı olduğu görülmüştü.

Muller ve Quay işte bu noktalardan hareketle “Bilimsel kanıtlar, virüsün bir laboratuvarda geliştirildiği sonucuna işaret ediyor” sonucuna varıyor.

Ancak Sars-Cov-2’nin tespit edildiği anda son derece bulaşıcı olması daha önce de bazı uzmanlar arasında tartışmalara neden olmuştu.

Laboratuvar teorisine karşı çıkan uzmanlar, virüsün insanda bu denli hızlı yayılma yeteneğini henüz yarasalardayken geliştirdiğini savunmuştu.

Bu teze göre, koronavirüsün insan sıçramadan önce büyük bir değişim geçirmesine gerek yoktu çünkü zaten insan hücrelerine etkili bir şekilde saldırma yeteneğine sahipti.

Laboratuvar teorisi nedir?

Kovid-19 hastalığına neden olan Sars-Cov-2’nin kökenine dair iki temel teori var. “Doğal köken teorisi” diye anılan ilki, virüsün zoonotik (hayvandan insana geçen) bir patojen olduğunu savunuyor. Buna göre koronavirüs, yarasalarda yıllar boyunca evrimleşti ve başka bir hayvan aracılığıyla insana sıçradı. Sıçramanın meydana geldiği en olası mekanlardan biri de Vuhan’daki ıslak hayvan pazarı olarak belirlendi. Laboratuvar teorisinde ise Kovid salgınının, bilim insanlarının yarasa kaynaklı virüsleri araştırdığı Vuhan Viroloji Enstitüsü’nde başlamış olabileceği öne sürülüyor. Bu laboratuvarda olası bir sızıntıyı engellemek için katı protokoller uygulanıyor. Ancak teoriye göre temel bir insan hatası, koronavirüsün kaçmasına neden olabilir. Laboratuvar teorisini destekleyenlerden çoğu, virüsün bir kaza sonucu sızdığını düşünüyor. Fakat bazı komplo teorisyenleri, Çin’in virüsü bilerek sızdırdığını iddia ediyor.

Laboratuvar teorisi neden yeniden gündemde?

Kovid-19’un bir hayvandan insana geçen zoolojik bir hastalık olmadığı, Vuhan’daki laboratuvardan kazara sızdırıldığı ilk olarak Donald Trump ve diğer Cumhuriyetçiler tarafından dile getirilmişti. Bazı uzmanlar söz konusu iddiayı “komplo teorisi” diye niteleyip reddetse de son günlerde Biden yönetimi ve ABD basını, aynı teoriyi yeniden dile getiriyor. Örneğin Wall Street Journal, daha önce açıklanmayan, ABD istihbaratına ait bir raporu haberleştirdi. Raporda, Çin’deki laboratuvarda görevli üç bilim insanının, virüs yayılmaya başlamadan önce, Kasım 2019’da Kovid-19’la uyumlu semptomlar yüzünden hastaneye kaldırıldığı aktarılıyor.

Diğer yandan Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Çin’e koronavirüsün kökenini araştırmak üzere gönderdiği heyetin Mart 2021’de hazırladığı bir diğer rapor, bu iddiayı reddetmişti. Raporda, salgının bir laboratuvarda başlamış olma ihtimalinin “aşırı derecede az” olduğunu belirtilmişti. Öte yandan DSÖ, buna rağmen ileri araştırmaların yararlı olacağını ifade etmişti.

Kaynak: https://www.indyturk.com/node/370346/sa%C4%9Flik/abdli-uzmanlardan-%C3%A7arp%C4%B1c%C4%B1-iddia-kovid-19un-laboratuvardan-ka%C3%A7t%C4%B1%C4%9F%C4%B1na-dair-iki

***

EK 10 (22.6.2021): Biden yönetimi: Çin, Kovid için araştırmaya izin vermezse uluslararası tecritle karşılaşacak. Beyaz Saray ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, Fox News’e pazar verdiği demeçte Çin hükümetinin Kovid-19’un kökenlerini araştırma çabalarını engellemeye devam etmesi halinde Çin’in uluslararası arenada “tecritle” karşı karşıya kalacağını söyledi. Sunucu Chris Wallace’la konuşan üst düzey Beyaz Saray yardımcısı, ABD yönetiminin Pekin’in uluslararası uzmanların daha fazla erişim sağlamasına izni vermesini teşvik etmenin ana aracı olarak “diplomatik baskı” kullanacağına işaret etti.

Kaynak: https://www.indyturk.com/node/377461/d%C3%BCnya/biden-y%C3%B6netimi-%C3%A7in-kovid-i%C3%A7in-ara%C5%9Ft%C4%B1rmaya-izin-vermezse-uluslararas%C4%B1-tecritle

***

EK 11 (11.7.2021): FİONA GODLEE: “Covid 19: Kökenleri hakkında tam bir açık bağımsız soruşturmaya ihtiyacımız var.” Covid 19: We need a full open independent investigation into its origins.

Kaynak: https://www.bmj.com/content/374/bmj.n1721

***

EK 12 (30.7.2021): HİKMET GEÇKİL: Yeni…Utanmazlık! Virüsün “yapay” olma ihtimalinin de göz ardı edilmemesini söyleyenleri “komplocu” olmakla suçlayan, Ancak, hiç bir veriye dayanmadan, virüsün %100 doğal olduğunu @NatureMedicine‘da ilan eden “utanmazlar” şimdi ne düşünüyor acaba! Kaynak: https://twitter.com/HikmetGeckil/status/1419746333313863684?s=20

***

EK 13 (30.9.2021): Wall Street’in haberine göre, DSÖ yetkilileri, Bilimsel Danışma Grubu kurulduğunu ve ilk görevlerinden birinin koronavirüsün Çin’in Wuhan şehrindeki bir laboratuvardan çıkıp çıkmadığını tespit etmek olduğunu söyledi. Ekibin; laboratuvar güvenliği uzmanları, biyogüvenlik uzmanları ve genetikçiler ile hayvan hastalıkları uzmanları dahil olmak üzere 20 uzmandan oluşacağı bildirildi. Bir DSÖ yetkilisi, yeni ekibin “önceliğinin ilk raporların tespit edildiği ülkede veri ve erişim olması gerektiğini” belirtti.

DSÖ-Çin raporu

DSÖ-Çin ortak çalışmasıyla Kovid-19’un kökenine ilişkin açıklanan raporda, Kovid-19’un yarasalardan insanlara başka bir hayvan yoluyla bulaştığı öne sürülmüştü. Raporda, Kovid-19’un laboratuvardan çıkma ihtimali ise “en düşük ihtimal” olarak gösterilmişti. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ise Kovid-19’un laboratuvardan çıkma ihtimalinin “en düşük” hipotez olduğunun iddia edildiği DSÖ raporuna ilişkin, “Bu değerlendirmenin yeterince kapsamlı olduğuna inanmıyorum. Daha sağlam sonuçlara ulaşmak için daha fazla veri ve çalışmaya ihtiyaç duyulacak.” açıklamasını yapmıştı. Çin, DSÖ’nün Kovid-19’un kökenleri hakkında yeni bir soruşturma başlatılması yönündeki çağrılarını reddetmişti.

Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/koronavirus/dso-kovid-19un-kokenine-iliskin-arastirmalarina-tekrar-baslayacak/2376840

***

EK 14 (20.11.2024): NEWSWEEK

Eski CDC Başkanı Robert Redfield, Kovid-19’un ABD tarafından “biyolojik savunma programının bir parçası olarak kasıtlı olarak tasarlandığını” iddia etti.

Kaynak: https://www.newsweek.com/covid-19-lab-leak-theory-united-states-north-carolina-cdc-head-robert-redfield-trump-1987571

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: