HİPERTANSİYON İÇİN POTASYUMDAN ZENGİN BESLENME

Hipertansiyon, kalp yetersizliği gibi kalp damar hastalığı olanlara yapılan ilk tavsiye sodyumun (tuzun) kısıtlanması hatta sıfırlanmasıdır.
Oysa tuz vücutta yapılmadığı için mutlaka yiyecek ve içeceklerle alınması gereken bir maddedir.
Diyetteki sodyum/potasyum oranı, yalnızca sodyum ya da potasyum miktarından daha güçlü bir şekilde kan basıncını, kalp hastalığı riskini ve hatta genel ölüm oranını öngörebilir.
Sodyum ve potasyum seviyeleri, böbrekler tarafından sıkı bir şekilde düzenlenir.
Fazla sodyum alınması, vücudun sıvı tutmasına sebep olabilir; bu da kan hacmini artırır ve damar duvarlarına fazladan baskı uygular — bu durum, kan basıncının yükselmesine ve kalbe binen yükün artmasına yol açar.
Potasyum açısından zengin bir öğünde, böbrekler başlangıçta daha az sodyumu geri emer, böylece daha fazla sodyum idrar yoluyla dışarı atılmak üzere aşağıya doğru hareket eder.
Böbrek işlevindeki bu değişim, sodyumun idrarla atılmasını teşvik eder, bu da su dengesini ve kan hacmini etkileyerek kan basıncını düşürür.
Potasyum, böbrek fonksiyonları kişilerde risklidir
Potasyum kan basıncı ve kalp sağlığı için önemli faydalar sağlarken, herkes için güvenli değildir.
Böbrek fonksiyonları bozuk olan kişilerde, vücut fazla potasyumu etkili bir şekilde atamaz.
Sonuç olarak, yüksek potasyumlu bir öğünden gelen potasyum, atılmak yerine kan dolaşımında birikebilir ve hiperkalemi gibi potansiyel olarak hayatı tehdit eden durumlara yol açabilir.
Böbrek hastalığı veya böbrek fonksiyonu azalmış olan kişilerin genellikle yüksek potasyumlu diyetlerden kaçınmaları gerekir.
Günlük potasyum dozu
Günlük potasyum dozu 3.5-5.0 gram kadardır. Potasyum-sodyum oranına ilişkin hedef, her gün sodyumun en az üç katı kadar potasyum alınmasıdır.
Potasyum, sodyum atılımını artırarak yüksek sodyumlu bir diyetin olumsuz etkilerini dengeleyebilir.
Potasyumdan zengin yiyecekler:
Yeşil yapraklı sebzeler, patates, süt ürünleri, bakliyat, kuruyemiş ve kavun, muz, çilek, kivi, kayısı, portakal gibi meyveler mükemmel kaynaklardır.
Bu yiyeceklerin çoğu tabii olarak sodyum bakımından fakirdir ve bu da daha sağlıklı bir sodyum-potasyum oranını desteklemeye yardımcı olur.
Sodyumun vücuttaki başlıca işlevleri:
1. Sıvı ve Elektrolit Dengesi:
▪Hücre dışı sıvının (plazma, lenf vb.) temel katyonudur.
▪Vücut sıvılarının ozmotik basıncını ve hacmini düzenler.
2. Sinir İletimi:
▪Sinir hücreleri arasındaki elektriksel iletim için gereklidir.
▪Aksiyon potansiyelinin oluşmasında rol alır.
3. Kas Fonksiyonu:
▪Kas kasılması ve gevşemesi için gereklidir (özellikle kalp ve iskelet kaslarında önemlidir).
4. Asit-Baz Dengesi:
▪Bikarbonat sistemiyle birlikte kanın pH’ını dengelemeye yardımcı olur.
5. Besin Emilimi:
▪İnce bağırsakta glikoz ve amino asitlerin emilimini destekler (örneğin SGLT taşıyıcılarıyla).
Potasyumun vücuttaki başlıca işlevleri:
1. Hücre içi sıvı dengesinin sağlanması:
▪Hücre içi sıvının ozmotik basıncını dengeler.
▪Sodyum ile birlikte çalışarak hücre içi ve dışı sıvılar arasında denge kurar.
2. Sinir impulslarının iletimi:
▪Sinir hücreleri arasındaki elektriksel sinyallerin iletiminde kritik rol oynar.
▪Aksiyon potansiyelinin repolarizasyon evresinde potasyumun dışarı çıkışı etkilidir.
3. Kas kasılması (özellikle kalp kasında):
▪Kalp ritminin düzenlenmesinde hayati rol oynar.
▪Düşük veya yüksek potasyum düzeyleri kalpte ritim bozukluklarına neden olabilir.
4. Asit-Baz Dengesi:
▪Hücre içi ortamın pH dengesinin korunmasına yardımcı olur.
▪Hidrojen iyonları ile yer değiştirerek asit-baz dengesini etkiler.
5. Protein ve glikojen sentezi:
▪Potasyum, hücre içinde protein sentezi ve glikojen (karaciğer ve kaslarda depolanan şeker) sentezi için gereklidir.
6. Kan basıncının düzenlenmesi:
▪Yeterli potasyum alımı, fazla sodyumun etkisini azaltarak tansiyonu düşürmeye yardımcı olabilir.
Klorun vücuttaki başlıca işlevleri:
1. Asit-baz dengesi:
▪Vücut sıvılarındaki pH’ın düzenlenmesine yardımcı olur.
▪Özellikle bikarbonat ile birlikte çalışarak tampon sistemi oluşturur.
2. Mide asidi üretimi:
▪Mide hücreleri HCl (hidroklorik asit) üretmek için klor iyonlarına ihtiyaç duyar.
▪Bu asit sindirimi kolaylaştırır ve mikropları öldürür.
3. Elektrolit dengesi:
▪Hücre dışı sıvının başlıca anyonudur (negatif yüklü iyon).
▪Sodyumla birlikte çalışarak su dengesini korur.
Gelelim neticeye
BİR: Beslenme tüm hastalıklar için geçerli olduğu üzere hipertansiyon gibi kalp-damar hastalıkları için de çok önemlidir.
İKİ: Hemen ilaca başvurmadan önce başta beslenme ve hareketsizlik olmak üzere hayat tarzındaki yanlışlar düzeltilmelidir.
ÜÇ: Potasyum alımını artırmak, kan damarı sağlığını iyileştirmek ve uzun vadeli riski azaltmak için kritik bir stratejidir.
Kaynak: https://journals.physiology.org/doi/full/10.1152/ajprenal.00222.2024
Makale: Modulation of blood pressure by dietary potassium and sodium: sex differences and modeling analysis
***