KOLAJEN, MEME KANSERİ METASTAZLARINDA ÖNEMLİ BİR ROL OYNUYOR
💥 Tavuğun derisi ve gerisi neden kıymetli https://www.youtube.com/watch?v=mWBTL_vmTAo
***
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Avustralya’daki Garvan Tıp Araştırmaları Enstitüsü’nün yeni bir çalışmasında, metastaz yani kanser hücrelerinin vücudun diğer kısımlarına yayılmasında beklenmedik bir suç ortağı buldu: Kolajen
Kolajen, vücudumuzun en mühim yapı taşlarından biriyken, meme kanserinde kötü bir yol gösterici hâline gelebiliyor.
Nature’ da yayınlanan çalışma, kolajen XII’ nin tümör çevresinde düz, paralel lifler oluşturduğunu ve bu liflerin, kanser hücrelerine yayılmayı kolaylaştıran otoyol gibi düz ve hızlı bir kaçış yolu sağladığını ortaya koyuyor.
Fare modellerinde, tümörler geliştikçe birçok matriks molekülünün değiştiği ve daha da önemlisi kolajen XII seviyesinin de arttığı bulundu.
Farelerde kolajen XII üretimi engellendiğinde, metastazın %70 azaldığı tespit edildi.
Bu bulgular daha sonra insan tümör biyopsilerinde de doğrulandı ve yüksek kolajen XII seviyelerinin daha yüksek metastaz ve daha düşük genel sağkalım oranlarıyla ilişkili olduğu neticesine varıldı.
Tümör mikro-çevresi, bir tümörü çevreleyen ekosistemdir ve bu ekosistemin bileşenlerinden biri hücre dışı matrikstir.
Kanser hücreleri, tümör mikro-çevresiyle sürekli etkileşim hâlindedir ve bu da tümörün büyümesini etkiler.
Kolajen, bu tümör mikro-çevresinin önemli bir parçasıdır, ancak tümörleri nasıl etkilediği henüz anlaşılamamıştı.
Nature’ de yayınlanan çalışma, kolajenin meme kanserinin ilerlemesi ve metastazında önemli bir rol oynadığını gösteriyor.
Vücuttaki 28 kolajen türünden biri olan kolajen XII, diğer kolajenlerin düzenlenmesinde önemli bir rol oynuyor ve hücre dışı matriksin 3 boyutlu yapısı üzerinde derin etkilere sahip.
Kolajenden zengin gıdalar, kolajen takviyeleri metastazları artırır mı?
Tabii ki hayır!
Gıdalarla veya takviye olarak alınan kolajen, mide ve bağırsaklarda sindirilerek temel yapı taşları olan amino asitlere ayrılır. Vücut bu amino asitleri alır ve ister bir yaranın iyileşmesi, ister saç uzaması, isterse de kas yapımı olsun, genel ihtiyaçları için kullanır.
Bu amino asitlerin doğrudan gidip tümörün etrafında “kolajen XII” olarak biriktiğine dair bir bulgu yoktur.
💠 Kolajen takviyelerine şiddetle karşıyım; bunlara deve yüküyle para verilmez, yazıktır, günahtır. Kolajen hayvani gıdalarda bol miktarda bulunur ve adam gibi beslenerek yeteri kadar kolajen alınmış olur.
Bitkisel gıdalarda kolajen bulunmaz. Kolajenden zengin besinler:
◾ Kemik suyu (bone broth): En zengin kolajen kaynağı. Uzun süre kaynatılan kemikler, kıkırdak ve bağ dokusundan kolajen jelatin haline gelir.
◾ Tavuk derisi ve kıkırdağı: Tavuğun derisi ve eklem yerleri bol miktarda kolajen içerir.
◾ Sığır eti (özellikle bağ dokusu olan kısımlar): Dana inciği, kuyruk, yanak gibi yavaş pişirilen etler.
◾ Balık derisi ve pulları: Balıkların derisi ve kılçıkları kolajen zengini.
◾ Yumurta akı: Doğrudan kolajen değil ama prolin ve glisin gibi kolajen sentezi için gerekli amino asitler içerir.
◾ Jelatin: Kolajenin pişirilmiş hali. Evde kemik suyu yaparak veya hazır jelatin kullanarak alabilirsiniz.
C vitamini, prolin, glisin, bakır ve çinko da kolajen sentezini artırır.
Gelelim neticeye
Bir hastanın tümör biyopsisindeki kolajen XII seviyesinin ölçülmesi, üçlü negatif meme kanseri gibi daha yüksek metastaz oranlarına sahip agresif meme kanserlerini tespit etmek için ek bir tarama aracı olarak kullanılabilecektir.
Bu buluş, yeni tedavi yolları da açabilir. Kolajen XII’ i hedefleyen ilaçlar veya metastazı önleyen “kolajen engelleyiciler” geliştirilebilir.
💠 Kolajen, bağ dokusunun temel yapı taşıdır ve her organda (az veya çok) bulunur ama “neredeyse hiç kolajen olmayan” dokular da vardır. Beyin, omurilik, göz merceği, tiroid folikül hücreleri, karaciğer hücreler gibi…
Kalp kası (miyokart), böbrek glomerülleri ve akciğer alveollerinde kolajen vardır ama azdır. Beynin kendisinde kolajen yoktur ama damar ve zarlarında kolajen bulunur.
Vücudun toplam proteininin yaklaşık %30’u kolajendir ve en çok kolajen bulunan organ ve dokular kemik, tendon, deri, ligamet (bağ), kornea, kıkırdak ve kan damarlarıdır.
Kaynaklar:
https://www.garvan.org.au/news-resources/news/collagen-a-key-player-in-breast-cancer-metastasis
Makale: Temporal profiling of the breast tumour microenvironment reveals collagen XII as a driver of metastasis
Kaynak: https://www.nature.com/articles/s41467-022-32255-7

***
EK 1 (19.11.2025): MEME KANSERİ TEDAVİSİNDE BAL ARISI ZEHRİ
Arı zehri (bal arısı zehri) ve özellikle içindeki ana bileşen olan melittin, son yıllarda meme kanseri araştırmalarında umut verici sonuçlar gösteren bir konu haline geldi. Özellikle agresif türler olan üçlü negatif meme kanseri (TNBC) ve HER2-zenginleşmiş meme kanseri hücreleri üzerinde etkili olduğu laboratuvar ve hayvan deneylerinde gözlemlendi.
Ana Bulgular
⏺ 2020’de Avustralya’da (Harry Perkins Tıbbi Araştırma Enstitüsü) yapılan çığır açan bir araştırma (npj Precision Oncology dergisinde yayımlandı): Bal arısı zehri ve melittin, meme kanseri hücrelerini 60 dakika içinde %100 yok edebiliyor, sağlıklı hücrelere ise minimal zarar veriyor. Melittin, kanser hücre zarında delikler açarak hücre ölümünü (apoptoz) tetikliyor ve kanser hücrelerinin çoğalmasını sağlayan sinyal yollarını (örneğin EGFR ve HER2) hızla bloke ediyor.
⏺ Melittin, kemoterapi ilaçları (örneğin docetaxel) ile birlikte kullanıldığında farelerde tümör büyümesini çok daha etkili şekilde azalttığı gösterildi.
⏺ Bütün arı zehri, sadece melittinden daha etkili olabiliyor çünkü zehirde melittin dışında başka bileşenler de kanser hücrelerini hedefliyor.
⏺ Diğer çalışmalar (PMC, Nature vb.): Arı zehri apoptoz tetikliyor, metastazı engelliyor, hücre göçünü durduruyor ve radyoterapi/kemoterapiye duyarlılığı artırıyor.
Güncel Durum (2025 itibarıyla)
⏺ Araştırmalar devam ediyor: Hedefli melittin formları geliştiriliyor (nanopartiküllerle kanser hücrelerine özel taşıma), böylece toksisite azaltılıyor ve doğrudan tümöre enjekte edilebiliyor.
⏺ Harry Perkins Enstitüsü’nde çalışmalar ilerliyor; melittin’in TNBC gibi dirençli türlerde kemoterapiden daha az yan etkiyle etkili olabileceği belirtiliyor.
⏺ Henüz insan klinik tedavisi olarak onaylı değil. Tüm bulgular hücre kültürü (in vitro) ve fare (in vivo) deneylerinden geliyor.
Klinik Deneme ve İnsan Uygulaması
⏺ Şu ana kadar meme kanseri için arı zehri/melittin üzerine büyük ölçekli faz 3 klinik deneme yok. Bazı küçük vaka raporları ve geleneksel tıp uygulamalarında (apiterapi) arı sokmasıyla kanser semptomlarında iyileşme bildirildi ama bunlar bilimsel olarak kanıtlanmış tedavi değil.
⏺ Melittin sentetik olarak üretilebildiği için arılara zarar vermeden ilaç geliştirme potansiyeli yüksek.
Önemli Uyarılar
✅Kesinlikle kendi başınıza denemeyin! Arı zehri alerjik şok (anafilaksi) yapabilir, ölümcül olabilir. Doğal arı sokması veya zehir enjeksiyonu kanser tedavisi değildir.
✅Bu konuda umut verici gelişmeler olsa da, “arı zehri meme kanserini tedavi eder” demek için erken. Yıllar alacak klinik çalışmalar gerekiyor.
Özetle: Arı zehri (özellikle melittin) laboratuvarda meme kanseri hücrelerini yok etmede çok başarılı görünüyor ve gelecekte yeni bir tedavi seçeneği olabilir. Ama şu an için sadece araştırma aşamasında. Meme kanseri şüphesi veya tedavisi için mutlaka onkoloji uzmanına danışın.
***














