ZATÜRRE AŞISI HASTANEYE YATIŞLARI VE ÖLÜMLERİ ÖNLEMİYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

İspanya’nın Katalonya bölgesinde 50 yaş ve üzeri 2.2 milyondan fazla yetişkinin verileri incelenerek, zatürreye karşı kullanılan iki ana pnömokok aşısının hastaneye yatışı önlemedeki etkinliğini değerlendirildi.

   

Çalışma Türü

Nüfus temelli kohort çalışması (Gözlemsel)

Yer ve Zaman

Katalonya, İspanya (1 Ocak 2019 – 31 Aralık 2019)

Katılımcı Sayısı

2,234,003 kişi (50 yaş ve üzeri) 

İncelenen Aşılar

PCV13 (konjuge aşı) ve PPsV23 (polisakkarit aşı)

Araştırılan Sonuç

Zatürreye bağlı hastaneye yatış ve ölüm riski

🔬 Araştırmanın Özeti: Zatürre Aşıları Ne Kadar Etkili?

Çalışma, zatürre aşılarının gerçek dünyada, özellikle de çocukluk çağı aşılamalarının yaygın olduğu bir dönemde, yetişkinlerde hastaneye yatışı gerektirecek kadar ciddi zatürre vakalarını önlemede ne kadar etkili olduğu sorusuna cevap arıyor.

Elde edilen sonuçlar beklentilerin aksine bir tablo ortaya koydu:

Risk Azalmadı, Hatta Arttı: Çalışmada, PCV13 aşısı olanlarda, pnömokok kaynaklı ciddi zatürre sebebiyle hastaneye yatış riskinin %83, her türlü sebebe bağlı ciddi zatürreden dolayı hastaneye yatış riskinin ise %55 daha yüksek olduğu gözlendi.

PPsV23 aşısı olanlarda ise bu riskler sırasıyla %21 ve %24 arttı.

Ölüm Riskinde Anlamlı Değişiklik Yok: Her iki aşı da zatürreden ölüm riskini istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde değiştirmedi. Bazı alt gruplarda ölüm riskinde artış bile var.

Hassas Gruplarda da Etki Gözlenmedi: Çalışmanın alt analizleri, 65 yaş üstü olanlarda veya bağışıklığı baskılanmış, kronik solunum/kalp hastalığı olan riskli kişilerde de aşıların koruyucu bir etkisi ortaya çıkmadı.

💡 Sonuç ve Güncel Öneriler: Bu Bulgular Ne Anlama Geliyor?

Araştırmacılar, bu şaşırtıcı sonuçları yorumlarken dikkatli olunması gerektiğini, bulguların aşıların zatürreye sebep olduğu anlamına gelmeyeceğini belirterek şu açıklamayı yapıyorlar:

💠 Bu sonuçlar, aşı olan grupta altta yatan kronik hastalık veya bağışıklık sistemi zayıflığı gibi “sağlık durumu karıştırıcı faktörlerinden kaynaklanıyor olabilir.

Daha hasta olan bireyler zaten aşı olmaya daha yatkındır ve zatürre riskleri de tabii olarak daha yüksektir. Bu faktörler istatistiksel olarak düzeltmeye çalışmış olsa da, gerçek dünya verilerinde tüm etkileri tamamen ayıklamak zor olabilir.

💠“Ters İlliyet” (Sağlıklı Aşı Olmama Etkisi): Aşı olan grup, kronik akciğer/kalp hastalığı gibi zatürre için zaten yüksek risk taşıyan bireylerden oluşmaktaydı. Aşı, bu temel yüksek riski ortadan kaldırmamış olabilir. Bu durum, gözlemsel çalışmalarda sık görülen bir karıştırıcı faktördür.

💠 Aşıların Ana Hedefi: Çalışmanın ölçtüğü zatürre tüm vakaları kapsıyor; oysa bu aşılar öncelikle invazif pnömokok hastalığı gibi bakterilerin kan dolaşımına geçtiği çok daha ciddi, ancak daha nadir görülen enfeksiyonları önlemek için tasarlanmıştır.

💠 Gözlemsel tasarım sebebiyle tam randomization yok → Yüksek riskli kişiler (kronik hastalıklılar) daha fazla aşı oluyor, bu da riski yapay olarak yüksek gösteriyor olabilir.

💠 Sınırlı Serotipler: Aşılar, zatürreye sebep olabilecek 100’den fazla pnömokok türünden (serotip) sadece 13 veya 23’ünü kapsar. Hastaneye yatan vakalar aşı dışı serotiplerden kaynaklanmış olabilir.

💠 Çocukluk aşılamalarının dolaylı etkisiyle yetişkinlerde aşı kapsadığı serotipler zaten azalmış olabilir (serotip replacement).

💠 Güncel Aşılar Değil: Çalışma, artık yetişkinlerde kullanımdan kalkan PCV13 ve PPsV23’i incelemiştir. Günümüzde PCV15, PCV20 ve PCV21 gibi daha geniş kapsamlı yeni konjuge aşılar kullanılmaktadır ve bunların etkinliği bu çalışmada değerlendirilmemiştir.

Gelelim neticeye

Bu geniş kapsamlı çalışma, zatürre aşılarının ağır zatürre için hastaneye yatışları azaltmak bir tarafa tam aksine artırdığını, zatürreye bağlı ölümleri de önlemediğini net olarak ortaya koyuyor.

Çalışmayı yapanlar sonuçlar karşısında “aşının zatürreye sebep olduğu söylenemez” diyecek kadar şaşırmışlar.

Sözün bittiği, zatürre aşılarının bir işe yaramadığı yerdeyiz.

Makale: Real world effectiveness of antipneumococcal vaccination against pneumonia in adults: a population-based cohort study, Catalonia, 2019

Kaynak: https://bmcinfectdis.biomedcentral.com/articles/10.1186/s12879-025-11596-w

***

EK 1 (21.12.2025): Zatürre hastalığına karşı farkındalık oluşturmak ve toplumu bu hastalıktan korunmada ve tedavisinde bilgilendirmek amacıyla her yıl 12 Kasım Dünya Pnömoni Günü olarak kabul ediliyor.

Zatürrenin her yaştan insanları etkileyen, ancak özellikle 5 yaş altı çocukların ve 65 yaş üzeri yaşlıların en önde gelen ölüm sebebi olabildiğini vurgulayan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), “Zatürre sebepli ölümler farkındalık, erken teşhis, erken tedavi ve aşılamayla önlenebilir” uyarısını yaptı.

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu adına açıklama yapan Başkan Prof. Dr. Yusuf Aydemir, hastalığının başlıca belirtileri konusunda şu bilgileri verdi:

“Akciğerlerin bakteri, virüs gibi mikroorganizmalarla oluşan enfeksiyonu olarak tanımlanan zatürrede (pnömoni) ateş, üşüme-titreme, halsizlik, öksürük, sarı-yeşil renkli, bazen kanlı balgam çıkarma şikayetleri ile kendini gösterir. Ağır hastalarda ise nefes darlığı da gelişmesi mümkün olabilmektedir.”

“5 yaş altı çocuklar ve 65 yaş üstü bireyler risk altında”

5 yaş altı çocuklar ile 65 yaş üstü bireylerin özellikle risk altında olduğunu aktaran Aydemir, yüksek risk altındaki diğer grupları ise şöyle özetledi:

“Diyabet, kalp, akciğer hastalıkları gibi kronik hastalığı olanlar, bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler ve sigara kullananlar en yüksek risk altında.  Hava kirliliği, sigara dumanına maruz kalma ve kötü hijyen koşulları gibi çevresel faktörler de zatürre riskini artıran önemli etkenler arasında yer alıyor.”

“Aşılama ve erken teşhis ile zatürreden korunabiliriz”

Zatürrenin eşlik eden kronik hastalığı olanlarda ve bağışıklık sistemi bozulmuş kişilerde çok ciddi sorunlara yol açabileceğini belirten Aydemir, şunları aktardı: 

“Zatürre ile mücadelede en güçlü silahımız korunma ve erken teşhis. Bu hastalıkla mücadelede hekime erken başvuru ve tedavinin erken başlaması büyük önem taşıyor. Doktor muayene sonrası akciğer filmi ve tam kan tahlili isteyebilir, ardından uygun antimikrobiyal/antibiyotik tedavisi ile iyileşme sağlanır.”

Aydemir, tüm vatandaşları şu önlemlere uymaya davet etti:

  • Aşılama: Özellikle risk grubunda yer alan kişilerin, hekimlerine danışarak grip (influenza) RSV ve zatürre (pnömokok) aşılarını düzenli olarak yaptırmaları hayati önem taşıyor.
  • Hijyen: Düzenli el yıkama ve kişisel temizlik kurallarına uymak, enfeksiyonun yayılmasını önlemede en etkili yöntem.
  • Sağlıklı Yaşam: Dengeli beslenme, düzenli uyku ve sigara/alkolden uzak durmak, bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalığa karşı direnci artırır.
  • Erken Başvuru: Uzun süren öksürük, yüksek ateş, nefes darlığı veya göğüs ağrısı gibi belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı. Zatürre, erken teşhis ve uygun antibiyotik/tedavi ile iyileştirilebilen bir hastalık.

“Koruyucu hekimliğe erişim artmalı”

Aydemir, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: 

“TÜSAD olarak zatürrenin önlenebilir bir hastalıktan ölüm nedeni olmaktan çıkması için, koruyucu hekimlik hizmetlerine erişimin artırılması ve toplumun bilinçlendirilmesi çabalarımızı sürdüreceğiz. Sağlıklı bir gelecek için tüm bireyleri zatürreye karşı farkındalığa ve korunma önlemlerine en üst düzeyde riayet etmeye davet ediyoruz.”

Kaynakhttps://medimagazin.com.tr/guncel/tusaddan-cagri-zaturreye-karsi-koruyucu-hekimlik-guclendirilmeli-118113

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: