Antibiyotiklerin gelişigüzel kullanımında vatandaşlar veya eczacılar suçlanır. “Komşu tavsiyesiyle antibiyotik içiliyor”; “parasını bastıran istediği antibiyotiği alıyor” denir. Doğru, gereksiz antibiyotik kullanımında vatandaşın da eczacının da katkısı vardır ama bu işin baş sorumlusu “doktorlardır”.

Kısaca NSAİ adıyla bilinen ağrı kesici, ateş düşürücü ve iltihap giderici olarak kullanılan ilaçların kalpte ciddi ritim bozukluklarına yol açabilecekleri belirlendi. Özellikle “her zaman ağrıyan bir yerleri bulunan” ve NSAİ ‘ siz yapamayan kadınlara hatırlatırım.

Erkeklerin çok önemli bir derdini ortadan kaldıran “mutluluk hapları”, tedavi edilemeyen kalıtsal kas hastalığı olanlar için de umut oldu. Az sayıda hasta üzerinde yapılan çalışmada Cialis veya Viagra gibi ilaçların, Duchenne kas distrofisi adıyla bilinen hastalıkta zayıflamış kaslara kan akımını arttırdığı gösterildi.

Aspirin kalp krizi ve felçleri bazı kişilerde önleyebilir ama herkeste değil, üstelik pek çok da yan tesiri olabilir. Önemli araştırmalar dikkatle incelendiğinde aspirinin kalp krizi, felç geçirmemiş olan ve kardiyo-vasküler problemleri bulunmayan insanlarda kullanılmasını (“birincil koruma”) destekleyen verilerin olmadığı görülüyor.

Sadece hastalar değil doktorlar da “hasta”. Madde bağımlılığı, depresyon ve hatta intihar düşüncesi doktorlar arasında hızla yayılıyor. Binlerce doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışanı madde bağımlılığı problemleriyle boğuşuyor; her 10 doktordan biri ilaç veya alkol bağımlısı.