İyi kolesterol düşüklüğü ve trigliserit yüksekliğinin ağır KOVİD riskini artırdığı gösterildi. KOVİD’ in akıbetini büyük ölçüde metabolik bozuklukların tayin ettiği, sağlıklı bir hayat tarzı olanların yaşları çok ileri de olsa KOVİD’ i hafif atlattıkları çok iyi biliniyor. Koronavirüslere selâm, adam gibi beslenmeye devam!

KOVİD hastalarıyla yakın temasları olanlarda aşikar bir enfeksiyon olmadığı hâlde koronavirüslere karşı T hücresi bağışıklığı gelişebileceği gösterildi. Asemptomatik ve semptomatik hastaların benzer düzeyde spesifik T hücresi hafızasına sahip oldukları da görüldü. Bağışıklığın sırrı antikorlarda değil T hücrelerinde saklıdır.

Tüm dünyada olduğu gibi bizde de İngiliz varyantının salgına hâkim olduğunu ve bundan çocukların da nasiplerini aldıklarını görüyoruz ama çocuklarda daha ağır tablolar görüldüğü iddiası doğru değil. Yeni bir araştırma da İngiliz varyantının çocuklarda daha ağır seyretmediğini gösteriyor. Acı da olsa doğru bilgiye evet, korku ve telaş saçanlara hayır!

BioNTech aşısının 12-15 yaş arası çocuklarda, enfeksiyonu önlemede yüzde 100 başarı gösterdiği bildirildi. Kas içine zerk yoluyla uygulanan aşılar enfeksiyonun hafif geçmesini sağlar ama önlemez. Tabii enfeksiyon mutasyonlara karşı koruyor, bu aşı mutasyonlara karşı da koruyor mu yoksa çocukları ağır tablolara yol açabilecek mutant virüslere karşı daha “korunmasız” mı kılıyor?

KOVİD’ den korunmada bağışıklık sisteminin “yerinde” olmasının her şeyden önemli olduğunu bıkmadan usanmadan dile getiriyorum. Çünkü sağlıklı bir bağışıklık tüm hastalıklardan korunmanın olmazsa olmaz unsurudur. Nitekim “bihakkın” vazifesini yerine getiren bağışıklık sistemleri olanlara koronavirüs de mutantları da vız geliyor tırıs gidiyor.