Obez gençlerin beyin MR’ larında enflamasyonla alâkalı hasar tespit edildi. Şaşırmadım. Ben, asıl, başlıca sebebi işlenmiş gıdalarla sağlıksız beslenme ve hareketsizlik olan obeziteye ilaç, aşı ve genetik müdahalelerle çare bulmaya çalışan bilim adamlarının beyin MR’ larında ne tür bir hasar var, onu görmek isterdim.

Kellogg gıda şirketinin LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel) temalı yeni bir kahvaltı gevreğini piyasaya sürdüğü haberini okuduğumda işlenmiş gıdaların ticaretle, daha çok para kazanmakla, insanları hasta etmekle sınırlı olmadığını, çok daha başka ve büyük boyutları olabileceğini düşünmeye başladım.

Keto diyetin, gribin önlenmesinde de etkili olduğu bildirildi. Farelerde yapılan araştırmaya göre, yağdan zengin diyet hem mukus salgısını artırarak virüsleri mukus içinde hapsediyor hem de inflasomların oluşumunu engelliyor. Grip aşılarının bu sene de etkili olmayacakları anlaşıldığına göre keto diyeti tercih etmek için elimizde bir sebep daha var.

Stabil kalp hastalarında tıkanmış damarların stent, balon veya baypas ile açılmasının sadece göğüs ağrılarını azalttığı, birkaç sene içindeki kalp krizi ve ölüm riskini azaltmadığı bildirildi. Hatta stent veya baypas yapılanlarda gelecek senede bir kalp problemi ile karşılaşma ve ölüm ihtimallerinin daha fazla olduğu da belirlendi.

Büyük ölçüde hazır gıdaların daha çok tüketilmesinden kaynaklanan obezite, diyabet ve buna bağlı hastalıklar için ilaç veya gen tedavisine bel bağlamak insan aklıyla alay etmektir. Bu “bilimsel tedavileri” (!) dayatanların on paralık vergiyi vermemek için binlerce kilometre kat eden Keraban Ağa’ dan hiçbir farkları yoktur.