Hürriyet’ te “Domuz gribi artık sıradan” başlıklı haber gene ibret-i âlemlik! H1N1 virüsü 2009′ da aldığı canlarla değil “ilaç şirketlerinin fahiş fiyatlara ilaç ve aşı satması için Dünya Sağlık Örgütü tarafından da hararetle desteklenen korkutma kampanyası” sebebiyle tedirginliğe yol açtı. Domuz gribinin artık “sezonluk” olduğunu 2018’de eniştem de söyler; marifet bunu 2009′ da dile getirmekte idi.

Fast food ile beslenen farelerin bağışıklık sisteminin aktive olduğu ve hastalık yapan bakterilerle oluşan enfeksiyonlardakine benzer tepkiler verdiği tespit edildi. Bu, bağışıklık sisteminin fast food türü yiyecekleri hastalık yapan tehlikeli bir mikrop olarak algıladıkları anlamına geliyor. Siz de bu yiyeceklere bağışıklık sisteminiz gibi davranın!

Uzmanlarımız geç de olsa gerçeği görmüşler. Bu yıl H1N1 virüsünün kılık değiştirdiğini dile getiriyorlar. Uzmanlarımız farkında mı değil mi bilemem ama bu ifade aşının H3N2′ den sonra H1N1′ e karşı da koruyucu olamayacağının itirafıdır . Ateş Kara “2009’da yeni çıktığında domuz gribi olarak siyah takım elbise giyiyorsa şimdi spor elbise ile karşımızda” diyor.

Obezite cerrahisi uygulananlarda intihar ve kendine zarar verme risklerinin yüksek olduğu bildirildi. Cerrahlar genellikle kısa dönemde ortaya çıkan “gözle görülür-elle tutulur” komplikasyonlara odaklanırlar, hastaların hȃlet-i ruhiyelerinin dikkate alınması ve bu çalışmalardan birinde olduğu gibi 20 seneye yakın bir takip bunların defterlerinde yazmaz. “Kestik, biçtik, sorun yok” demek yetmiyor.

Halk arasında zatürre aşısı olarak bilinen pnömokok aşıları (Pneumovax ve Prevnar) vücudu pnömokok bakterisinin sebep olduğu enfeksiyonlara karşı korumak için uygulanır. Her iki aşının da kendine has üstünlükleri ve olumsuzlukları vardır. Yeni geliştirilen bir yöntem ile aşıların dezavantajları giderilmeye çalışlıyor ama bunun da kendine has riskleri var.