Spor minderi, mobilyalar, halı, araba koltukları, bilgisayar ve cep telefonları gibi günlük hayatta yaygın şekilde kullanılan ürünlere alev almayı geciktirici olarak eklenen “organofosfat” türü kimyasalların kısırlığa yol açabilecekleri ortaya çıktı. Bunların daha önce meme ve tiroit kanseri riskini artırabilecekleri de bildirilmişti.

Ülker, Lady Godiva’ nın sağlığını düşünüyorsa esas mısır şurubunu, trans yağları, katkı maddelerini, işlenmiş unlu mamulleri bıraktırsın da görelim. Kapitalist sistemde daha çok para için her şey mubahtır. Daha çok kazandırıyorsa alkol bırakılır ya da başlatılır; ikisinin bir farkı yoktur. Amaç kazanmaksa “alkol” teferruattır.

Belçika’ da yapılan araştırmada, temizlik işlerinde çalışan erkeklerin ölüm risklerinin büro işlerinde çalışan erkelere göre yüzde 45 daha yüksek olduğu belirlendi. Araştırmaya göre temizlik işlerinde çalışmak ölüm riskini kadınlarda sadece yüzde 16 artırıyor. Tevekkeli değilmiş biz erkeklerin temizlik işlerinden hoşlanmadığı!

Astım ve KOAH tedavisinde kullanılan nefes açıcı ilaçların (beta-agonistler) Parkinson’ da rolü olan genleri baskılayabilecekleri ve bu hastalığı önleyebilecekleri bildirildi ama kimse umutlanmasın. Bu araştırmadan bir ilaç çıkmaz. Ventolin’ i allem eder kallem eder kenarına köşesine bir molekül ekler ve çok yüksek fiyatla yeni bir ilaçmış gibi piyasaya verirler.

“Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin/Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!”… diyen Tevfik Fikret’ e rahmet okutanlar bile var. Bu, insan sağlığını riske atan çok yanlış bir tavsiyedir. En faydalı bir gıdanın bile “tıka basa” veya “istendiği kadar yenmesi” doğru değildir. Artistlik taslayanlara kanmayın, adam gibi beslenmeyi benimseyin.