Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği’ nin (TJOD) mesaisinin önemli bir kısmını Prof. Karatay’a ayırması “boş zamanının çok olduğunu” gösteriyor. Oysa TJOD’ dan cevaplamasını 7-8 aydan beri heyecanla beklediğimiz sorularımız var. TJOD, zamanını bu soruları cevaplamaya ayırırsa çok daha faydalı bir iş yapmış olacaktır.

Cep telefonu ve tablet gibi aygıtlardan kaynaklanan radyasyonun insan sağlığı için gerçek bir risk oluşturduğu, kanserden Alzheimer ve Parkinson’a kadar pek hastalığa yol açabileceği bildirildi. Dünya Sağlık Örgütü’ nün de “muhtemel kanserojen” olarak kabul ettiği cep telefonlarına karşı özellikle çocuk ve gebelerin korunması şart!

Meme kanseri erken teşhisi için uygulanan mamografilerin kanser teşhisini artırdığı ama kansere bağlı ölümlerde beklenen azalmanın gerçekleşmediği bildirildi. Aşırı teşhis, yanlış pozitif ve yanlış negatif sonuçların gereksiz ameliyat, radyoterapi ve kemoterapilere yol açtığı vurgulanıyor ve tarama sadece riski yüksek kadınlara tavsiye ediliyor.

Norveç Gıda Emniyet Kurumu,  testlerde Avrupa Birliği emniyet sınırlarının üzerinde karsinojen bulaşığı tespit edilen üç alternatif balık yağı desteğinin kullanmamasını istedi. Balık yağı haplarının ispatlanmış bir faydası olmaması bir tarafa içenler kanserojenlere de maruz kalabiliyorlar. Parasıyla rezil olmak diye buna derim.

Kalp krizlerini önlemek için alınan omega 3 haplarının faydalarını gösteren yeterli delil olmadığı, bunlara verilen paranın cüzdanı hafifletmekten başka bir işe yaramadığı bildirildi. Okumuş yazmış, akıllı insanların omega 3 hapı içmeleri, omega 3 deposu balıkların “oltaya gelmesinden” farklı bir şey değildir.