İLAÇ İSRAFININ SORUMLULARI KİM?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
TEB küçükusta

Türk Eczacılar Birliği Genel Sekreteri Uzm. Ecz. Harun Kızılay’dan Zaman gazetesinde yayınlanan “Antibiyotik Kullanımı Nasıl Olmalı?” başlıklı yazım için bir mektup aldım.

Sayın Kızılay, “Türkiye’ de gereksiz antibiyotik kullanımında asıl suçlu, her ateşi olan hastaya antibiyotik yazmayı görev bilen biz doktorlar ve her isteyene istediği ilacı vermekte sakınca görmeyen eczacılardır” ifademin direkt olarak örgütlerini ve meslektaşlarını hedef aldığını ve 30 bin eczacıyı töhmet altında bıraktığımı söylüyor ve diyor ki:

“Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; eczacı meslektaşlarım, eczanesine gelen ve elinde reçete olmadan ilaç almak isteyen hastasını ilaç hakkında mutlaka bilgilendirmektedir. Önce rahatsızlığının ne olduğunu sorar ve o doğrultuda hastasının özelliklerini de göz önünde bulundurarak ona en doğru ilacı verir. Çünkü eczaneler; hastaların sağlıklarını yeniden kazanmaları adına çaba sarf eden, önceliği halk sağlığı olan ve halka en yakın sağlık kuruluşlarıdır. Öte yandan, aşırı antibiyotik kullanımı ile ilgili çekincelerimizi defalarca dile getirmiş ve kamuoyuyla paylaşmış bir örgüt olarak, böylesine ön yargılı ve eczacıları suçlamaya yönelik bir açıklama bizler için son derece üzücü ve bir o kadar da düşündürücüdür.

Birer sağlık profesyonelleri olarak bizler, son zamanlarda giderek artan antibiyotik kullanımının ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiğinin farkındayız. Dolayısıyla; tüm ilaçlarda temel ilke olarak akılcı ilaç kullanımına, antibiyotikler söz konusu olduğunda daha da önem verme gerektiğini savunuyoruz. Her fırsatta da, ilaçların doktor tavsiyesi ve eczacı danışmanlığında, önerilen doz ve zamanda kullanılması gerektiğinin altını çiziyoruz.  

Tüm bu gerekçelerle, ilacın sunumu ve doğru kullanımı için gerek bireysel gerekse örgütsel düzeylerde yıllardır kararlılıkla mücadele eden eczacılık mesleği mensuplarının, sorunun bir tarafı olarak yansıtılması çözümü daha da zorlaştırmakta ve topluma yanlış mesajlar vermektedir.

Sonuç olarak; antibiyotik kullanımında büyük artış yaşanmasının, insanlarımızda sağlık bilincinin yeteri kadar oturtulmamasından kaynaklandığı inancındayım. Dolayısıyla; sizin gibi geniş bir okuyucu kitlesine sahip profesyonel bir sağlık uzmanının, halk sağlığını yakından ilgilendiren bu tür konularda daha yapıcı, tüm toplum sağlığını gözeten ve en önemlisi çözüm yollarını öne çıkaran yaklaşımları benimsemesi gerektiğine inanıyoruz.”

İlaç israfında sorumlular kim?

Bu konuda görüşlerimi tekrarlama fırsatı verdikleri için Türk Eczacılar Birliğine (TEB) teşekkür ediyorum.

TEB’ nin alınganlık göstermesine hiç gerek yok. Ben onlar gibi antibiyotik kullanımında büyük artış yaşanmasının, insanlarımızda sağlık bilincinin yeteri kadar oturtulmamasından kaynaklandığı kanaatinde değilim.

Böyle olsa bile bunun sorumlularının başında zaten doktor ve eczacıların gelmesi gerekir.

Yanlış ve gereksiz ilaç kullanımında asıl suçlular biz doktorlar (bunlara kendimi de dâhil ediyorum) ve eczacılardır.

O yazımda doktorların gereksiz ilaç yazma sebeplerini anlatmıştım.

Bugüne kadar ilaç almaya gittiğim ve beni tanımayan hiçbir eczacının veya çoğu zaman olduğu gibi kalfanın beni bilgilendirdiğini görmedim.

Almak istediğiniz ilacın adını söyler, parasını verir ve ilacı alıp gidersiniz.

Sayın Kızılay’ın mektubunda “Elinde reçete olmadan ilaç almak isteyen hastaya önce rahatsızlığının ne olduğunu sorar ve o doğrultuda hastasının özelliklerini de göz önünde bulundurarak ona en doğru ilacı verir.” sözleriyle de belirttiği gibi bir kısım eczacılar “doktorculuk” da oynarlar.

Bir eczacı elinde reçete olmadan ilaç almaya gelen bir hastaya ilaç vermemeli ve onun bir doktora giderek derdini anlatması ve muayene olması gerektiğini söylemelidir.

Denemek çok kolay: Sayın Kızılay siz de bir eczaneye gidin ve mesela “Augmentin” isteyin. Eczacı ilacı verir ve sizi sadece ilacın “fiyatı” konusunda bilgilendirir.

Gelelim neticeye

BİR: Bir meseleyi çözmek ve çareler bulmak için önce sebeplerinin doğru olarak ortaya konması gerekir.

İKİ: Eczacılar da bu konuda elbette meselenin bir tarafıdır. Bunun bilinmesi çözümü zorlaştırmaz aksine kolaylaştırır.

ÜÇ: Amacım doktorları, eczacıları veya başkalarını suçlamak değil, çok önemli bir meselenin sebeplerini ortaya koymaktır. Alınganlık göstererek ne doktorlar ne eczacılar kendilerini bu işten soyutlayamazlar. Kafamızı kuma gömerek bir neticeye ulaşmamız da mümkün değildir.

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. Tuna Erinçler dedi ki:

    İlaç israfında hastaların da sorumlu oldukları unutulmamalı. Belki burada “sağlık köşelerinde” yanlış bilgiler verenlerin de etkisi vardır bunda, fakat hastalar genellikle adı duyulmamış, pahalı veya zor bulunan ilaçlar yazan hekimlerin “daha iyi hekim” olduğuna inanırlar. Eğer adını çok duyduğu ucuz bir ilacı yazmışsa hekim veya halen kullanmakta olduğu ilaca devam etmesini önermişse hasta bununla pek de tatmin olmaz. Bir de reçete’de en az üç ilaç olmalı. Sadece bir ilaç yazmışsa o hekim de “iyi hekim” değildir.

  2. Yaşar Velidedeoğlu dedi ki:

    Rekabetin giderek kızıştığı bu ortamda,sizin de bahsettiğiniz gibi,eczacıların çoğunun hastaya her istediği ilacı,ikiletmeden verdiklerine veya hastaya yakınmalarının ne olduğunu sorup,hemen olur olmaz ilaçları verdiklerine (doktorculuk yaptıklarına)yıllardır ben de şahit olmaktayım.Bazen de bu ilaçları hemen kesmek durumunda kalıyorum.

  3. doğru söze ne denir hocam
    Syn hocamın kalemine sağlık doğruyu yazdığı vede savunduğu için evet herşey para olunca sağlı ta rafa kalkıyor bırakın eczacıyı çoğu doktor bile yazdığı ilacın nasıl kullanılacağını ne işe yaradığını hastaya tarif etme (sanırım birçoğu hasta için bir lüks olarak görüyor bunu) yi gereksiz görürken eczane niye yapsın ki sonuçta reçetesiz ilaç vermek te serbest o aldığı pararya bakacak elbet hiç kızıp alınganlık etmesinler mavi / 11 Nisan 2011 01:02

Siz de yorumunuzu paylaşın: