ASTIMLI BİR HASTADAN ASTIM UZMANLARININ ALACAĞI DERSLER VAR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
ASTIM UZMANI

“İlaç endüstrisinin tutumundan hoşlanmayan bir astmatik” başlıklı yazıma Bilge Altındağ isimli astımlı bir okurumun cevabını ilgili yazımın sonunda okuyabilirsiniz.

Şimdi söz sırası bende:

Sayın Bilge Altındağ,

Mektubunuz için teşekkürler; sayenizde çok şey öğrendim. Bu vesile ile de bazı hususlarda açıklama yapmak istiyorum.

BİR: İfadeniz ve kullandığınız terimler bana sizin sadece bir “astmatik” olmadığınızı, ilaç endüstrisinden veya onlardan nemalananlardan biri olduğunuzu düşündürüyor.”  sözlerimi “ilaç endüstrisinden bir kişi, astmatik değil” şeklinde yorumlamışsınız.

Ben bu sözlerle sizin astımlı olmadığınızı değil, astımlı olmanız yanında ilaç endüstrisinden veya onlardan nemalananlardan biri olduğunuzu kastetmek istemiştim. Beni bu kanaate de kendinizi “astımlı” değil “astmatik” olarak nitelemeniz sebep oldu. Çünkü:

Benim bugüne kadar binlerce “astımlı” hastam oldu ama bunların içinde tıp dünyasından (doktor, hemşire, eczacı, laborant vb) olanlar hariç kendini “astmatik” olarak tanımlayan kimseyi doğrusu pek hatırlamıyorum.

Bir de siz mühendis olacağım diye ilaç sektöründen uzak kalacağınızı da sanmayın. “Tıbbi mümessil mi, propagandist mi ..” başlığı altındaki yazıma gönderilen yorumlarda yüksek mühendis bir hanım (gerçek mi tabii bilemem) propagandistlik yaptığını belirtiyor.

İKİ: Sözünü ettiğiniz healthboard’ larda hastaların HFA-MDI’ den memnun olmadıklarını bildirdiklerini söylüyorsunuz ama memnuniyetsizlik sözü her tarafa çekilebilecek muğlâk bir ifade. Kullananlar, HFA-MDI’ nin tadından mı kokusundan mı etkisinden mi yan etkilerinden mi fiyatından mı? … neden memnun değiller? Hastaların memnun olmadıklarını kanıtlayan bir araştırma var mı?

Bana bugüne kadar HFA-MDI’ den memnun değilim diyen hiçbir “astımlı” hastam olmadı.

ÜÇ: Gönderdiğiniz kaynakta (1) aletin imalatı ilgili bir teknik sorun olduğu, bunun tüm uğraşmalara rağmen halledilemediği ve bunun üzerine de ilacın üretiminden vazgeçildiği bildiriliyor.

AstraZeneca’ nın küresel operasyonlar başkan vekili David Smith’ in şu sözleri çok önemli:

“Bu ilacın üretimine devam etmek için yapılabilecek her şeyi yaptık. Teknik sorunları tam olarak ne zaman çözebileceğimizi belirleyemedik. Bu kararımızı hastaların kendilerine uygun alternatif ilacı bulabilmeleri için acilen bildirmenin mesuliyetinin bilincindeyiz.”

Yazıda AstraZeneca’ nın Pulmicort pMDI’ nin onaylanmış olduğu ülkelerde hasta ve doktorları daha iyi yönlendirmek için ek duyurular yapılacağı da vurgulanıyor ve halen bu ilacı kullananların alternatif tedavi seçenekleri için doktorlarına başvurmaları tavsiye ediliyor.

Haberdeki çok ilginç bir bilgi de bu teknik sorunun sadece Pulmicort p-MDI ile ilgili olması. Firmanın budesonide/formoterol fumarate dihydrate ihtiva eden Symicort p-MDI ve budesonide/formoterol ihtiva eden Vannair isimli ürünlerinin üretimlerinin etkilenmeyeceği bildiriliyor.   

Pulmicort p-MDI için formülasyon geliştiren SkyePharma isimli firmanın CEO’ su Axel Müller’ in “AstraZeneca’ nın aletle ilgili problemler sebebiyle Pulmicort p-MDI’ nin üretimini durdurma kararı hayal kırıklığı yarattı. Pulmicort p-MDI bizim teknolojimizi kullanan onaylanmış ve pazarda olan 12 üründen biridir” şeklindeki sözleri de doğrusu çok çarpıcı ve sizin gibi bir teknik adamın yorumuna ihtiyaç var!

DÖRT: Şu sözlerinize şapka çıkarıyorum:
“İlaç endüstrisi sömürü ve kar politikasının temel direğidir ve bunda zaten herkes hemfikir. Fordist üretim tarzı her sektör için geçerli fakat konu sağlık olunca işler değişiyor. R&D’ yi kar amacı yerine semptomatik olmayan tedaviler üzerine kuran bir sistemi tabii ki istiyorum. Bu son söylediğim benim gibi hastalığın dnasında olanlar için biraz zor ama en azından tutum değişebilir. “

Gelelim neticeye

BİR: Pulmicort p-MDI üretiminin durdurulmasının -teknik sebeplerin bahane edildiği- tamamen ticari bir karar olduğu kanaatindeyim.

İKİ: AstraZeneca’ nın ilgili müdürleri Ebru Güzel ve Dr. Müjgan Ateş’ e bir sitemim var:

“Firmanız başka ülkelerde ilacın artık üretilmeyeceğini “acil” kaydıyla duyururken ve hastaların bir an önce uygun alternatif ilaçlarını seçmeleri için doktorlarına başvurmalarını tavsiye ederken bizim zavallı astımlılar eczane eczane dolaşıp ilaç arıyorlar. Sizin bu ilacı artık üretmeyeceğinizden ne yazık ki propagandistlerinizin bile haberi yok!”

Sizler ya bu olaya firmanızın verdiği öneminin farkında değilsiniz ya da bizim astımlıları ve doktorları umursamıyorsunuz.

ÜÇ: “Ama biz astmatikleri en çok ilgilendiren şey sanırım sırf kota doldurmak için gerekmeyen hastaya bile kombine tedavi uygulayan, basamak tedavisi bile uygulamaktan bihaber hekim grubudur.” sözlerinizi tüm göğüs hastalıkları uzmanlarına ve özellikle de üniversitelerimizin göğüs hastalıkları öğretim üyelerinin dikkatlerine sunuyorum.

İnşallah bir astımlının bu sözlerinden kendilerine bir ders çıkaranlar olur.

DÖRT: Sizi, hastalığının ve tedavisinin “profesör” seviyesinde bilincinde olan bir astmatik olarak tebrik ediyorum ama bence bu çok ilginç “teknik soruna” hiç ilgi göstermeyen bir mühendis adayı olarak da tenkit ediyorum.

Aslında bu teknik sorunu siz mühendisler biz hekimlerden daha iyi anlar ve bizlere de daha iyi anlatabilirsiniz.

BEŞ: AstraZeneca’ dan bu teknik sorunların ne olduğunu herkesin anlayacağı bir dille açıklamasını bekliyoruz.

KAYNAK

  1. http://pharmtech.findpharma.com/pharmtech/Manufacturing/AstraZeneca-Discontinues-Pulmicort-Production/ArticleStandard/Article/detail/711040?ref=25

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. Tuna Erinçler dedi ki:

    Türkiye’de bir zamanlar geçerli olan: “Vatan söz konusu olunca gerisi teferruattır” prensibinin yerini şimdilerde “Para söz konus olunca gerisi teferruattır” prensibinin yerleşmesi için uğraşıldı. Buna göre ilâç endüstrisinin tutumunu da normal karşılamak gerekir.

  2. Tuna Erinçler dedi ki:

    Türkiye’de bir zamanlar geçerli olan: “Vatan söz konusu olunca gerisi teferruattır” prensibinin yerini şimdilerde “Para söz konusu olunca gerisi teferruattır” prensibinin yerleşmesi için uğraşıldı. Buna göre ilâç endüstrisinin tutumunu da normal karşılamak gerekir.

  3. dilaver demirağ dedi ki:

    Hocam alerjik olmayan astım teşhisi konmuş biriyim ve söylediğiniz gerek sprey, gerekse de toz cinsi olmak üzere iki tür nefes açıcıyı da kullandım. Ancak nefes darlığım geçmedi. Size başvurmak istiyorum ama muayenhanenize gelip de para ödeyecek durumda değilim. Sizin gibi hocaların Tıp Fakültelerinde hasta bakan ve bizim gibi SGK’lılara da hizmet veren bir hekim olmaması ise bir ironi gibi. Kamu sağlığı ve ilaç soygunu konularuna değinen bir hekimin özel muayenehane dışında biR KAMU SAĞLIĞI merkezinde hizmet vermesini beklerdim. Neyse biz sahip oldukları uzmanlığın bedelini isteyen hekimlere alıştık.

Siz de yorumunuzu paylaşın: