BİRİLERİ BİZİ SERUM FİZYOLOJİKLİ BURUN DAMLALARI İLE ALDATIYOR MU?
Yeni bir tıbbi üründen önce Bugün gazetesinde Ali Atıf Bir ve Vatan gazetesinde Elif Ergu’ nun köşe yazılarıyla haberdar oldum (1, 2).
Aslında her iki yazarın yaptığı onlara sorsanız ‘halkı bilgilendirme’ dir ama sakın ola ki inanmayın: Bu, alenen ve resmen ‘gizli reklâm’dır.
Daha sonra da bu ürünün youtub’ da ‘gerçek reklâm’ filmini gördüm (3).
Olay şu: Ülkemizin önde gelen ilaç üreticilerinden Abdi İbrahim, Bruno isimli yeni bir ‘ürün’ piyasaya çıkarmış.
Ürün diyorum ilaç diyemiyorum, çünkü bu bir ilaç değil.
Bruno, her birinde 5 ml ‘serum fizyolojik’ bulunan ve 12 flakondan oluşan kutularda satışa sunuluyor.
Adına bakıp da bir şey sanmayın; serum fizyolojik 1 litre saf suda 9 gram sodyum klorür yani bildiğimiz sofra tuzu bulunan bir çözeltiden başka bir şey değildir.
Böyle bir çözeltiyi isteyen herkes evinde 1 litre suda 9 gram tuzu eriterek de hazırlayabilir.
Bizim ürünümüz ‘izotonik ve steril’ dir sözleri de sizi yanıltmasın.
Binde 9’ luk tuzlu su çözeltilerine izotonik denir; tuz bundan fazla ise hipertonik azsa hipotonik çözeltiler söz konusu olur.
Sterilliğe gelince: Buruna damlatılan bir sıvının damara zerk edilen bir ilaç gibi steril olması icap etmez.
Üstelik kutusu üzerinde steril yazıyor ama yanında da bir not da var: Vücuda zerk edilmez!
Demek ki sterilliği şüpheli!
Dünyanın en pahalı tuzlu suyu
Şimdi gelelim bu mucize ürünün fiyatına.
Her birinde 5 ml serum fizyolojik bulunan 12 flakonun fiyatı tam 20 lira (4).
Evet, yanlış okumadınız, 60 mililitre su ve yarım gram tuzun fiyatı 20 lira, yazı ile ‘yirmi lira’.
Zenginin malı züğürdün çenesini yorar ama siz şimdi lütfen elinize bir kâğıt kalem alıp 20 liraya kaç ton serum fizyolojik üretilebileceğini ve bu tuzlu su işinin vatandaşa ne kadar tuzluya mâl olduğunu hesaplayın.
Hesaplayın ki kimlerin nelerden nasıl para kazandığını kendi gözlerinizle de görün.
İlaç firmaları işte böyle kazanıyor
İlaç endüstrisi Allah’ ın suyunu ve tuzunu ambalajlayıp tıbbi bir ürün olarak işte böyle ‘pazarlıyor’.
Bu ürün ilaç olmadığı için rahatça reklâmı da yapılabiliyor.
Başka ilaçlarda da durumun bundan farklı olduğunu sanmayın.
Üreticilerinin ama masrafımız çok diye ‘ağlamalarına’ da bakmayın.
Tüm ilaçlarda aklın hayâlin alamayacağı kadar böyle büyük kazançlar var.
Eczanedeki serum fizyolojiğin alternatifi var
Uzmanlık saham dolayısıyla hemen her gün burnu tıkalı insanlarla karşılaşıyorum ve ben de hastalarıma serum fizyolojik tavsiye ediyorum ama bugüne kadar hiçbir hastama eczanede satılan serum fizyolojikli sıvılardan yazmadım.
Onlara ya evde serum fizyolojik yapmayı öğretiyorum veya daha iyisi bedava olan ‘Marmara denizi suyunu’ tavsiye ediyorum.
‘Ay hocam, biz bunu yapamayız, hijyenik olmaz’ diye mızırdanan hanımefendilere ise 1 litresi 2-3 lira olan ve üstelik de damara zerk edilebilecek kadar ‘steril’ olan serumlardan yazıyorum; bütün aile aylarca kullanıyor bitiremiyor.
Aklıma takılanlar
Bu ürünle alâkalı olarak bazı hususları dikkatinize sunmak istiyorum:
BİR: Kutunun üzerinde bebek resmi ve ‘baby’ ibaresinin olmasını yanlış buluyorum.
Bu resim ve bu ibare insanlarda bunun sanki ‘çocuklar için özel olarak üretilmiş’ olduğu algısını yaratıyor.
Bu algı ise insanları aldatmaktan başka bir şey değil!
Serum fizyolojik her yaşta herkes tarafından kullanılan bir sıvıdır.
İKİ: Reklâm filminde çocukların kullanılmış olması da ahlâki değildir ve bunu çocuklar bakımından da sakıncalı sayıyorum.
Bunun ötesinde, çocukların hiçbir reklâmda ‘kullanılmaması’ gerektiğini savunuyorum.
Biliyorum bu devirde mümkün değil ama ben esas olarak her türlü ‘reklâma karşıyım’.
ÜÇ: Ayakkabı, yatak, sabun, şampuan, sakız veya hangi ürün olursa olsun bunların ‘sağlık’ üzerinden reklâmlarının yapılmasını da doğru bulmuyorum.
Bruno’ nun kutusu üzerindeki ‘Burun tıkanıklığı, bebeklerde iştah kaybı, uyku bozukluğu ve huzursuzluk gibi sorunlara yol açabilir’ cümlesi de bana göre tüketiciyi aldatmaya yönelik bir ifadedir.
Böylece istisnasız her çocukta her gün karşılaşılabilecek bu tür sorunların Bruno ile hâlledilebileceği gibi doğru olmayan bir algı yaratılmaktadır.
Bu da bir aldatmacadır.
DÖRT: 60 mililitre tuzlu suya 20 lira fiyat biçeni ve buna onay veren kurumu ve gerekçesini de merak ediyorum.
Gelelim neticeye
Bu vesileyle, reklâmın tezgâh üstü denen ilaçlar için bile ne büyük sakıncalar taşıyabileceğini tekrar görüşlerinize sunuyorum ve şu çağırılarda bulunuyorum:
BİR: Tüm doktorları ve özellikle de çocuk doktorlarını bu tür eczanede satılan serum fizyolojikli burun damlalarını boykot etmeye davet ediyorum.
İKİ: Sağlık Bakanlığı ve RTÜK’ ü ilaç reklâmı, yanlış algı yaratma, reklâmlarda çocuk kullanılması ve sağlık üzerinden reklâma karşı hassas olmaya çağırıyorum.
ÜÇ: Elif Hanım ve Atıf Bey’ in Abdi İbrahim ile çıkar ilişkileri olup olmadığını açıklamalarını istiyorum.
DÖRT: Vatandaşlara da ‘Uyanın artık’ diyorum.
KAYNAKLAR
http://haber.gazetevatan.com/abdi-ibrahimden-ilk-recetesiz-urun/483260/4/Haber
http://gundem.bugun.com.tr/bruno-citayi-cok-yukseltti-yazisi-206977
http://www.youtube.com/watch?v=Xy_Pu5QfRzU
http://www.dermobakim.com/Bruno-Baby-Serum-Fizyolojik-Damla-12-x-5ml_6040.html#0
Kıymetli meslektaşım,
Yıllardır süren bu uyarılarınız yüzünden gözlerimize uyku girmez oldu.Artık hep uyanık dolaşıyoruz ama ne çare,şarlatanlar hiç tükenmiyor ki ?.
Bu da doğanın bir kanunu mudur,nedir ?
Hocam, öncelikle değerli bilgilendirmeniz için çok teşekkür ederim.
5 yaşında bir oğlum var ve en sık kullandığımız ürün serum fizyolojikler. Tabii tıpkı sizin de belirttiğiniz gibi dünyanın parasını vererek alıyoruz her bir paketini…
Merak ettiğim konu, büyük şişe serum açıldıktan sonra bozulma vs gibi bir sorun olur mu? Tuzlu su diyorsunuz ama bakteri vs oluşması söz konusu mudur, danışmak istedim.
Saygılarımla
Sayın Hocam,
Ne yazık ki insan kalitemiz bu. Ayakta uyutmak ayrı bir sanat ve uzmanlık dalı oldu. Köylü Memeda’dan korkmayın ondan bi kötülük gelmez. Çokbilmiş hermokologlara dikkat etmek gerekiyor. Adamlar gözünüzden sürmeyi çekip alıyorlar.
Değerli Ahmet hocamızın yazılarını her zaman ilgiyle okuyorum, yorum yazmaya pek vaktim olmuyor veya özel uzmanlık alanım olmayınca gerek görmüyorum. Ancak bu kez reklam kavramıyla ilgili analitik zekasına da hayran olduğumu, bir hekim olmaktan öte sosyolojik saptamalarını da son derece yerinde bulduğumu iletmek ve kutlamaktan kendimi alamadım.
Yazıda sözü edilen olay bir ilaç firmasının zararsız dolandırıcılığı. Bir de zararlı olan dolandırıcılıklar var ki bunun sayısız örneklerini büyük ilaç firmaları sergilemekte. Şöyle ki: Araştırma laboratuarı olan büyük ilaç firmaları, yeni kimyasal maddelerin sentezini yapıp ilaç olarak kullanılabilecek olanları piyasaya sürüyorlar. Bunlar arasında gerçekten yararlı olanlar çok. Ancak on sene sonra aynı ilacı, küçük firmalar da sentezini yaparak piyasaya çok daha ucuz fiyatla sürebiliyorlar. Çünkü patent hakkı on senelik. Dolayısıyla büyük firma laboratuarında yeni bir ilaç üretip piyasaya sürebilmeli ki kazancı sürekli olsun. Yeni üretilen ilacın etkileri daha zayıf ve yan etkileri daha kötü olsa bile firma daha iyidir diye piyasaya sürüp, doktorlara hediyeler dağıtıp o ilacın reklamını yapar. Özellikle psiko-nörotikler de adı duyulmamış ve daha pahalı olan ilacın daha iyi olduğuna inanır.
Sizin ettiğiniz hipokrat yeminine kurban olurum ben hocam!!! Maneviyatın ve hoşgörünün gitgide yok olduğu yaşam sürecimizin, çekilebilir ve dayanılabilir olması sizler gibi hala ”önce insan” diyen değerli kişiliklerin hayatımızda yer alması yüzündendir!!! Saygılarımla vicdanınızın önünde eğiliyorum…
Selam,
Yazılarınızı okudum.
Amacım asla bir şirketin reklamını yapmak değildir olamaz da.
Türkiye’de doğmuş büyümüş 100 yıllık bir şirket Abdi İbrahim.
Yeni bir ürünü çıktı, ekonomi sayfalarında şirketlerin yeni ürünlerine yer veriyoruz.
18 yıllık gazeteciyim, kişisel çıkarlarım için bir haber yapmadım yapmam da.
Sizin kitaplarınızı ve yazılarınızı takip eden biriyim.
Bu şekildeki suçlamanız beni üzdü.
Bu arada yazan yalnızca ben ve Atıf Bir de değil.
Ayrıca ben de anneyim.
Burnumuzu biz de en güzel deniz suyunda açıyoruz.
Ama kışın bunu yapmak mümkün olmuyor.
Yabancı şirketlerin ürünlerine daha fazla para veriyorduk, bu da ayrı konu.
İyi çalışmalar dilerim size
elif ergu demiral
Merhaba hocam, biz de çocuk doktorumuz sayesine bu sulara para vermekten kurtulduk. Eczanelerde satılan ve kendi hazırladığımız serum fizyolojiği burnumuza çekebileceğimiz kauçuk şişeden haberdar olduğunuzu sormama bile gerek yok. Sizi takip edenlere önermek için yazdım. Çok pratik, küçük kızım bile rahatça kullandı. Sadece şişeye bir kere para verdik. Bir de şu yazıyı buldum, ilgilenenler için http://www.hekimce.com/index.php?kiid=4516 Teşekkürler.
Sayın Küçükusta,
Görüşlerinize tümüyle katılıyorum. Medya mensuplarına katkısı çok olacak bir yazı bu. Aklınıza ve yüreğinize sağlık!
Bir eczacı olarak yazınızın altına imzamı atıyorum. Hastalara bunu anlatmaya çalışıyoruz fakat reçetede yazanın aynısını alma hastalığı nedeniyle inandıramıyoruz. Yalnız eklemekte yarar var ki bu Abdi İbrahim’in ürünü dışında da yıllardır fahiş fiyatlara satılan serum fizyolojik içerikli pek çok ürün var. Ancak bu örnek ilaç ve benzeri ürünlerde reklamın ne kadar sakıncalı olduğunu göstermekte. Genel olarak hastalara şunu tavsiye edebiliriz. Ürünlerin ve ilaçların içeriklerini mutlaka sorgulamalıyız. Bunun yanında güvenebileceğiniz bir hekim ve eczacı belirleyip sağlık hizmetlerinizi sürekli bu kişilerden sağlarsanız karşılıklı güven teminiyle bu türlü sakıncalı durumlardan korunabilirsiniz.
Sanat sanat içindir.Bilim bilim içindir mantıgı bizlerı nerelere surukluyor.Bızler saglıgında toplum ıcın oldugunu ve ondan soyutlanamayacagını unutmaz isek daha dogru düşünebiliriz.Saglıgın kamu hızmetı oldugunu ve asla ozellestılemeyecegını bu baglamda reklamınında yapılamayacagınıbılmemız gerekır.Bu olay ozelınde ılgılı urun yasal bosluktan yararlanılarak pazara sunulmustur.Bereket zararlı bır urun degıl..
Hocam,vatandaş nerden bilsinki üzerine fizyolojik serum yazılan sprey, tuz ve sudan oluşur diye.
Ben 30 yaşındayım bunu 2 sene önce öğrendim.
Aslında,bazı tıp konularının okul eğitimine dahil edilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Düşününki liseyi bitirmiş biri kalbi tanımıyor,aşırı tuz alımının böbreğe iyi gelmediğini bilmiyor,kalp masajını,ilk yardımı bilmiyor.
Aslında bunlar okulda gösterilen fizikten, matematikten daha önce, bir insanın kendine yönelik bilinmesi gereken en öncelikli konular değil mi?
Tüm kitaplarınızın ve yazılarınızın altına imzamı atabilirim ağzınıza sağlık Ahmet Hocam.
Cesaretli yorumlarınızdan dolayı Sizi tebrik ediyorum. Lafı dolaştırmadan, şifreli, rumuzlu konuşmadan en açık şekliyle yaptığınız açıklamalarınızda flu hiçbir taraf kalmıyor. İnsanlık adına teşekkür ediyorum.
Yazıları ve yorumları okudum , çoğunda doğrular var. Gazetede ürün lehine yazanların menfaat temin edebileceği iması oldukça ağır bir yargılama olmuş.Bu konuya özü itibariyle bakmak
gerekir. 1)Bütün dünyada ilaç tröstleri insanı ilaçlarla
yaşamaya mecbur olduklarına
ikna konusunda her türlü imkana sahiptir ve bunu kullanırlar. 2)İlaç asıl itibariyle “zehir” dir. Bazı hastalıkların tedavisinde kaçınılmaz olarak kullanılmaktadır. 3) Serum fizyolojik hiç olmazsa yalnızca” cebe “zarar verir.
4)İnsan sağlığına zarar veren sayısı belirsiz ilaç doktorlar aracılığı ile satılır.İlaç firmaları doktorlara kendi ilaçlarını tavsiye etmeleri için avantajlar – hediyeler sağlarlar. 5)Ülkemizde ve birçok gelişmiş ülkede hastalıklarla mücadele ” tedavi yöntemi” ile yapılır.Oysa aslında hastalıkla mücadele ” olmadan önleme , tedbir ve uyarı – eğitim sentezi” ile olur ki , Çin tıbbı önleme
odaklıdır. Modern tıbbın gelişmiş ülkelerdeki uygulaması “sağlık ve ilaç satışına odaklıdır ” bu bakış açısı değişmedikçe , insanlar “sağlık sektörünün kazanç kapısı ” olmaya devam edeceklerdir. Serum fizyolojik olayı toplamın içinde küçük bir kandırmacadan ibarettir.
İnsan ilaca mahkum ve muhtaç değildir. Grip olmak istemiyorsanız bağışıklık sisteminizi güçlendirirsiniz.
Bunun içinde gereken beslenme kalitenizi yükseltmek ve düşünce tarzınızı yeniden düzenlemektir. Bilmeyenleri
aydınlatmak da bilenlerin ve sorumluluk alanların işidir.
Bir eczacı olarak demek ki ilaçla oyun olmaz,tezgah üstü de olsa ilaçta reklam olmaz diyorum,(ülkemiz için tatbiki)
Sayın Hocam; Siz de olmazsanız böyle sağlık üzerinden vahşi kapitalist düşüncelerle para kazananlara ve buna bilerek ya da bilmeyerek alet olarak reklamını yapanlara kim dur diyecek ya da halkımızı kim uyandıracak? Hocam ben de bir 1. basamak hekimi olarak anne babalara evde tuzlu su hazırlayın boşuna para vermeyin diyorum fakat bu reklamların etkisinde kalarak afili kutudaki tuzlu suya gidip para veriyor vatandaş.kendi meslektaşlarımızda da suç var , git en ucuzunu al demiyor da en afilisini en pahalısı yazıyor ki ” ooo ne doktormuş be ” desinler mantığıyla hareket ediyorlar malesef.Elif Ergu yanıltıcı yazı da yazmış “abdi ibrahim ilk yerli serum fizyolojik damlayı üretti” diye.Ben tek kalemde yerli üretim hem de cok daha ucuz olan 3-5 tane sayarım.
Bu reklamdaki en irrite edici şey Aİ nin gifrer inin başka isimle endikasyonunun farklı tanıtılmasıdır.Steril olmasını oftalmik kullanım için faydalı buluyorum. Zaten gifrer in üzerinde de nasal ve oftalmic use diye yazar. Serum fizyoliklerin büyük ambalaj ya da evde hazırlanan çözeltisini şüpheli buluyorum. Su buharlaştığından hipertonik oluyor eğer tuzu az ise de hipotonik oluyor ki iki form da tedaviye uygun değildir.
Maliyet- karlılık konusunda ise günlük kulladığınız herşey için bu böyle, önemli olan marjinal faydanızdır.Bunu önemserseniz ne giyinebilirsiniz ne de karnınızı doyurabilirsiniz. Keyifli günler.
Sayın Hocam;Birde sefdinir etken maddeli oral 3.kuşak antibiyotikler var bildiğiniz gibi,gripal enfeksiyonlarda bile yazılıyor bende 22 yıllık hekim olarak genel poliklinik yapıyorum,şu andada aile hekimi olarak çalışıyorum,bu gurup ilaçlar penisilin gibi neticede betalaktam yapılı,yani mide asitlerinden fazlasıyla inaktive oluyorlar,parenteral formları yok,kullanılan formlarıda düşük gramajlı bunun ne kadarı emiliyorda ne kadarı pnomoniyi,otiti,tonsilliti veya basit bir şey gibi yumşak doku enfeksiyonunu tedavi ediyor,biliyorsunuz yıllar önce sefuroksim aksetil’i oral 250mg (cefatin)2×1 den çok pahalı bir şekilde sattılar daha sonra bu maddenin 750mg flakonlarını çıkartıp prospektusuna 3x750mg yazdılar, sonra oral formlarını 500mg olarak çıkardılar,daha velhasıl 250mg ını yetişkinlere verirken aynı dozda şuruplarını şimdi çocuklara veriyoruz.Peki biz yıllardır 2x250mg sefalosporinle neyi tedavi ettik,keza duocit’i yazdırdılar yıllarca 250mg oral,sonra 750 lik tabletlerini sürdüler,üstelik bu yeni oral dozlarıylada gerçek bir bakteriyel enfeksiyonu tedavi edebildiğimizi sanmıyorum ben sistit gibi basit enfeksiyonlar dışında.Muayenehanemize gelmiş bir pnomoni,otit veya sinüzit tedavisinde parenteral kullanmadan içimiz rahat ediyormu?Firma baskısıyla bu oral 3. kuşakları arkadaşlar yazıyorlar inandırıcımı bu durum?Aynı işi yapan asit baskılayıcı mide ilaçlarına girmiyorum orada da büyük soygun var.Sayın Hocam; naçizane buda benim sahadan izlenimim haddim olmayarak sonuçta şunu söylemek istiyorum;Hekim olarak ferasetimiz ve vicdanımızla reçete yazmalıyız,çünkü o masum hastalar bizim öyle yaptığımızı düşünüyorlar.Sevgi ve saygılarımla.
[…] Aslında bu değişikliğe yol açan reklamın kendisinden çok, Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’nın şu yazısıydı: Birileri bizi serum fizyolojikli burun damlaları ile aldatıyor mu? […]
merhaba hocam
42 günlük bir kızım var, kızımın gaz problemi var, doktora gittim doktor damla verdi, gaz damlaları ile ilgili ne düşündüğünüzü öğrenebilir miyim? cevabınız için şimdiden teşekkür ederim..
YAZARA TEŞEKÜR EDİYORUM.GÜZEL BİR YAZI. PEDAGOJİ DERNEĞİDE BU KONU İLE İLGİLENDİ.http://pedagojidernegi.com/2012/10/15/abdi-ibrahim-ilac-sanayi-yetkililerine-mektup/
değerli hocam, bugün 1 litrelik serum fizyolojik aldım, 5 lira,ben hacettepede hem okudum hem çalıştım, 70 li senelerde boğazımız ağrıdığında KBB polikkliniğine iner atuşman yaptırırdık, yani dr pamugu bir tele sarar gümüş nitrata batırır tonsillere sürerdi, hiçbirşeyiniz kalmazdı, muhtemelen o durumu siz de biliyorsunuz. daha sonra ne olduysa oldu bir antibiotik furyası başladı, hastalıklar aldı başını gitti, maalesef sogulamayan, okumayan, kolay köşe dönmek isteyenler bir jenerasyon türedi, maalesef ülke acınacak durumda, her konuda kaskaslayacakları kolay bir pazar durumunda, yazıklar olsun saygılarımla, şükran koçak
Hocam Allah razı olsun herşey para değil bunun farkında olup uyguladığınız içşn size teşekkür ederim.
[…] Firdevs doğduktan sonra hemşire hastaneden çıkarken bebek için gerekli ilaçların yazdığı bir reçete vermişti. Tabii o anki dalgınlıkla hiçbirini aldırmak aklıma gelmedi. Eve geldik ve o gece sabaha kadar ağladı kızım. Sorun gaz sancılarıydı. Hemen ertesi sabah eşim gidip reçetedeki tüm ilaçları aldı. Bizim için acil olan gaz damlası idi. Poşetten onu aldım ve diğerlerine bakmadım bile. Bir hafta kadar sonra kafam biraz yerine geldiğinde diğerlerine baktım. Biri D vitamini idi. 15. Günden itibaren yazıyordu üzerinde. Diğer kutuda ise Türkçe hiçbir şey yazmıyordu. Babysoin marka damlalar… Anlam veremedim bu ilacı satıyorsunuz da herkes Fransızca mı biliyor? Neye göre kullanacak bu ilacı? Neyse ki biliyordum ve ilacın ne olduğunu ve nasıl kullanılacağını anladım. Göz ve burun damlası: Serum Fizyolojik! Bu ismi ilk kez duymuştum. Okyanus suyu kullanıyordum küçükken. O vakte kadar kızım gözünde çapaklanmalar oluyordu ama anne sütü damlatarak hallediyordum. Ancak burnu da tıkanmaya başlayınca sürekli anne sütü sağıp damlatmak zor gelmeye başladı. Bu damlaları burnunda kullanmaya başladım. Gerçekten çok işe yarıyorlar. Bebeğin burnuna sıkar sıkmaz açılma olduğunu hissediyorsunuz. İlk zamanlar burnu tıkandıkça kullanıyordum. Ancak birkaç gün sonra her gün düzenli kullanmaya başladım. Böylece burnunun tıkanmasını da önlemiş oldum. Bu arada bu damlayı sıktıktan sonra burnun içinde birikmiş olanlar da yumuşuyor ve burun aspiratörü ile rahatça alabiliyorsunuz. Kutunun üzerinde bir flaconu açtıktan sonra bir daha kullanmayınız yazıyordu. Ama içinde yarısından azı kalıyordu. Yine de kızıma zarar vermemek için kurala uydum ve kullanmadım. 20 flacon vardı ve cabucak bıtıverdı. Ve serum fizyolojiğin kutusu 20 tl. İçime bir kurt düştü ben de internette bu konuda araştırma yaptım. Ve bir doktor doğruya ulaşmamı sağladı. Okumak isteyenler için: http://ahmetrasimkucukusta.com/2012/10/03/yazilar/elestirel-yazilar/ilac-endustrisi/biri-bizi-serum-… […]
[…] Firdevs doğduktan sonra hemşire hastaneden çıkarken bebek için gerekli ilaçların yazdığı bir reçete vermişti. Tabii o anki dalgınlıkla hiçbirini aldırmak aklıma gelmedi. Eve geldik ve o gece sabaha kadar ağladı kızım. Sorun gaz sancılarıydı. Hemen ertesi sabah eşim gidip reçetedeki tüm ilaçları aldı. Bizim için acil olan gaz damlası idi. Poşetten onu aldım ve diğerlerine bakmadım bile. Bir hafta kadar sonra kafam biraz yerine geldiğinde diğerlerine baktım. Biri D vitamini idi. 15. Günden itibaren yazıyordu üzerinde. Diğer kutuda ise Türkçe hiçbir şey yazmıyordu. Babysoin marka damlalar… Anlam veremedim bu ilacı satıyorsunuz da herkes Fransızca mı biliyor? Neye göre kullanacak bu ilacı? Neyse ki biliyordum ve ilacın ne olduğunu ve nasıl kullanılacağını anladım. Göz ve burun damlası: Serum Fizyolojik! Bu ismi ilk kez duymuştum. Okyanus suyu kullanıyordum küçükken. O vakte kadar kızım gözünde çapaklanmalar oluyordu ama anne sütü damlatarak hallediyordum. Ancak burnu da tıkanmaya başlayınca sürekli anne sütü sağıp damlatmak zor gelmeye başladı. Bu damlaları burnunda kullanmaya başladım. Gerçekten çok işe yarıyorlar. Bebeğin burnuna sıkar sıkmaz açılma olduğunu hissediyorsunuz. İlk zamanlar burnu tıkandıkça kullanıyordum. Ancak birkaç gün sonra her gün düzenli kullanmaya başladım. Böylece burnunun tıkanmasını da önlemiş oldum. Bu arada bu damlayı sıktıktan sonra burnun içinde birikmiş olanlar da yumuşuyor ve burun aspiratörü ile rahatça alabiliyorsunuz. Kutunun üzerinde bir flaconu açtıktan sonra bir daha kullanmayınız yazıyordu. Ama içinde yarısından azı kalıyordu. Yine de kızıma zarar vermemek için kurala uydum ve kullanmadım. 20 flacon vardı ve cabucak bıtıverdı. Ve serum fizyolojiğin kutusu 20 tl. İçime bir kurt düştü ben de internette bu konuda araştırma yaptım. <!–more–> Ve bir doktor doğruya ulaşmamı sağladı. Okumak isteyenler için: http://ahmetrasimkucukusta.com/2012/10/03/yazilar/elestirel-yazilar/ilac-endustrisi/biri-bizi-serum-… […]
Hocam birde bu serum fizyolojik günü birlik kullanılan bilirimi
Merhabalar,eczacıyım ve söylediğiniz her kelime doğru, Ali Atıf Bir yıllarca ilaçta reklamı savunmuş bir şahıstır ve Türk Eczacıları birliğinin yıllardır ilaçta reklama karşı vermiş olduğu savaşın ne kadar doğru olduğu yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır.Receteli veya reçetesiz ilacın reklamı olmaz, olmamalıdır, ilaç bir tüketim metası değildir.
3 kuruşa maledilen serum fizyolojiğin bu fiyatlara satılmasının en büyük sebebi de reklamlardır.
hocam sağolun yazınız için.bende kızlarıma serum fizyolojik kıllanıyorum.ama içim rahat değildi,acaba zararı varmı,yan etkileri varmı diye ama içimi rahatlattınız bundan sonra gönül rahatlığıyla kullanıcam.ama çok para döktüm eczanelerde satılan deniz sularına buda bana pahalıya mal oldu,serum fizyolojiği kullanmamdaki etkem maddi yetersizlik.ama herkes duyursun durumu iyi olmayan insanlar var,buda biraz eczacılara düşer benide ayıktıran eczacımdı,anladıki para falan yok yıllar sonra serum fizyolojiği önerdi,ben eczacılara söylüyorum benim gibi babasız çocuk büyüten anneler çok yardım edin.maddi yardımda bulunun demiyorum.onları yönlendirmeniz bile bir yardımdır.20 lira nedirki,alabilirler demeyin,herkesi kendinizle karıştırmayın.biraz merhametli olun.hocam kolay gelsin allah razı olsun,
“Onlara ya evde serum fizyolojik yapmayı öğretiyorum veya daha iyisi bedava olan ‘Marmara denizi suyunu’ tavsiye ediyorum.” Hocam, yukarda yazılı sözünüze istinaden yazıyorum. Marmara Denizi gün geçtikçe kirlenen bir deniz haline geldiğini gün geçtikçe duyuyoruz. Sadece Marmara değil Karadeniz de öyle. Piyasada satılan SAF Deniz ve Okyanus suyu olarak satılan bu suların aslı gerçekte nedir. Gidip te Hint, Atlas Okyanuslarından mı gidip alıp geliyorlar bu suları da paketleyip satıyorlar. İçine başka bir şey katılmıyormu? Raf ömrü uzasın diye. Vede neden bu kadar pahalı satılıyor ? Bunları denetleyen yok mu? Bebek denince yada sağlık denince zorunlu muhtaç mı sanıyorlar insanları bunları almak için?
[…] Firdevs doğduktan sonra hemşire hastaneden çıkarken bebek için gerekli ilaçların yazdığı bir reçete vermişti. Tabii o anki dalgınlıkla hiçbirini aldırmak aklıma gelmedi. Eve geldik ve o gece sabaha kadar ağladı kızım. Sorun gaz sancılarıydı. Hemen ertesi sabah eşim gidip reçetedeki tüm ilaçları aldı. Bizim için acil olan gaz damlası idi. Poşetten onu aldım ve diğerlerine bakmadım bile. Bir hafta kadar sonra kafam biraz yerine geldiğinde diğerlerine baktım. Biri D vitamini idi. 15. Günden itibaren yazıyordu üzerinde. Diğer kutuda ise Türkçe hiçbir şey yazmıyordu. Babysoin marka damlalar… Anlam veremedim bu ilacı satıyorsunuz da herkes Fransızca mı biliyor? Neye göre kullanacak bu ilacı? Neyse ki biliyordum ve ilacın ne olduğunu ve nasıl kullanılacağını anladım. Göz ve burun damlası: Serum Fizyolojik! Bu ismi ilk kez duymuştum. Okyanus suyu kullanıyordum küçükken. O vakte kadar kızım gözünde çapaklanmalar oluyordu ama anne sütü damlatarak hallediyordum. Ancak burnu da tıkanmaya başlayınca sürekli anne sütü sağıp damlatmak zor gelmeye başladı. Bu damlaları burnunda kullanmaya başladım. Gerçekten çok işe yarıyorlar. Bebeğin burnuna sıkar sıkmaz açılma olduğunu hissediyorsunuz. İlk zamanlar burnu tıkandıkça kullanıyordum. Ancak birkaç gün sonra her gün düzenli kullanmaya başladım. Böylece burnunun tıkanmasını da önlemiş oldum. Bu arada bu damlayı sıktıktan sonra burnun içinde birikmiş olanlar da yumuşuyor ve burun aspiratörü ile rahatça alabiliyorsunuz. Kutunun üzerinde bir flaconu açtıktan sonra bir daha kullanmayınız yazıyordu. Ama içinde yarısından azı kalıyordu. Yine de kızıma zarar vermemek için kurala uydum ve kullanmadım. 20 flacon vardı ve cabucak bıtıverdı. Ve serum fizyolojiğin kutusu 20 tl. İçime bir kurt düştü ben de internette bu konuda araştırma yaptım. Ve bir doktor doğruya ulaşmamı sağladı. Okumak isteyenler için: http://ahmetrasimkucukusta.com/2012/10/03/yazilar/elestirel-yazilar/ilac-endustrisi/biri-bizi-serum-… […]
[…] arada Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’nın buradaki yazısını okuduğundan beri annem serum fizyolojiği evde hazırlıyor. Yazıda şöyle […]
Allah sizden bin kere razı olsun hocam
Her ne kadar cümleler farkli gelsede, anlamlarini bilmesem de hocamin paylasimi beni baya etkiledi. Merak etmeyin kimseyi tanimiyorum burda. Serum hakkinda sorf yapmak isterken denk geldi ziyareti sebebim. Ve bunlara acemi birer asik gibi bakarken aval aval, hocamin paylasimi beni etkilediyse ve mantikli geldiyse; dogru olduguna inaniyorum. Ve bundan sonrada hep boyle durust ve samimice paylasimlarini bekliyorum hocam. Iyi calismalar diliyorum.
Hocam merhaba sizin yazdığınız ürünler yerli malı en azından. Piyasada tuzlu suyun ithal olanlari da var. Bu kadar basit bir şeye Neden ithal izni veriliyor onu da sorgulamak lazım.saygilar
Adamsın be hoca.Seninle gurur duyuyoruz.Allah basiretinizi daim etsin.Saygılarımla..
karaciğerde yara olduğundan dolayı hasta ne yese kan kusuyor acaba bir şey yemeden uzun süre serumla beslenme olabilirmi
Yıllardan beri bizlere hep bu şekilde süslü cümleler ve reklamlarla bir şeyleri aşıladılar. Serum fizyolojik’de bunlardan biridir. Sadece serum fizyolojik’de değil aslında; bebek ürünleri ile alakalı olan her alanda bunlar maalesef yapılmakta. Adamlar tuzlu suyu fahiş fiyatlara satıyor. Araştırma yapmadan da bir çoğumuz bunu alıyoruz ve bu ranta destek oluyoruz. Ben de bunlardan birisiydim maalesef ama artık kendi serum fizyolojik çözeltimi kendim hazırlıyorum. Yazdıklarınız ve bilgilendirmeleriniz için sonsuz teşekkürler.
Serum fizyolojik cilde enjekte edilirmi?
hyaluronik asidi sulandırılarak