3 SAATTEN FAZLA OTURMAK HAYATINIZI KISALTIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Egzersizin sağlığımız için “olmazsa olmaz” unsurlardan biri olduğunda bilim dünyası hemfikirdir.

Gel gelelim bunun nasıl yapılacağı hakkında görüşler değişir, tıpkı “diyetler” gibi “egzersizin” türü, süresi, ağırlığı için de binlerce tavsiye vardır.

Ben genel manada spor salonlarına gitmeyi, ağır spor yapmayı hiç doğru bulmam.

Hareketin sürekli olmasını, günlük hayatın içinde sindirilerek fark edilmeden yapılmasını tavsiye ederim.

An Elderly Couple Sits on A Couch in An Apartment, the Man and ...

Oturmak ömrü kısaltıyor

American Journal of Preventive Medicine’ de yayınlanan bir araştırmanın sonuçları da benim bu teorimi ciddi şekilde destekliyor.

54 ülkeye ait verilerin analizinde günde oturarak geçirilen ortalama zamanın 4.7 saat olduğu, bu süreyi yüzde 50 kısaltmanın tüm sebeplere bağlı ölümleri yüzde 2.3 oranında azaltacağı hesaplandı.

Araştırmaya göre, günde 3 saatten fazla süreyle oturmak tüm ölümlerin yüzde 3.8’ ini (senede 433 bin ölüm) oluşturuyor.

Bu süre 3 saatin altına düşürüldüğünde ise yaşama süresi 0.2 yıl kadar uzuyor.

Uzmanlar, insanların uzun süre oturmamalarını, en azından zaman zaman ayağa kalkıp birkaç adım atmalarının bile çok önemli olduğunun altını çiziyorlar.

Bu sonuçlar, haftanın belli günlerinde spor yapanlar için de geçerli; yani ne kadar spor yaparsanız yapın esas mühim olan uzun süre oturur durumda kalmamak.

Gelelim neticeye

Sağlıklı olmanın hastalıklardan korunmanın temel unsurları, adam gibi beslenmek ve yeterince hareketli olmaktır.

Çok faydalı diye tıka basa yemek de spor sağlığa faydalı diye kan ter içinde kalmak da zararlı.

Teorilerimi ispatlamak için canla başla çalışan araştırmacılara teşekkürler.

Kaynak:

http://www.ajpmonline.org/article/S0749-3797(16)00048-9/abstract

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Tarkan dedi ki:

    Dedenize ninenize su vermeyin kalkıp kendileri içsinler, hiç değilse biraz hareket etmiş olurlar.

  2. faik dedi ki:

    Şu ömrü uzatır diyen binlerce söylenti var, bu binlerceye baktığınız zaman her birinin başka bir alemi var.

    Ben artık oturmuyorum, uzanıyorum. Ama ne fayda, vücut bitti.

    Bir genç artık şurdan şuraya bile çocuğu gönderiyor. Genç olacak bunlar diye söyleniyor yaşlılar ellerindeki bastonla.

    Başa gelen bela yaşla alakası yok. Yaşlandım artık ayaklarım gitmiyor değil, ayaklarımla çok gittim artık gidemiyorum.

    Hareket diye diye, bittim. Yüzme, dövüş, güreş, basketbol, futbol, tenis, yürüyüş, koşuş, vücut geliştirme güçleştirme diye diye bittim. Merdiven in çık, oraya git buraya gel, arabamı lazım canım senin araban ayakların yürü, ne kadar ağır kaldırırsan o kadar güçlenirsin, hizmetçide neymiş kendi işini kendin gör, tembellik etme kalk, diye diye bittim.

    200-300-500 metrekare evin içinde bir mutfağa bir salona, bir yatak odasına bir oturma odasına, bir tuvalete bir banyoya git gel. Tükenmedik mi? Zemin sert, düz. Daha fazla yıprandırdı. Ayakkabı düz, yol düz, sertlik, ağırlık vs. Ne ayak kaldı ne bacak ne bel. Güya spor giyindik daha iyi diye, bittik. Sosyal/toplu tepişmeler de var.

    Bazı cinsel hareketler bile zararlı. Uyku biçimi zararlı. Oturma biçimleri zararlı. Saymakla bitmez zararlar.

    İnsan balık kuş aslan ayı aygır böcek altın gümüş demir alüminyum çiçek su ağaç güneş ay değil. Balığa özenip yüzmenin, kuşa özenip uçmanın, faydası olmaz zararı olur.

    Yıllarca yatan hastalar var. Yıllarca yatıp bence aslında hastalığından ölmeyenler var. Bu kişiler krizdir, kanamadır neyse yaşamış, eğer müdahale edilmeseydi öleceklerdi, Bu kişiler felç oldu o oldu bu oldu ve bir şekilde yatarak ömrü uzadı. Bu kişiler yatarken ölecek diye zaman zaman başında bekleyenler oldu, ama o ölmedide onu bekleyenler öldü. Yatakta ölenler kim bilir kaç tane ayakta ölen kendinden küçükleri gömdü. Hemde o yeme denilenleri yiyerek. Bazen, beslenme ne sağlık ne hastalık diyesim var.

    Bilim can sağlığını bilseydi insanları ölmeyecek kişilerin başında bekletmezdi. Can sağlığını bilmiyorsan, şu ömrü uzatır diyemezsin. Ölüm bilinmeden, diğerlerde bilinemez. Canın nasıl çıktığını anlamadım diyen sistemle, şu ömrü uzatır diyen sistem aynı. Doğumu ölümü bilmeden yaşam sağlık yeme içme uyuma bilinemez.

    Hareket diye diye bir gün oturup kalır kalkamazsınız. İki büklüm olur dikilemezsiniz. Hareket diye diye bir yerden bir şey çıkar, onun adına kanser koyarlar, sen çok kirli havada kalmışsın derler ve gömülürsünüz.

    Sıhhat hastası oldukça, hasta sıhhatliler olduk. Hasta ettiler iyisin dediler, bizi iyiyim dedirte dedirte öldürdüler. Pisin içinde yaşarken, o temiz diye öğrettiler. Hepimiz hastayız sağlıksızız kötüyüz pisiz havasızız. Kimseye nasılsın diye sormanın anlamı yok, kötü o. Size nasılsın diyene iyiyim demeneninde anlamı yok, kötüsünüz. Ayrıca iyiyim demeylede iyi olunmuyor, aksine kötü olunuyor. Kendinize yalan söylüyorsunuz. Yalan söyleyenler, bizede yalan söylemeyi öğretiyorlar, bu da bize çevreye herşeye zarar veriyor. Belki moral kansere iyi değil, kötü geliyor. Kendimizi öldürmemeyi öğretenler, bizi öldürdü. Masallar tatlı bitiriliyor, ama aynı senaryo gerçek hayatta acı bitiyor.

    Dünya insan hayvan bitki su deniz toprak gök güneş ay bitti, sen hala uzun ömür diyorsun. Bu uzun ömürse, o zaman benim dediğim ölümsüzlük.

    Nasıl olsa bir son var, önemli olan uzunluğumu, sağlıklısı mı? Nedir bu uzun ömür saçmalığınız. Varsa bir hayrı söyleyin bilelim.

    Hızlanmıyoruz yavaşlıyoruz, güçlenmiyoruz zayıflıyoruz, büyümüyoruz küçülüyoruz, ….. öyle olmuyoruz tersi oluyoruz. Öylede olmaya çalışmanın anlamı yok, neysek oyuz.

Siz de yorumunuzu paylaşın: