MİKROPLU EVLERDE BÜYÜYEN ÇOCUKLAR ASTIM OLMUYOR
Yeni bir araştırmada köy çocuklarında astımın daha az görülmesinin bunların hayvanlarla iç içe yaşamaları ve bakterilerle daha fazla karşılaşmalarıyla ilgili olabileceği ortaya çıktı.
New England Journal’ de yayınlanan araştırma, her ikisinin kökeni de Protestan Devrimi sırasında Avrupa’ da olan ve 1700 ve 1800’ lü senelerde USA’ ya göçe eden biri Indiana’ da yaşayan Amish diğeri Güney Dakota’ da yaşayan Hutterite adlı çiftçi ailelerinden 30’ ar çocuk üzerinde gerçekleştirildi (1).
Her ikisi de izole olarak çoğalan toplulukların çocuklarında astım riskini etkileyen çok sayıda ortak risk faktörü mevcuttur.
Büyük ailelerde yaşarlar; yağ, tuz ve çiğ sütten zengin diyetle beslenirler; düşük oranda çocukluk çağı obezitesi vardır; bebekler uzun süre anne sütü alırlar; tütün dumanı ve hava kirliliğine az maruz kalırlar ve evlerde hayvan beslenmez.
Bununla beraber Amish’ ler geleneksel tarım yapıp hemen yanlarında ahır olan tek aileli çiftlik evlerinde yaşar, tarla ve ulaşımda atları kullanır ve çocukları çiftlik hayvanlarıyla haşır neşir olurken Hutterite’ ler hayatlarını büyük, endüstrileşmiş ortak çiftliklerde sürdürürler.
Hutterite’ lerin ahırları evlerinin uzağındadır ve çocuklarının da buradaki hayvanlarla bir temasları yoktur.
Amish’ lerde okul çağı çocuklarında astım prevalansı yüzde 5.2 Hutterite’ lerde yüzde 21.3; alerjik duyarlık ilkinde yüzde 7.2 ikincide ise yüzde 33.3’ tür.
Önce her iki topluluktan 30 çocuğun bağışıklık sistemi hücrelerine bakıldı.
Kan testlerinde her iki grubun genetik profilleri birbirine benzer bulundu ama hiçbirinde astım olmayan Amish çocuklarında enfeksiyonlara karşı savaşta önemli rolleri olan lökosit ve nötrofil sayıları daha yüksek idi ve bu hücrelerin genç şekilleri de daha fazlaydı ki bu bağışıklık sistemlerinin daha fazla mikroba maruz kalmasının bir işaretidir.
Buna karşılık 6’ sında astım olan Hutterite çocuklarının nötrofil sayıları daha düşüktü ve bunlar yaşlı hücrelerdi; bu çocuklarda alerjik reaksiyonlarda önemli rolleri olan eozinofil hücreleri fazlaydı.
Evlerdeki tozlar farelere veriliyor
Her iki evden alınan tozların incelenmesinde Amish’ lerin evinde tozda fazla miktarda bakteri kalıntısı bulunurken Hutterite ev tozları temizdi.
Bu tozlar farelerin hava yollarına verildi ve daha sonra farelerin alerjenlere tepkileri değerlendirildi ve çok ilginç bir sonuçla karşılaşıldı.
Amish ev tozları verilen fareler alerjenlere cevap vermezken Hutterite evi tozlarını soluyan hayvanlarda astım tablosu ortaya çıktı.
Daha sonra Amish ev tozları bağışıklık cevapları için gerekli genleri olmayan farelere verilerek testler tekrarlandı ve tozun bu farelerde astımı önlemediği görüldü.
Bu sonuçlar, astımın Amish çocuklarında Hutterite çocuklarına oranla 4 misli az görülmesinin çocukların maruz kaldıkları ev tozlarının bileşiminin farklı olmasıyla ilgili olduğunu gösteriyor.
Araştırma bu tozlardaki farklılığın ne olduğunu göstermiyor ama bunun tozlardaki mikrobial ürünlerle ilgili olması muhtemeldir.
Ev tozlarında bulunan bakterilere ait endoktoksinlerin alerjik ve oto-immün hastalıklara karşı koruyucu olduğunu gösteren araştırmalar da bu sonuçları destekliyor (2, 3).
Hijyen teorisine bir destek daha
Hijyen teorisi, çocuklarda son senelerde astım ve alerjik hastalıklardaki artışı bunların hayatlarının ilk döneminde çok temiz ortamlarda büyütülmeleri ve mikroplarla çok az karşılaşmaları ile açıklıyor.
Özellikle hayatın ilk yıllarında geçirilen enfeksiyonlar çocuğun ateşlenmesine, öksürmesine sebep olsa da, onu rahatsız etse de, faydaları da var.
Çocuğun bağışıklık sistemi bu enfeksiyonlar sayesinde virüslerle, bakterilerle savaşmayı öğreniyor ve güçleniyor.
Buna karşılık bebek çok fazla mikropla karşılaşmıyor ise, bağışıklık sistemi güçlenemiyor ve o da bu sefer tutuyor, karşılaştığı toz, tüy, polen, küf gibi maddelere mikropmuş gibi davranıyor, onlara karşı hak etmedikleri aşırı tepkiler gösteriyor ve işte bunun sonucunda da alerjik hastalıklar ortaya çıkıyor.
Mikrop korkusu yaratıldı
Son senelerde bilinçli olarak beyinlerimize sanki tüm mikroplar hastalık yaparmış bunların tümünün ortadan kaldırılması gerekirmiş yoksa hepimiz hasta olurmuşuz şeklinde bir “algı” yerleştirildi.
Biz erkek milleti genelde pasaklı olduğumuz için bu tür korkutmalara hiç de aldırış etmiyoruz ama kadınlarımız hijyen konusunda çok hassaslar.
Hijyenik olma ideal anneliğin kriterleri arasına girdi.
“Hijyenik annelerin” sayısı katlanarak artıyor.
Bunu takıntı haline getirmiş olanlar hatta hastalık derecesinde yaşayanlar bile var.
Gelelim neticeye
Bu araştırmayı, kalıtsal hastalıklar dışında kalan neredeyse tüm hastalıkların hayat tarzındaki yanlışlardan kaynaklandığını destekleyen teori için kuvvetli bir delil olarak görüyorum.
Evet, sağlıklı yaşamanın tek yolu adam gibi beslenmekten ve yaşamaktan geçiyor.
Bu araştırmayı delil gösterip de çocukları astımdan korumak için onlara çeşitli mikrop veya mikrop ürünlerinin verilebileceği şeklinde değerlendiren endüstrinin adamlarına da gülüp geçiyorum.
Kaynaklar:
1. http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa1508749?query=TOC#t=articleBackground
2. http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/j.1365-2249.2010.04139.x/full
Doğadaki insan 64. bölüm : Burun deliklerim açıldı resmen.
Yalnız dikkat edin, mevsim sonbahar.
Yazda/sıcakta, yağmurda, karda, siste, 15 gibi derece üstü, dere/göl/deniz yakını… ortamlarda iyi hava yok.