SEZARYEN ALERJİK HASTALIKLARA SEBEP OLUYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
sectio 1

İstatistiklere göre dünyada 7’den 70’e 500 milyon kişi alerjinin pençesinde.

İşin ilginç yanı da,  bu hastalıkların son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde adeta “salgın’’ boyutlarında yayılmakta olması.

Araştırmalara göre bu artışın pek çok sebebi var ama bunların başında “batı tarzı hayatın” getirdiği farklılıklar geliyor.

İnsanların zamanlarının çoğunu kapalı mekânlarda geçirmeleri ve alerjenlere daha fazla maruz kalmaları, çocukluk çağı enfeksiyonlarının azalması, yaygın antibiyotik kullanımı, hazır ve katkı maddeli besinlerin daha fazla tüketilmesi, obezite, hava kirliliği bu farklılıkların başlıcaları.

Son yıllarda yapılan çalışmalar, bu artışta “sezaryenle doğum’’ un daha yaygın uygulanır olmasının da rolü olabileceğini gösteren bulgular vermeye başladı.

Bunlara göre, sezaryenle dünyaya gelen bebeklerde hem yumurta, süt gibi önemli besinlere karşı alerjiler hem de egzama, saman nezlesi ve astım gibi alerjik hastalıklar daha fazla görülüyor.

Sezaryen alerjik hastalıklara sebep oluyor

Hijyen teorisine göre alerjik hastalıklardaki artışın sebebi, bebeklerin hayatlarının ilk aylarında çok temiz ortamlarda büyütülmeleri ve mikroplarla çok az karşılaşmaları.

Buna göre, adeta steril ortamlarda yetiştirilen, çok sık antibiyotik verilen, pek çok virüs ve bakteriye karşı aşılanan ve bundan dolayı da çok az enfeksiyon geçiren çocukların bağışıklık sistemleri mikroplarla yeteri kadar tanışamıyor.

Uğraşacağı mikroplarla karşılaşamayan bağışıklık sistemi ise bu sefer toz, tüy, küf, polen gibi mikrop olmayan ama onlara benzeyen maddelere “dayılanmaya’’ başlıyor, onlara mikropmuş gibi davranarak anormal tepkiler gösteriyor.

İşte, bu anormal tepkiler de karşımıza alerjik hastalıklar olarak çıkıyor.

Sezaryenin etkileri

Bebek henüz anne karnında iken vücudunda hiçbir mikrop bulunmuyor.

Bunların mikroplarla ilk karşılaşmaları doğum sırasında gerçekleşiyor.

Normal yolla doğan bebekler, annelerinin doğum kanalında bulunan “bifidobakteri, bakteroides ve laktobasiller’’ gibi vücuda yararlı dost mikropları alıyorlar ve bebeklerin bağırsaklarına bu mikroplar yerleşiyor.  

Sezaryen doğumlarla ameliyathanenin steril şartlarında dünyaya gelen bebekler ise ilk mikropları deri teması ile ve hastanedeki yüzeylerden alıyorlar.

Bu yüzden de sezaryenle doğan bebeklerin bağırsak floralarını vücuda yararlı dost mikroplar yerine hastane mikropları oluşturuyor ve bağırsak florası bakımından olan bu farklılık aylarca, hatta bir görüşe göre 7 yaşına kadar da devam ediyor.

İşte alerjik hastalıkların sezaryenle dünyaya gelen bebeklerde daha fazla görülmesinin sebebi, bunların bağırsaklarında “dost mikroplar’’ yerine farklı cinsten ve farklı miktarlarda bakterilerin yerleşmiş olması.

Bu çocuklar probiyotik, yani bağırsaklarında eksik olan dost mikropları ihtiva eden gıdalarla beslendiklerinde alerjik hastalıkların görülme oranlarının ve belirtilerin azalması da bu görüşü desteklen önemli bir bulgu.

Bilim adamları bağırsaklara boş yere “ikinci beyin’’ adını vermemişler demek ki.

Siz de yorumunuzu paylaşın: