Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Bu sene en çok hastalığa yol açan grip virüsünün H3N2 olduğu ve aşının bu virüse karşı koruyuculuğunun %43 olduğu açıklandı. 

Bu veriler, United States Influenza Vaccine Effectiveness Network çalışması kapsamında 28 Kasım-4 Şubat arasında 3.144 çocuk ve erişkine ait incelemelerden elde edildi.

CDC, grip aşılarının etkinliğini bu çalışmadan alınan bilgilerle sezon ilerledikçe yeniliyor.

Grip aşılarının etkinliği geçen sene yüzde 47, evvelki sene ise yüzde 19 olarak bulunmuştu.

Başlığa bakıp “Hangi sene tuttu ki bu sene tutsun” diyenler çok haklılar.

İdeal aşının koruyuculuğu yüzde 85-90 olmalı

CDC, senelerce grip aşılarının etkinliğinin yüzde 70-90 arasında olduğunu açıkladı durdu ama bu oranlara hiçbir zaman da hiçbir yaş grubunda ulaşılamadı.

Aşının etkinliği kimi seneler “sıfıra” kadar düştü.

Dünyanın grip aşıları konusunda en önemli “otoritelerinden” olan Osterholm “Grip aşılarının iyi bir aşı olarak adlandırılabilmesi için tüm yaş gruplarındaki etkinliğinin ideal olarak yüzde 85-90 olması gerekir” diyor.

Buna göre “yüzde 48 koruma hiç korunmamadan daha iyidir” demek yakışık almıyor.

Grip aşıları neden sorumlu?

Günümüzde uygulanan grip aşıları virüslerin yüzeylerinde sürekli yapı değişiklikleri gösteren antijenlere göre tamamen ticari bir mantıkla hazırlanıyor.

BİR: Aşının koruyucu olabilmesi için aşıdaki virüs türü ile salgın yapan virüsün uyuşması gerekiyor.

İKİ: Bu uyuşma tam olsa bile aşı ile sadece bir antikor cevabı sağlanabiliyor; oysa grip virüslerine karşı antikor türü değil hücresel ve lokal bağışıklık daha mühim.

ÜÇ: Üstelik de ne kadar işe yarayacağı şüpheli antikor yükselmesi sadece birkaç ay sürüyor ve antikorlar sıfırlanıyor.

DÖRT: Grip aşılarının her sene tekrarlanması bu zaten çok sınırlı olan etkinliğini daha da azaltıyor.

BEŞ: Bu aşılar kalıcı hücresel bağışıklık sağlamadıkları için virüste büyük bir mutasyon gerçekleştiğinde aşı olanlar daha büyük risk altına girmiş oluyor (Kanada fenomeni)

Gerçek grip aşısı nasıl olmalı?

Aslında grip virüsleri tamamen değişse bile bunlara karşı ömür boyu bağışıklık sağlayabilecek aşı geliştirmenin mümkün olduğunu gösteren pek çok çalışma var.

Burada antijen olarak yüzeydeki proteinler değil virüsün gövdesinde bulunan ve değişmeyen proteinler kullanılıyor ve bu aşılarla hücresel bağışıklık uyarılıyor.

Bu sayede de ömür boyu etki edebilecek bir koruyuculuk sağlanabiliyor ama böyle bir aşı grip aşısı üreticilerinin işine gelmiyor.

Her sene yüz milyonlarca doz aşı satmak varken böyle değişen virüslere karşı üstelik senelerce koruyucu olan bir aşı elbette onların işine gelmez.

Bugünkü grip aşıları “gerçek grip aşılarının geliştirilmesinin önündeki en büyük engeldir”.

Gelelim neticeye

Bu ticari mantıkla hazırlanan grip aşıları aşı üreticilerinin menfaatinedir ve bu aşıları savunmalarında şaşılacak bir şey yoktur çünkü bu onların vazifeleridir.

Bu aşıların olumsuzluklarını net olarak bildirmeden bunları cansiperane savunan ve yüzde yüz etkiliymiş gibi ısrarla tavsiye eden “grip aşısı reklâmcılarını” Allah’ a havale ediyorum.

Gripten korunmanın tek yolu da elbette aşı değildir.

Kaynak: http://edition.cnn.com/2017/02/16/health/flu-shot-effective-cdc-study/

Yazı için 1 yorum yapılmış:

1. suat dedi ki:

   15 Mart 2017, 20:08

   sarmısak limon kürü en iyi tedavi. 3 yıldır aile hekiminin ismini ve simasını unuttum.

Siz de yorumunuzu paylaşın: