BU TUZAĞA DİKKAT
Milliyet’ te Mert İnan‘ ın haberi:
Modaya dönüşen ve kimi semtlerde 2 bin liraya yaptırılan ‘gıda intoleransı’ testine bilim dünyası tepki gösteriyor. Uzmanlara göre, onlarcası hatalı sonuç veren bu testler, çocuklarda gelişim geriliğine neden olabiliyor.
‘Gıda intoleransı’ testleri, son yıllarda ‘besin duyarlılığı’ veya ‘gıda hassasiyeti’ başlıklarıyla özellikle gelir düzeyi yüksek kesimlerde adeta moda haline geldi. İstanbul’un kalbur üstü semtlerinde test yaptığını söyleyen merkez ve firma sayısı her geçen gün artarken, çoğu zaman 2-3 cc kan alınarak antikor ölçümü üzerinden gerçekleştirilen bu testlerin maliyeti bin liradan başlayıp 2 bin liraya kadar çıkabiliyor. Uzmanlar ise gıda intoleransı testlerinin alerji testleriyle karıştırıldığını belirtirken, vatandaşların kandırılıp kazanç sağlandığı görüşünde.
Sağlık için gerekli
Mevcut tabloyu Milliyet’e değerlendiren gastroenteroloji uzmanı Dr. Atilla Bektaş, bu testler nedeniyle sağlıklı yaşam için şart olan maya, soğan, sarımsak, domates, maydanoz, tere, roka, fındık, ceviz, balık, yoğurt, peynir, zeytin, tereyağı, kahve, çay gibi gıda ürünlerin sakıncalı olarak gösterildiğini söyledi.
Sorun katkı maddesi
Bektaş’ın görüşleri şöyle: “Bu gıdaların yasaklanması beslenme bozukluğu ve hastalıklara davetiye çıkartıyor. Gıda intolerans testlerinde belirteç olarak kullanılan IgG temelli testler, çoğu zaman herhangi bir intolerans durumu olmadığı halde de yüksek sonuç verebiliyor. Firmalar, söz konusu testlerin İngiltere’deki Allergy UK tarafından onayladığını iddia ederler, ancak Alerji UK İngiltere’de hayır kurumudur. Bilimsel bir otorite değildir. Bu testler doktor bile olmayan alternatif tıpçılar tarafından suistimal ediliyor.
Bektaş, “Şu anda dünya genelinde milyonlarca dolarlık piyasa oluşturmuş durumda. Ülkemizde bir takım IgG temelli test uygulamaları var. Nişantaşı veya Bağdat Caddesi’nde 1000-2000 lira arasında değişen fiyatlarda bu testleri yapan merkezler açıldı. Aynı gün iki farklı laboratuvarda 2 cc kan verin, onlarca yiyeceğin yasaklandığını göreceksiniz. Ticari amaçlı bu firmalara göre dünyanın yarısından fazlasının besinlere karşı ‘gıda intoleransı’ var. Gıda intoleransı denilen reaksiyona neden olan faktörlerin başında gıda ürünlerindeki E kodlu renklendiriciler ile yine E kodlu koruyucu gıda katkı maddeleri var” dedi.
Vatandaş ne yapmalı?
Bektaş, “Kendisinde gıda intoleransı olduğunu düşünen vatandaşlarımız hastanelerde uzman doktorlara muayene olmalı. Şikayetlerin altında ciddi nedenler olabilir ve bu durum gerçek hastalığın teşhisini geciktirebilir.
Örneğin bulantı, mide krampları ciddi bir mide bağırsak hastalığından kaynaklı olabilir. Bazen psikolojik faktörler de gıda intoleransında etki gösterir. Testler üzerinden zayıflatmak gibi gerçek dışı bir çok vaatte bulunuluyor. Testler sadece para kaybı değil, özellikle de çocuklar için sağlık risk oluşturuyor. Laktoz intoleransı toplumun yüzde 60’ında görülüyor. Bunun dışındaki diğer gıdalara karşı gıda intolerans oranları subjektif ve şişirme. Gıda intoleransının görülme sıklığı testçilerin dediği gibi yüzde 20 değil, yüzde 5 seviyesinde” diye konuştu.
Çocukların sağlığı tehdit altında
Türk Çocuk Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenme Derneği Başkan Yardımcısı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji Bölümü’nden Prof.Dr. Tufan Kutlu da gıda intoleransı testlerine dair Milliyet’e şu değerlendirmelerde bulundu:”Büyük şehirlerde gıda intoleransında piyasa oluşmuş durumda. Söz konusu testlerin işe yaramadığı vatandaşlarımız tarafından bilinmeli. Yanlış test sonucuna bağlı, yanlış diyet verilen o kadar çok çocuk gördüm ki… Çocuklarımız birilerinin kazanç kapısı haline getirilen bu testler nedeniyle gelişim geriliği riski altında. IgG ve IgE testlerinin 1 tanesi doğru çıkıyorsa, onlarca test yanlış sonuçlanıyor. Besin alerjisi sıklığı her 100 çocuğun 2’si, 3’ünde görülüyor. Testler gereksiz yere pozitif çıktığından, sanki birçok çocukta gıda intoleransı olduğu sanılıyor. Maalesef öğretim üyesi arkadaşlarımız bile bu işlerin içinde olabiliyor. Tıpkı glutensiz diyet gibi gıda intoleransı testleri algısı yaratıldı. Halkımızı yanıltan bir sektör oluşmuş durumda. Sağlık otoriteleri ortaya çıkan ticari çarkı denetlemeli.”
Hiç yemediği gıdaya intolerans çıkıyor
Testlerin güvensiz olduğunu da vurgulayan Prof.Dr. Tufan Kutlu, “Durum o kadar vahim hale gelmiş ki, bazı çocukların hayatında karşılaşmadığı ürünlerde bile gıda intoleransı olduğunu uyduran testçiler var. Yapılan testlerin birçoğu tesadüfen pozitif çıkıyor.
En güvenilir yöntem doktorların gözetiminde deneme yanılma muayeneleridir. IgG temelli testlerin güvenilmez olduğu bilinmeli. Ülkemizde intolerans piyasası oluşmuş durumda. 1000 liraya, 2000 bin liraya test yapan merkezler var” dedi.
Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/bu-tuzaga-dikkat-gundem-2583012/