MR YAZAN DOKTOR İYİ OLUYOR

Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Artık sağlık sistemini sarsma aşamasına gelen tıbbi tetkik ve tahliller yerinde istendiğinde hayat kurtarıcıdır, bunu tartışmak abestir.
Fakat… bugün birçok tetkikin gereksiz yere istendiği, bunun sağlık sistemini boş yere meşgul ettiği, bu yüzden zarar görenlerin sayılarının her geçen gün arttığı, bu incelemelerin ciddi boyutlarda ekonomik kayıplara sebep olduğu da görülmelidir.
Doktorlar artık “Ben MR istiyorum, tomografi istiyorum” şeklinde tekliflerle karşılaşmakta, hastaların bu istekleri uygun görülmediğinde ise en azından bir tartışma çıkmaktadır.
Vatandaşa teşhisi aletlerin değil doktorun koyduğu; daha fazla tıbbın daha iyi sağlık hizmeti demek olmadığı hatta bu yüzden hem kendilerinin hem de mutlaka tıbbi bakıma ihtiyacı olan “gerçek hastaların” zarar görebilecekleri gerçeği çok iyi anlatılmalıdır.
***
Türkiye gazetesinde Ziyneti Kocabıyık’ ın haberi:
Hasta muayenesine yeterli zamanı ayıramadığını düşünen doktor, hata yapmamak için hastasını direkt olarak MR, tomografi ya da ultrasona gönderiyor. Aşırı çekim yapılan merkezlerde bir radyolog yüzlerce görüntülemeyi değerlendirmek zorunda kalıyor.
Modern tıpta MR, Tomografi, ultrason gibi tıbbi görüntüleme metotları hastalıklara doğru teşhis koymada vazgeçilmez araçlar. İnsan vücudundan yaklaşık 300 görüntü alabilen yeni nesil görüntüleme cihazları ile hiçbir detay atlanmıyor. Ancak bu görüntüleri radyoloji uzmanının tek tek inceleyip hastalığı yakalaması gerekiyor. Türkiye’de günlük görüntüleme sayısının Avrupa standartlarından yüksek olduğunu söyleyen Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuncay Hazırolan “Bizde bir radyoloğun gün içinde bakabileceği en çok görüntüleme sayısı için bir üst sınır yok. Tetkike göre değişmekle birlikte bu sayı MR için günde 30, tomografi için 50’nin altında olmalı. Türkiye’de bu konuda sıkıntılarımız var. Günde 600 rapor çıkaran radyolog bulmanız mümkün. Ne kadar hızlı bakarsa baksın bir kişinin bu kadar görüntü incelemesi mümkün değil. Standart bir üst sınır getirilmesi gerekir. Bu durumdan hasta zarar görüyor” dedi.
ÇEKİM SAYISI ÜST SINIRI BELİRLENSİN
Türk Radyoloji Derneği’nin Antalya’da düzenlenen kongresinin basın toplantısında Avrupa ve Amerika’da radyologların gün içinde bakabileceği MR, tomografi ve ultrasonografi sayısının üst sınırının belli olduğunu belirten Prof. Dr. Hazırolan, Türkiye’de de böyle bir üst sınır getirilmesi gerektiğini söyleyerek “Bizde bir doktorun kaç tane bakabileceğinin sayısı yok. Günde 600 tane rapor çıkaran radyoloğun bunu nasıl yaptığına gelince; o imza kendinin ama okuyan başka hastanelerden asistanlar olabiliyor. Dijital ortamda raporları yaptırarak kendi adına rapor çıkarma imkânı Türkiye’de hâlâ mümkün. Doktorun en fazla muayene edebileceği hasta sayısı, radyoloğun en fazla yapabileceği çekim ve yazabileceği rapor sayısı belirlendikten sonra bunların çok basamaklı sistemlerle kontrol edilmesi gerekiyor. Böylece hasta da korunmuş olur” dedi.
Bazı durumlarda çok sayıda çekim yapılan merkezlerde çekim süresinin kısaltıldığına da işaret eden Prof. Dr. Hazırolan “Sağlık Bakanlığı ve Radyoloji Derneğinin beraber yaptığı bir kitapçıkta hangi görüntülemede en az kaç kesit alınması gerektiği net olarak belirtildi. Bu da çekim kalitesini olumlu etkileyecek bir gelişme” dedi.
DİNLEYEMEYEN DOKTOR MR İSTİYOR
Hastanelerdeki yoğunluk ve hastaya ayrılabilen zamanın kısıtlı olması yüzünden hekimlerin hata yapmamak için hastayı MR, röntgen, tomografi ya da ultrasonografiye yönlendirdiğini söyleyen Prof. Dr. Tuncay Hazırolan “Türkiye’de ki MR ve tomografi isteğinin fazla olmasının temel sebebi radyoloji dışındaki doktorlarımızın yeterli klinik muayene şansı bulamaması. Hekim yeterli muayene yapamayınca herhangi bir şeyi atlamamak için, ‘Hastanın karnına bakamadım ultrasonla bakılsın ki, hasta zarar görmesin ya da başı ağrıyor, yeterli muayene yapamadım, şikâyetlerini uzun uzun dinleyemedim, MR yapılsın ki, kitle varsa gözüksün’ diye görüntüleme istiyor. Kendini emniyete almak isteyen doktor görüntüleme istiyor. Doktorun hastasına ayırabildiği süre daha uzun olmalıdır” dedi.
ÇEKİMLERİNİZİ AYNI MERKEZDE YAPTIRIN
Tıbbi görüntülemenin hastalık teşhisi konulmasının yanında hastalığın gidişini de belirleyen bir vasıta olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Tuncay Hazırolan, vatandaşa, tıbbi görüntülemelerini mümkünse hastanede yaptırmalarını eğer mümkün değilse geçmiş görüntülerle kıyaslanma imkânı sağlanması için hep aynı merkezde yaptırmaları tavsiyesinde bulundu. Radyoloğun raporunu yazarken önceki görüntülemelerden faydalanabileceğini ya da ekranda gördüğü problemi sorabileceği kişilerin olması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Hazırolan “Çekimin yapıldığı yerde ya da raporu yazan kişinin hastanın hekimine ulaşma şansı yoksa gördüğünü tam olarak yorumlaması her zaman mümkün olmayabilir” dedi.
MR YAZAN DOKTOR İYİ OLUYOR
Türk Radyoloji Derneği Başkan Vekili Prof. Dr. Can Çevikol “Derneğimizin yaptığı bir toplum çalışmasında halka “Doktora gittiğinizde ondan ne beklersiniz?” diye sorduk. Neredeyse hepsi yüksek eğitim almış kişilerdi. Cevapları çoğunlukla şöyle sıralanıyordu: Doktora giderim, şikâyetimi söylerim, tetkik ister ve sonucu götürürüm reçete yazar. Öyle bir çark oluşmuş ki, o asıl doktor kalitesini belirleyen hikâye sorgulama, muayene ve ardından acil teşhis koyma basamakları doktor tarafından yapılmadığı gibi halkımızın kafasından da çıkmış. Halkın kafasında ‘Tetkik istemiyorsa iyi doktor değil’ imajı var ve hastane hastane gezerek tetkik yaptıracak doktoru mutlaka buluyor” dedi.
Kaynak: https://www.turkiyegazetesi.com.tr/saglik/662029.aspx
***
EK 1 (1.3.2025): NOYAN NOYAN Doktora 1 milyar müracaat… 85 milyon kişiden 973.5 milyon başvuru
Türkiye’nin 2023 sağlık istatistikleri ‘Bu kadar hasta olmamıza imkân var mı’ dedirtti. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, yıllık hekime müracaat sayısı 973 milyon 520 bin. Kişi başına hekime müracaat sayısı 11.4 olmuş. Yani bir kişi yılda 11.4 kere hekime gitmiş ki bu da, hemen hemen ayda bir kere hekime başvurulduğu anlamına geliyor.
SAĞLIK Bakanlığı, 2023 yılı sağlık istatistiklerini yayınladı. Veriler, sağlık sistemine yönelik en son bilgiler. Raporu baştan sona inceledim ve geçmişte Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Dr. Reşat Bahat ile yaptığımız sohbeti hatırladım. Bahat, şu tespiti yapmıştı: “Hasta bir toplumuz. 85 milyonluk bir ülkede, bu kadar muayene olur mu? Yaş ortalamamız da 33’lerde. Bu kadar hasta olmamıza imkân var mı?” O dönemde, yani daha bir yıl önce, hekime müracaat sayısı 855 milyondu. Peki, şimdi ne oldu? Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı son verilere göre 2023 yılında hekime müracaat sayısı 973 milyon 520 bin olmuş. Yuvarlarsak 1 milyar diyebiliriz. Nüfusumuz ne? Yine 85 milyon.
Son yıllarda sağlık sisteminden sürekli olarak şikâyet ediliyor. Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı rapordan bazı rakamları sizlerle paylaşayım, sağlık sistemimizin durumu daha net anlaşılsın.
BİR KİŞİ HER AY DOKTORA GİDİYOR
2023 yılında hekime müracaat sayısı 973 milyon 520 bin olmuş. 416 milyon 806 bin kez aile hekimine, 424 milyon 550 bin kamu hastanelerine, 67 milyon 440 bin de özel hastanelere, 45 milyon 534 bin de üniversite hastanelerindeki hekimlere başvurmuşuz.
Kişi başına hekime müracaat sayısı 11.4 olmuş. Yani bir kişi yılda 11.4 kere hekime gitmiş ki, bu da hemen hemen bir kişinin ayda bir kere hekime başvurduğu anlamına geliyor. Türkiye, hekime müracaat sayısında Güney Kore, Avusturya, Japonya’dan sonra üçüncü sırada geliyor. Mesela, Avrupa Birliği’nde kişi başına hekime müracaat sayısı 6’larda.
Toplam hekim sayısı 2022’de 194 bin 688 iken, 2023’te yüzde 4.9 artarak 204 bin 223’e yükselmiş. Bu hekimlerin 131 bin 762’si kamuda, 35 bin 710’u üniversite hastanelerinde, 36 bin 751’i de özel hastanelerde görev yapıyor. Toplam sağlık personeli sayısı ise 2023’te yüzde 4 artarak 1 milyon 413 bine çıkmış.
100 BİN KİŞİYE 239 HEKİM DÜŞÜYOR
2022’de 100 bin kişiye düşen toplam hekim sayısı 228 iken, 2023’te 239’a yükselmiş. Dünya ortalamasına bakarsak, 100 bin kişiye düşen hekim sayısında Türkiye en son sırada geliyor. Mesela, AB ortalamasında 100 bin kişiye düşen hekim sayısı 414. Yunanistan’da 661 hekim düşüyor. Çarpıcı bir veri daha, Türkiye’de 100 bin kişiye düşen diş hekimi sayısı da sadece 54.
2023 yılında hastanelerde yatan hasta sayısı 13 milyon 391 bin olmuş. Bunun 7.6 milyonu kamu hastanelerinde, 1.9 milyonu üniversite, 3.7 milyonu da özel hastanelerde tedavi görmüş.
Hastanelerde toplam 5 milyon 900 bin ameliyat gerçekleşmiş. Bunun 3.3 milyonu kamuda, 1.5 milyonu da özel hastanelerde yapılmış.
Sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranına bakıldığında 2023’te yüzde 65.4 olmuş. Mesela 2020’de bu oran yüzde 72’lerdeyken, yıllar içinde memnuniyet oranının düştüğü görülüyor. 2023’te toplam hastane sayısı bin 566 oldu. Bunun 933’ü kamuya, 565’i özel sektöre, 68’i üniversitelere ait. 2022 yılında ise hastane sayısı bin 555 iken bunun 915’i kamuya, 572’si özel sektöre aitmiş. Yani, bir yılda kamuda hastane sayısı 18 artarken, özelde azalmış.
CEPTEN SAĞLIĞA NE KADAR HARCADIK
2023’de toplam sağlık harcaması 1.2 trilyon TL, dolar bazında ise 53 milyar dolar olmuş. Sağlık harcaması TL bazında yıllık yüzde 105 artmış. 2023’te toplam 1.2 trilyon TL’lik sağlık harcamasının 964 milyar TL’sini kamu yapmış. En yüksek pay ise 524 milyar TL ile SGK’nın. Kamunun sağlık harcaması yıllık yüzde 108 artmış.
Kişi başına sağlık harcaması 2022 yılında 7.141 TL iken, 2023’te yüzde 104.2 artarak 14.582 TL’ye yükselmiş.
HARCAMALAR İKİYE KATLANACAK
Sağlık sistemimizin kısa özeti böyle. 2024 yılı verileri bu yılın sonunda yayınlanacak. Ama geçmişe bakarak, sağlık harcamalarının ikiye katlanacağını, hekime başvurunun ise 1 milyar 200 milyonları geçeceğini tahmin etmek zor olmaz. Nüfus belli, hastane sayısı belli, hekim sayısı belli ama hem doktora başvuru hem de sağlık harcaması artıyor. Mesela, doktora başvuruda dünyada üçüncüyüz ama 100 bin kişiye düşen hekim sayısında en son sıradayız. Gerçekte ya ‘hastalık hastası’yız ya da hastanelerde sosyalleşiyoruz.
Diyeceğim o ki, bu yapı sürdürülemez, mevcut yapı bu yükü kaldıramaz. Kaldıramadığı belli ki, sürekli olarak sağlıkta revizyona gidiliyor, her gün değişiklik yapılıyor.
***
Çok iyi doktor çünkü daha biz MR istiyoruz demeden MR istiyor.