KAPANMA YERİNE DÖNÜŞÜMLÜ ÇALIŞMA VE SOKAĞA ÇIKMA DAHA FAYDALI OLABİLİR
Dikkat: Yazının sonunda ilave var!
***
Koronavirüslerin insandan insana özellikle de kapalı mekânlarda bulaştığı bilindiğine göre salgının kontrolünde en önemli hususun kapalı mekanların kontrol altına alınması olduğu kolayca anlaşılacaktır.
Şu kış günlerinde insanların birbirlerine çok yakın olmak durumunda kaldıkları restoran, kafe, kahvehane, kapalı alış-veriş merkezleri, kamu kurumları ile toplu ulaşım araçları bulaşmanın en çok olduğu yerlerdir.
Buna göre de temel tedbirlerin bu mekânlara yönelik olması icap eder.
“Tam kapanma” bulaşmanın azalmasında etkili bir metot olmakla beraber 160 ülkede virüs dışı parametrelerin ölüm oranlarına etkisinin incelendiği bir araştırmada tam kapanmanın mortaliteyi azaltmadığı tespit edilmiştir (1).
Ayrıca tam kapanmanın yaratacağı ekonomik ve toplumsal riskler de hesaba katılmak zorundadır.
Sürü çılgınlığı (herd stupidity)
Dr. Bülent Polat‘ ın şu tespitleri son derecede isabetlidir ve idareciler tarafından dikkate alınmak zorundadır (2):
“COVID salgınının yarattığı önemli sorunlardan biri, belki de en başlıcası stresdir. Yaşanan korku, endişe çok yoğun ve uzun süreli. İnsanların hastalığa yakalanmadan hayatta kalabilme endişeleri, işsizlik, iflaslar gibi ekonomik sorunlar, güvenlik ve gelecek korkuları toplumsal stresi giderek yükseltiyor. Gerilmiş, kutuplaşmış ya da tehdit altındaki toplumda “kitle histerisi” veya “sürü çılgınlığı” (stupidity of herds) denilen durum ortaya çıkabilir. Bu, her türlü provokasyona, yanlış yönlendirmelere açık bir ortamdır, çok dikkat etmeliyiz.”
Ekonomi ve sosyal hayatın olabildiğince az zarar görmesi ülkemizin yani hepimizin menfaatinedir.
Tam kapanma yerine dönüşümlü sokağa çıkma ve çalışma hayatı daha faydalı olabilir
Japonya, Tayvan, İsveç gibi ülkelerin çok sıkı kapanma tedbirleri uygulamadan başarılı olmaları salgının önlenmesinde toplumun bilinçli olmasının ve tedbirlere riayet etmelerinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır (1).
Tam kapanma yerine 2 metrelik fiziki uzaklığın sağlanmasının mümkün olmadığı veya çok zor olduğu kapalı mekânlardaki insan sayısını azaltmada sokağa çıkmanın ve çalışmanın dönüşümlü olması çok faydalı olabilir.
Buna göre insanlar TC kimlik numaralarının sondan ikinci rakamına göre (son rakam herkeste çift rakamdır!) mesela tek olanlar sabah-öğle (8-13), çift olanlar ise öğle-akşam (13-18) saatlerinde sokağa çıkar ve çalışırlarsa hem kapalı mekanlardaki hem de toplu taşımadaki kalabalık yarı yarıya azalacaktır.
Gece sokağa çıkma yasağının sosyal hayatın canlı olduğu, insanların saat sekizden sonra yemeğe ve eğlenmeye gittiği ülkelerde faydası olabilir ama bizdeki etkisi bana göre yoktur veya olsa da kaale alınmayacak kadar düşük olmalıdır (3).
Gelelim neticeye
Tam kapanma ve çalışma saatlerinin kısaltılmasının, sokağa çıkma yasağının başladığı saatlerden hemen önce ve yasak bittikten sonra daha fazla kalabalığa yol açtığını yaşayarak gördük.
Bu dönüşümlü sokağa çıkma uygulaması sayesinde çalışma saatlerinin uzatılması kapalı mekânlardaki kabalığı azaltmada etkili olabilecektir.
Bu teklifimin üzerinde düşünülmesi ve tartışılması yararlı olacaktır.
Kaynaklar:
3. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-55269637
***
BBC’ nin “Covid: Akşam sokağa çıkma yasağının arkasındaki nedenler ne, mücadelede ne kadar etkili?” başlıklı haberi:
Dünya genelinde koronavirüs kaynaklı vaka ve can kayıpları artarken, birçok ülke yeniden bir dizi kısıtlama ve yasak uygulamaya başladı.
Türkiye’de geçen haftadan bu yana haftaiçi 21.00 ile 05.00 saatleri arasında; haftasonu da tamamen sokağa çıkma yasağı uygulanıyor.
Bölgesel kısıtlamaların uygulandığı İngiltere’de de bazı kentlerde pub, restoran ve eğlence merkezlerinin kapanma saatleri erkene çekilirken, bazı yerlerde ise tamamen kapalı tutuluyor.
ABD’de de başta California ve New York olmak üzere bazı eyaletlerde eğlence mekanlarının erken kapanması öngörülüyor ve belli saatler arasında sokağa çıkma kısıtlaması uygulanıyor.
Son olarak Fransa da 15 Aralık’ta ülke çapındaki karantinanın sona ermesinin ardından yerel saatle 20.00 ile 06.00 arasında sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacağını açıkladı.
Ancak, sokağa çıkma kısıtlamalarının belli saatler arasında uygulanması bazı tartışmaları beraberinde getiriyor.
Bu uygulamayı savunanlar, akşam saatlerinde sosyalleşme faaliyetlerinin arttığını ve bunun da bazı bireysel önlemlerin ihmal edilmesini beraberinde getirebileceğini öne sürüyor.
Bu uygulamaya karşı çıkanlar ise belli saatler aralığında uygulanan kısıtlamaların etkili olduğuna dair herhangi bir bilimsel bulgu ya da bilgi olmadığını söylüyor.
Neden belli saatler arası yasak uygulanıyor?
Yetkililer, genel olarak belli saatlerde sokağa çıkma kısıtlanması uygulanmasının “sosyalleşme ve sosyal hareketliliği” azaltma amacı taşıdığını belirtiyor.
Akşam saatlerinde insanların zaruri ihtiyaçları için değil, eğlenme ve başkalarıyla sosyalleşmek amacıyla dışarı çıktıkları ifade ediliyor.
Yapılan bazı araştırmalar, virüsün yayılımının kapalı ve kalabalık ortamlarda başlayarak, daha sonra evlere ve işyerlerine yayıldığını gösteriyor.
Akşam saatlerinde sokağa çıkma kısıtlamasına gösterilen bir diğer gerekçe de alkol tüketiminin bu zaman dilimlerinde artması.
Bilim insanları, alkol tüketimi artınca bireysel önlemlerin gevşediği, sosyal mesafe ve maske kullanımı gibi uygulamalara dikkat edilme eğiliminin azaldığını vurguluyor.
Edinburgh Üniversitesi kamu sağlığı öğretim üyesi Prof. Dr. Linda Bauld, HuffPost’a yaptığı açıklamada, belli saatler arası uygulanan sokağa çıkma yasağının pandemi ile mücadelede bir “ara önlem” olduğunu söyledi.
Bauld, “Bu uygulamaya başvuran birçok ülke var. Bilindiği gibi, akşam saatleri genel olarak daha riskli olarak nitelendiriliyor. Gece kulübü, bar ve restoran gibi yerlerde salgının hızlı yayıldığı örnekler var. İnsanların bu tarz mekanlarda geçirdikleri zamanlar arttıkça, gardlarının düşme eğilimi de artıyor. Mekan sahiplerinin tüm çabalarına rağmen sosyal mesafe ortadan kalkıyor ve alkol tüketimi de olumlu sonuçlar doğurmuyor” dedi.
Bu önlem ne kadar etkili?
Sokağa çıkma yasağının belirli saatlerde uygulanmasının ve eğlence mekanlarının erken kapatılmasının pandemi ile mücadelede ne kadar etkili olduğu konusunda ise tartışmalar devam ediyor.
Bu yöntemin etkili olduğunu gösteren pek fazla bilimsel çalışma bulunmuyor. Hatta yapılan araştırmalarda etkisinin düşük olacağına dair değerlendirmeler yer alıyor.
İngiliz hükümetinin bilimsel tavsiye grubu Sage, 21 Eylül’deki toplantısında pub, bar ve restoranların saat 22.00’de kapatılmasının “düşük bir etki yaratmasının beklendiği” değerlendirmesini yaptı.
Bulaşıcı hastalıklar uzmanı Prof. Dr. Mark Cullen de virüsün “gece ya da gündüz vakitlerini pek umursamadığını” söyledi.
Cullen, “Bu, tamamen davranış değişikliği yaratmaya çalışmanın bir yolu. Ancak tuhaf bir yöntem ve sorunun kendisini de çözmeye yeterli değil” dedi.
***
EK 1 (16.12.2020):
Altı ay önce kurulan ve İsveç hükümetinin Kovid-19 stratejisini inceleyen Korona Komisyonu ilk raporunu açıkladı. Raporda, Kovid-19 ile mücadelede hafif önlemler alınan ülkede sürü bağışıklığı stratejisinin başarısız olduğu bildirildi. Ülkenin enfeksiyonlara karşı hazırlıklı ve donanımlı olmadığı belirtilen raporda, sağlık sektöründeki “yapısal eksikliklere” dikkat çekildi.
Yaşlılar korunamadı
Salgında özellikle yaşlıların korunamadığının altı çizilen raporda, “Huzurevlerinde çalışanların büyük bölümü virüs krizi ile mücadelede yalnız bırakıldı. Huzurevlerinde geç önlemler alındı, yaşlılar korunamadı.” ifadeleri kullanıldı.
‘Sürü bağışıklığı’ stratejisi
İsveç’te okullar, anaokulları, çocuk yuvaları, restoranlar, kafeteryalar, kuaförler, toplu taşıma araçları açık tutularak sürü bağışıklığı stratejisi uygulanıyor. Ülkede maske takılması zorunlu değil. Koronavirüsle mücadele kapsamında geçen ay 8 kişinin yan yana gelmesi yasaklanırken, restoranlarda içki satışı saat 22.00’ye kadar yapılabiliyor.
Kovid-19’dan ölenlerin sayısı 7 bini geçti
Öte yandan Halk Sağlık Müdürlüğünün açıkladığı rakamlara göre, 10 milyon nüfuslu ülkede Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 7 bin 667’ye çıktı. Ülkede vaka sayısı da 341 bin 29’a yükseldi. Vakaların yükselmesiyle başkent Stockholm’deki bütün hastanelerin yoğun bakım bölümleri doldu. Yoğun bakımlarda hemşire ve hasta bakıcı personelinin eksik olması nedeniyle hastaneler ilanla personel aramaya başladı.
Kaynak: https://www.milliyet.com.tr/dunya/isvecte-suru-bagisikligi-basarisiz-oldu-6381456
***
EK 2 (13.1.2021): Japonya’ da sıkı kapanma ve kitlesel testler yapılmamasına rağmen KOVİD ölümlerinin milyonda 18 olmasının sebebi yaşlılar dahil tüm nüfusun sağlıklı olmasıdır. https://twitter.com/DrAseemMalhotra/status/1349250991208755204?s=20
***
EK 3 (23.6.2021): SEN HAYIRDIR YA!
1.5 yıldır işlevi kanıtlanmayan, fazla tedbir göz çıkarmaz denilerek uygulamaya konan ve ekonomik sosyal açıdan astarı yüzünden pahalıya mal olan yasakları alkışladılar…
Siyasal iktidarı, aylarca sürecek tam kapanma gibi daha radikal tedbirler almadığı için yerden yere vurdular. Muhalefeti, hükümeti hayatı tam durması için itekleme stratejisine zorladılar…
Akıllarınca hayatı durdurup ülkeyi kitleyince iktidarın altın tepsi içinde önlerine geleceğini öngördüler.
Bu uğurda her türlü leş ajitasyona sarıldılar…
Üç beş müşteriyle ayakta kalmaya çalışan esnafın lokantasından, kahvehanesinden görüntüler paylaşıp “Doktorlar ölürken bu sorumsuzluk” dediler.
“Sosyal ilişkiler, kültürel üretim durdu, bu hasarlar nasıl telafi edilecek” diye soran ve zaten medyada sayıları bir elin parmağını geçmeyen gazetecileri de “Derdiniz bu olsun” diye küçümsediler, linç ettiler.
Şimdi ise, birtakım izolasyon tedbirlerinin kaldırılması planlanırken, sosyal medyada, köşelerinde “özgürlükçülük” oynuyorlar… Sözüm ona bazı yasakların işlevini sorguluyorlar…
Kafalarına saksı düşmedi elbette…
Bilinçleri gayet yerinde.
Günü kurtarmaya çalışıyorlar, o kadar.
Ve sizleri balık hafızalı sandıkları için de dümeni sert kırıyorlar.
Nasıl olsa yersiniz diye düşünüyorlar.
***
Alınan veya alınacak kararlar pragmatik olmalıdır. Bir çok yaptırım ve yasak kararlarının uygulamada sıkıntı yarattığını gözlemliyoruz.