BU YENİ MUTASYON HİÇ DE HAYRA ALÂMET DEĞİL
Dikkat: Yazının sonunda 4 ek var!
***
İngiltere’ de birkaç hafta önce yüzde 10-15 oranında tespit edilen mutasyona uğramış koronavirüsün (VUI–202012/01 veya B.1.1.7 kökenli) yaygınlığının yüzde 60′ ı bulması ve yüzde 70 daha hızlı bulaşıyor olması, salgını kontrol etmenin çok ama çok zorlaştığını gösteriyor.
S proteininde bugüne kadar 4 binden fazla mutasyon tanımlanmış olmakla beraber bunların hiçbirinin, virüsün fonksiyonlarını ciddi derecede etkilemediği, virüsün ağır hastalık yapması ve aşıların koruyuculuğu üzerine bir tesiri bulunmadığı düşünülüyordu.
Yeni mutasyonun virüsün bağlanma bölgesine yakın olması dolayısıyla virüse karşı oluşan antikorların bağlanmasını etkilemesi kuvvetle muhtemeldir.
Antikorların etkisiz kalması KOVİD geçiren birinin mutasyona uğrayan virüsle tekrar enfekte olabileceği ve özellikle de spike proteini ile ilgili mRNA ve protein bazlı aşıların da etkinliklerini kaybetmelerine sebep olabileceği ihtimallerini artırıyor.
“Çin aşısı” gibi inaktive edilen virüsten hazırlanan aşılar ise spike proteini dışındaki virüs proteinlerine karşı da “nötralizan antikorlar” geliştirebildiğinden bu aşıların diğer aşılara göre koruyuculuğunu muhafaza etmesi mümkün olabilir.
Mutasyona uğrayan virüsün daha ağır tablolar yol açmadığı ve ölüm riskini artırmadığı bildiriliyor olsa da tek başına bulaşıcılığın artması birim zamanda daha çok hasta, daha çok yoğun bakım ihtiyacı ve daha fazla ölüm demektir.
Gelelim neticeye
Pfizer-BioNTech aşısını alelacele ilk onaylayan ülkenin İngiltere olması üzerinde düşünmek gerekir.
Bu yeni mutasyon hiç de hayra alâmet gibi görünmüyor!
**
BBC’ nin haberi:
İngiltere’de mutasyona uğrayan yeni koronavirüsün tespit edilmesiyle Noel kutlamaları öncesi kısıtlamalar artırıldı, Türkiye dahil birçok ülke İngiltere’den seyahatleri yasakladı.
Yetkililer, İngiltere’de milyonlarca kişiyi etkileyen yeni sokağa çıkma kısıtlamalarının aşı ülke genelinde uygulanmaya başlayana kadar yürürlükte olabileceğini söylüyor.
Değişime uğrayan yeni tür virüs ilk olarak Eylül ayında tespit edildi. Kasım ayında Londra’da tespit edilen vakaların dörtte birine yakını yeni tür virüsle bağlantılı. Bu oran, Aralık ortasında vakaların üçte ikisine yükseldi. Yetkililer yeni türün çok daha hızlı yayıldığı uyarısı yaptı.
Yetkililer ne dedi?
İngiltere hükümetinin Sağlık Baş Danışmanı Prof. Dr. Chris Whitty yazılı açıklamasında ‘yeni türün daha hızlı yayılabildiğini’ söyledi.
Whitty, “Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirimde bulunduk ve durumu daha iyi anlamamıza yardımcı olacak olan mevcut verileri incelemeye devam ediyoruz. Şu anda bu yeni türün daha ölümcül olduğuna ya da mevcut aşı ve tedavileri etkileyebileceğine dair henüz bir bulgu yok. Ancak bu görüşün net bir şekilde teyit edilmesi için konuyla ilgili acil çalışmalar yürütülmesi gerekiyor” dedi.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson da Cumartesi günkü açıklamasında yeni türün eskisine kıyasla yüzde 70’e varan oranlarda daha bulaşıcı olabileceğini belirtti.
Johnson, eldeki ilk verilere göre, tespit edilen bu yeni türün eskisine kıyasla yüzde 70’e varan oranlarda daha bulaşıcı olabileceğini ifade etti.
Johnson, bu yeni türün daha ağır hastalığa yol açtığı ya da daha yüksek ölüm oranına sahip olduğunu gösteren herhangi bir bulgu da bulunmadığını belirtti.
Değişime uğrayan virüs neden kaygı yaratıyor?
Koronavirüsün mutasyona uğrayan yeni türüyle ilgili üç kaygı verici faktör var:
- Diğer virüs türlerinin hızla yerini alıyor
- Virüsün önemli olan bölgelerini etkileyen mutasyonlar var
- Bu mutasyonlardan bazıları laboratuvar çalışmalarında virüsün hücreleri etkileme özelliğini artırdığı görüldü
Bütün bunlar bir araya geldiğinde virüsün önceki versiyonuna kıyasla daha hızlı yayılmasının önü açılıyor.
BBC’ye konuşan Genomics UK Consortium’dan Prof. Nick Loman, “Laboratuvar deneyleri gerekiyor. Ama (yayılma hızının önüne geçmek için) sonuçların gelmesini haftalarca, aylarca beklemeli miyiz? Bu koşullar altında muhtemelen hayır” dedi.
Virüs daha önce de değişime uğramış mıydı?
Evet. BBC’den Sağlık ve Bilim Muhabiri James Gallagher’ın aktardığına göre ilk başta Çin’in Wuhan şehrinde görülen virüsle şimdi dünyanın dört bir yanında görülen virüs aynı değil.
Koronavirüsün mutasyona uğramış hali D614G, ilk olarak Avrupa’da Şubat ayında görülmüştü. Şimdi küresel koronavirüs vakalarında ağırlıklı olarak mutasyona uğrayan bu tür görülüyor.
Mutasyona uğrayan bir diğer tür de A222V. Bu da İspanya’da tatil yapanlarla bağlantılı olduğu belirtilen ve Avrupa’ya yayılan bir mutasyon.
İngiliz hükümetine bağlı Yeni ve Gelişmekte Olan Solunum Virüsü Tehditleri Danışma Grubu (Nervtag) üyesi Dr. Müge Çevik, Sars-Cov-2 virüsünün şimdiye kadar 4000’den fazla mutasyonunun tespit edildiğini söyledi. Guardian gazetesinin haberine göre Çevik, ‘yalnızca birkaçının önemli mutasyonlar olduğunu’ ifade etti.
Hükümetin baş danışmanı Whitty de, koronavirüsün yeni mutasyonunun bulaştırma katsayısı olan R değerini 0.4 oranında artırabileceği uyarısında bulundu.
Danışma grubu Nervtag’in Pazar günü yayımladığı açıklamada, ‘değişime uğrayan virüsün diğer değişim gösteren türlere kıyasla bulaşıcılığında artış olduğunu’ belirtti ama bilim insanları, verilerin henüz ilk aşama bulgular olduğunu ve modellemeye dayandırıldığını ifade etti.
Guardian gazetesinin haberine göre Dr. Çevik, bulguların, aktarılan verilerin kalitesi ve miktarına bağlı olduğunu söyledi ve “Şimdilik rastlantılar bir bağ kuramayız, bu sadece birleşimin etkisi” dedi.
Yakından takip edilmeli
King’s College London’dan virolog Prof. Stuart Neil da şimdiye kadar toplanan verilerin değişime uğrayan virüsün daha bulaşıcı olduğu tespitiyle tutarlılık gösterdiğini ifade etti. Guardian’a konuşan Neil, “Ama bunun laboratuvar araştırmasına dayalı bir teyidi yok. Veya neden hızlı yayıldığına dair bir teyit yok” dedi.
Neil, değişim gösteren virüsün birkaç hafta önce bazı bölgelerde görülen vakaların %10 ila %15’inde tespit edildiğini ama geçen hafta bu oranının Londra’daki vakalarda %60’a çıktığını söyledi.
Neil, bilim insanlarını en çok kaygılandıran konulardan birinin, ‘başak protein’ olarak bilinen, virüsün anjiyotensin dönüştürücü enzim 2 (ACE2) ile etkileşime geçerek akciğerlerdeki, boğazdaki ve genizdeki hücrelere sızmasını sağlayan bölgedeki değişimler olduğunu belirtiyor. Neil, ‘başak protein’de yaşanan mutasyonun, virüsün ACE2 ile etkileşimini artırdığını böylece büyümesi için avantaj sağladığını söylüyor.
Diğer yandan, bu proteinin, aşıların da antikor geliştirilmesi için hedeflenen bölge olmasından dolayı, Neil, mutasyonun aşıların etkisini azaltabileceği kaygısı olduğunu da dile getiriyor ve “Bu, gerçekten yakından takip edilmesi gereken bir konu” diyor.
Guardian gazetesine konuşan uzmanlardan Dr. Çevik’e göre, bir diğer kaygı da son haftalarda virüsün bulaşmasına yol açan faktörlerle ilgili belirsizlikler. Virüsteki değişimin bulaşıcılığı etkilemiş olabileceğini belirten Dr. Çevik, sokağa çıkma kısıtlamalarının katı uygulandığı bazı bölgelerde de bulaşıcılık oranının yüksek olduğuna dikkat çekiyor.
Çevik, “Bazen mesele, toplumsal eşitsizliklerle ilgili rahatsız edici gerçeklere dayanıyor. Sokağa çıkma kısıtlamalarının evlerinde çalışamayanlar üzerinde etkisi sınırlı oldu” diyor.
Koronavirüs mutasyonu daha bulaşıcıysa sosyal mesafe yeterli olur mu?
Uzmanlar, koronavirüsün yeni mutasyonu hakkında bilinenlerin henüz yetersiz olmasından dolayı, mevcut önlemlerin etkisine dair de net bir bilgi bulunmadığını ifade ediyor.
Leeds Üniversitesi’nden çevre mühendisliği Profesörü Catherine Noakes, “Sanıyorum artık birçok kişi sosyal mesafe konusunda fazla rahat davranıyor ama riskin, kişilere yaklaştıkça arttığını unutmamalıyız” diyor.
Bir önceki virüsten daha mı tehlikeli?
University College London’dan Prof. Andrew Hayward, yeni mutasyonun ne kadar kaygı verici olduğu sorusuna şu yanıtı veriyor: “Sanıyorum, virüsün değişime uğrayan bu türünün daha büyük bir pandemiye neden olma ihtimalini bilecek kadar yeterli bilgiye sahibiyiz, daha önce öngördüğümüzden çok daha kötü.”
Hayward’a göre yeni tür virüsün bulaşıcı etkisindeki artış, mevcut can kayıpları oranı da göz önünde bulundurulduğunda “çok daha fazla ölüme neden olabilir.”
Prof. Noakes de “Gelecek birkaç ay içinde, daha esnek davranabilmemiz için yeterli aşı sağlanana kadar, kısıtlamaların dengelenebileceğini düşünüyorum” diyor.
Aşılar mutasyona uğrayan yeni türe karşı etkili olur mu?
BBC Sağlık Muhabiri Gallagher’e göre en azından şimdilik koronavirüs aşılarının bu mutasyona karşı etkili olacağı öngörülüyor.
Başarı oranında başı çeken üç aşı, mevcut ‘başak proteine’ karşı bağışıklık geliştiriyor. Aşılar, virüsün farklı bölgelerini hedef alan bağışıklık sistemleri geliştiriyor. Dolayısıyla, protein yapısı mutasyona uğraya bile, aşıların hala tesiri olabilir.
Cambridge Üniversitesi’nden Prof. Ravi Gupta ise başka mutasyonlar yaşanması durumunda virüsün de sistem içinde bir boşluktan faydalanabileceği ve kaygı verici gelişmeler olabileceği uyarısında bulunuyor.
Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn, Avrupa Birliği uzmanlarının mevcut koronavirüs aşılarının İngiltere’de tespit edilen koronavirüsün yeni mutasyonuna karşı etkili olacağına inandıklarını söyledi.
Spahn, ZDF’ye verdiği demeçte özellikle ABD ve İngiltere’de uygulanmaya başlanan Pfizer-BioNTech aşısına atıfta bulunarak, şimdiye kadar sahip olunan bilgilere göre, mutasyona uğramış yeni türün mevcut aşılar üzerinde olumsuz bir etkisinin olmadığını söyledi.
***
EK 1 (21.12.2020): Doç. Dr. Yılancıoğlu: Yeni bir virüs ile karşı karşıya değiliz, aşılar muhtemelen çalışacaktır.
NGİLTERE’de koronavirüsün mutasyona uğramasıyla ilgili tedirginlikler üzerine açıklama yapan Doç.Dr. Kaan Yılancıoğlu, “Yeni bir virüs ile karşı karşıya değiliz. Kovid-19 yine Kovid-19. Kovid-20 gelmedi. Aşılar muhtemelen çalışacaktır. Yine immün sistem, antikorlar buna karşılık verecektir” dedi.
Avrupa Kontrol Merkezince yayımlanan raporda, dünyayı sarsan koronavirüsün İngiltere’de mutasyona uğrayarak daha hızlı yayılan bir tipine “SARS-CoV-2 VUI 202012/01 (Variant Under Investigation, year 2020, month 12, variant 01) ismi verildiği ve etkilerinin araştırılmaya başlandığı bildirildi. Gelişmeler üzerine İngiltere’de bulaş hızının artması nedeniyle İngiltere, Danimarka, Hollanda ve Güney Afrika’dan Türkiye’ye yapılan uçuş seferleri geçici durdurma kararı alındı. Üsküdar Üniversitesi Biyogüvenlik Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, koronavirüsteki mutasyonla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
“EYLÜL AYINDAN BERİ HERHALDE 12 BİN CİVARINDA MUTASYON VAR”
Yılancıoğlu, “Mutasyon ilk defa olmuyor. Eylül ayından beri herhalde 12 bin civarında mutasyon var. Bunlardan herhalde 4 binden fazlası da ‘spike’ denilen, önemli dediğimiz proteinde olan. Yani, aşı çalışmalarının olduğu ve monoklonal antikorların, ilaçların da oluşturulduğu proteinde olanlar. Bu bir RNA virüsü olduğu için zaten sürekli mutasyon geçirecek bir virüs. Klinik seyirde nasıl bir etkisi olacak? Bu, şu anda tamamen sansasyonel bir durum. İnsanların şu anda heyecanlanmasına ve korkmasına gerek yok. Bilim insanları önlem almak adına dikkat ediyorlar. Zaten İngiltere’de bununla ilgili bir grup var ve sürekli virüsün mutasyonlarını takip ediyor. Birçok defa virüste mutasyonları ortaya çıkartmıştı. Şu an gördüğümüz mutasyonların büyük bir kısmını daha önceden de görmüştük. Şimdi yenileri de var sadece. Birkaç tanesi önemli olabilecek, daha önce hayvan deneylerinde gösterilmiş mutasyonların olduğu görüldü ve bu biraz heyecan yarattı. Onun dışında yeni bir durum yok. Bu, kliniğe nasıl yansıyacak araştırılıyor. İngiltere’de vakaların yüzde 70 oranında artığını söyledi Boris Johnson ama bunun çok farklı nedenleri de olabilir. Bu illa mutasyona bağlanacak diye bir durum yok” diye konuştu.
“HEM HASTALIĞI GEÇİREN İNSANLAR TEKRAR YAKALANABİLİR Mİ KAYGISI, HEM DE AŞI ÇALIŞMALARINI ETKİLEYEBİLİR Mİ KAYGISI ORTAYA ÇIKABİLİR”
Bu mutasyonların hastalığın seyrini değiştirip değiştirmeme ihtimalleri üzerine ise Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, “Spike dediğimiz protein önemli biliyorsunuz. Çünkü onun üzerine aşı çalışmaları yapılıyor. Aşılar onun üzerine geliştiriliyor. Ve biz antikorlarımızı ona karşı geliştiriyoruz. Virüsün etkisizleşmesini sağlayan antikorlar onun üzerine. Dolayısıyla klinik olarak bunda bir etkisi olabilir mi diye baktığımızda, 3 tane mutasyondan bahsediliyor aslında. Bir tanesi daha önce hayvan çalışmalarında gösterilmiş, ACE2’yi daha iyi bağlayabildiği ve daha bulaşıcı olabildiğine dair hayvanlarda yapılmış bir çalışma var. Bir başka çalışma, daha önce yapılan çalışmalarda bulaşıcılığı artırabileceğini gösterdiği için bir heyecan oldu orada. Bir üçüncü mutasyonu da var, en çok konuşulan silinme mutasyonu. O mutasyonda da spike proteinin ayrılmasını sağlayan bir bölgesi var. Önemli bir bölgesi. Oraya yakın olduğu için ve daha önce monoklonal tedavi yani antikor tedavisi alan insanlarda ortaya çıktığı düşünülüyor. Dolayısıyla, ‘Acaba antikordan kaçabiliyor mu? Kaçabilmesini sağlayacak bir mutasyon mu?’ diye yine endişeye neden oldu. O zaman hem hastalığı geçiren insanlar tekrar yakalanabilir mi kaygısı hem de aşı çalışmalarını etkileyebilir mi kaygısı ortaya çıkabilir. Ama insan immün sistemi, virüsün tek bir tarafına antikor üretmiyor. Birçok bölgeye farklı antikor üretiyoruz ki, garanti olarak yakalayabilelim. Kaçırmayalım o virüsü diye. Olabilecek küçük bir mutasyon ile bağışıklık sistemimiz şaşırmayacak” dedi.
“BU MUTASYON ÇOKTAN DÜNYANIN ÇEŞİTLİ BÖLGELERİNE YAYILMIŞTIR”
“Bu 3 mutasyon bizi korkutuyor ama bir mutasyon daha var, ilginç olan. Bir stop kolonu” diyen Kaan Yılancıoğlu,”Bu bölge virüsün bağışıklığı kandırabilmesi için kullandığı bir yer ama burada bir mutasyon geçirmiş. Bu virüsün aleyhine bir mutasyon. Daha önce Singapur’da da böyle bir mutasyon oldu. 300 kadar bölge silinmişti ve silinme sonucunca virüs ortadan kalkmıştı. Yani bu virüsün aleyhine. “Bağışıklık sistemini kandırabilir mi? Bu da bizim lehimize bir mutasyon olabilir. Her ne kadar felaket senaryoları olsa da, lehimize olabilecek bir mutasyon da buralarda oluyor” şeklinde konuştu.
Mutasyonların takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Yılancıoğlu, şöyle devam etti:
“Kliniğe yansıyıp yansımayacağını, yaş gruplarının değişip değişmeyeceğini ya da hastalığın daha ağır seyredip seyretmeyeceğini, aşıyı etkileyip etkilemeyeceğini bu klinik çalışmalar gösterecek. O sebepten, heyecan yapacak bir durum yok. İnsanlar bunu ‘Dün fark ettik, bugün önlem alıyoruz, yarın önleyeceğiz’ gibi düşünebilir. Öyle bir durum yok. Bu mutasyonlar zaten Kasım ayında muhtemelen gösterilmişti. Aralık ayında artışa geçti ve sonunda da bu noktaya geldi. Yani çok önceden var olan bir mutasyondu bu. Londra’yı izole etmenin falan çok işe yarayacağını düşünmüyorum. Çünkü bu çoktan dünyanın çeşitli bölgelerine yayılmış olduğu muhtemel bir mutasyon. Ama diğer ülkelerde İngiltere’deki kadar günü gününe mutasyonlar çalışılıp araştırılmadığı için bilmiyoruz”
“AŞILAR MUHTEMELEN ÇALIŞACAK, EN KÖTÜ İHTİMALLE ETKİNLİKLERİ BİRAZ DÜŞEBİLİR”
Aşıların muhtemelen çalışacağının ve en kötü ihtimalle etkinliklerinin düşebileceğinin altını çizen Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, şunları söyledi: “Bir kere yeni bir virüs ile karşı karşıya değiliz. Kovid-19 yine Kovid-19. Kovid-20 gelmedi. Aşılar muhtemelen çalışacaktır. Yine immün sistem, antikorlar buna karşılık verecektir. En kötü ihtimalle, etkinlikler biraz düşebilir. Aşıyı tamamen etkisizleştirmek için birçok mutasyonun birikmesi gerekir çünkü birçok protein yapının mutasyona uğraması gerekir. Ve bu birikme sonucunda aşıdan kaçabilir ama bu yıllar alacak bir durumdur. O zamana kadar pandeminin biteceğini düşünüyorum. Bitmese dahi o zamana kadar yeni bir aşı geliştirilebilir. Dün merak ettim ve sekansları toplayıp analiz yapmak istedim. Bizde bu mutasyonlar var mı ve ne seviyede görülüyor gibi”
“TÜRKİYE’DEKİ DURUMU GÖRMEK İÇİN YENİ ANALİZLER YAPILMALI”
Türkiye’de virüsün mutasyona uğrayıp uğramadığı ile ilgili ise Yılancıoğlu, “Biz en son sekansımızı sisteme Ağustos ayında yüklemişiz, ama Ağustos’tan sonraki durumu bilemiyoruz. Ağustos ayına baktığımızda böyle bir mutasyon yok. Şu anda ne seviyede olduğumuzu söylemek için yeni analizlerin yapılması, virüslerin hastalardan izole edilmesi, tahlil edilmesi ve incelenmesi lazım” ifadelerini kullandı.
***
EK 2 (3.1.2021): As much as I regret saying it just when so many need & deserve a break, the new variant COVID-19 strain is a serious problem. It’s likely a matter of time before it arrives here & we need to beware & prepare. Kaynak: https://twitter.com/DocJeffD/status/1345608975509643265?s=20
***
EK 3 (5.1.2021): Slovakya’da mutant virüs alarmı: İngiltere’de görülenden daha hızlı yayılıyor.
Slovakya Sağlık Bakanı Marek Krajci, yaptığı açıklamada, ülkenin doğusundaki Michalovce kentinde alınan bazı numunelerde, yeni tip koronavirüsün (COVID-19) mutasyona uğrayarak daha hızlı yayılan türüne rastlandığını bildirdi. Krajci, virüsün 70 kat daha hızlı şekilde bulaştığına, çocuk ve 60 yaş altındakiler arasında da daha hızlı yayıldığına dikkati çekti. Slovakya Sağlık Bakanlığının paylaştığı verilere göre, son 24 saatte 636 yeni vaka tespit edilerek toplam vaka sayısı 188 bin 99’a, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 204 artışla 2 bin 521’e çıktı. Kaynak: https://www.medimagazin.com.tr/guncel/koronavirus/tr-slovakyada-mutant-virus-alarmi-ingilterede-gorulenden-daha-hizli-yayiliyor-11-686-93282.html
***
EK 4 (5.1.2021): İngiltere’de bazı bilim insanlarına göre aşılar Güney Afrika kökenli mutasyona karşı etkili olamayabilir.
Reading Üniversitesi’nde hücresel mikrobiyoloji uzmanı olan Simon Clarke, koronavirüsün Güney Afrika’da daha fazla mutasyon geçirdiğini ve bunun endişe verici olduğunu söyledi. Warwick Üniversitesi’nden virolog ve moleküler onkoloji uzmanı olan Lawrence Young da, “Diken proteinindeki mutasyonlar endişe verici, bağışıklık kalkanından kaçabilir” dedi. Kaynak: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-55545508
***
EK 5 (11.1.2021): Dünya Sağlık Örgütü: Japonya’da Kovid-19’un mutasyona uğramış başka türü tespit edildi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) mutasyona uğramış daha hızlı yayılan türünün varlığına ilişkin Japonya’nın kendilerini bilgilendirdiğini belirtti.
Örgüt, “Kovid-19 ne kadar çok yayılırsa virüste yeni değişiklik (mutasyon) şansı da o kadar yüksek oluyor. En dikkati çekeni, virüsün bazı türlerinin bulaşabilirliğinin artıyor görünmesidir” uyarısında bulundu.
Ghebreyesus, DSÖ’nün Cenevre’deki merkezinde video konferans yöntemiyle basın toplantısı düzenledi.
DSÖ uzmanlarının, Kovid-19 kökeniyle ilgili incelemelerde bulunmak üzere perşembe günü Çin’e gideceğini belirten Ghebreyesus, “Tıpkı Kovid-19 aşılarının (etkinliğini ve güvenliğini) araştırmayı ve kullanıma sunmayı dört gözle beklediğimiz gibi kökeni üzerinde çalışmaya devam ediyoruz. On kurum ve ülkeden seçkin uzmanlardan oluşan uluslararası bilim insanları ekibinin, Kovid-19’un kökenleri üzerine Çinli meslektaşları ile bilimsel araştırmalara katılmak ve bunları incelemek için Çin’e seyahat edecek olmalarından memnuniyet duyuyoruz” dedi.
Ghebreyesus, misyona katılan Avustralya, Danimarka, Almanya, Kenya, Japonya, Hollanda, Katar, Rusya, Sudan, İngiltere, ABD, Vietnam ve Çinli bilim insanlarına teşekkür etti.
DSÖ bilim heyetinin Vuhan kentinde virüsün kökenini belirlemek için çalışmalar yapacağını anlatan Ghebreyesus, “Bilimsel kanıtlar hipotezleri yönlendirecek ve bu da daha uzun vadeli çalışmalar için temel oluşturacak. Bu yalnızca Kovid-19 için değil, küresel sağlık güvenliğinin geleceği ve pandemi potansiyeli olan yeni ortaya çıkan hastalık tehditlerini yönetmek için de önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.
Ghebreyesus, heyete Çinli meslektaşlarıyla etkin çalışma alanı verilmesi çağrısı yaptı.
“Japonya DSÖ’yü bilgilendirdi”
Japonya’da hafta sonu Kovid-19’un daha hızlı yayılan türünün varlığına ilişkin DSÖ’nün bilgilendirildiğini belirten Ghebreyesus, “Kovid-19 ne kadar çok yayılırsa, virüste yeni değişiklik (mutasyon) şansı da o kadar yüksek oluyor. En dikkati çekeni, virüsün bazı türlerinin bulaşabilirliğinin artıyor görünmesidir” uyarısında bulundu.
İngiltere ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nde ortaya çıkan Kovid-19’un daha hızlı yayılan türünün ardından Japonya’da başka bir türün ortaya çıkmasının risklerine işaret eden Ghebreyesus, “Bu, Kovid-19 vakalarında ve hastaneye yatışlarda artışa neden olabilir. Sağlık çalışanları ve zaten kırılma noktasına yakın hastaneler için oldukça sorunlu bir durum” değerlendirmesini yaptı.
“Toplu taahhüt” çağrısı
Ghebreyesus, 100 gün içinde tüm ülkelerde sağlık çalışanları ve yüksek risk altında olanlar için aşılama çalışmalarının başlaması için toplu taahhüt çağrısında bulundu.
Kovid-19 için yeni tedavilerin yolda olduğu ve ciddi hastaların dahi hayatının kurtarılabileceği bilgisini paylaşan Ghebreyesus, “Şimdi temel halk sağlığı önlemlerine her zamankinden daha fazla riayet etmemiz gerekiyor” dedi.
Ghebreyesus maske, mesafe, el hijyeni ve temizlik gibi temel kaidelere uyulması gerektiğini kaydetti.
Çin bilim heyetine engel çıkarmıştı
DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, 5 Ocak’ta yaptığı açıklamada, Kovid-19’un kökenini araştırmak için Çin’e gitmesi beklenen uluslararası bilim insanlarının durumuna ilişkin “Çinli yetkililerin Çin’e gidecek heyet için gerekli izinleri henüz tamamlamadığını öğrendik. Ekibin iki üyesinin (Çin’e) yolculuklarına çoktan başlamış olması ve diğerlerinin de son dakikada seyahat edememesi nedeniyle bu haber beni büyük hayal kırıklığına uğrattı” ifadelerini kullanmıştı.
DSÖ Acil Durumlar Programı Direktörü Mike Ryan ise vize sorununun DSÖ bilim heyetinin Çin’e girişine engel olduğunu söylemişti.
hocam degerli bilgiler için teşekkürler. bu virüs çeşidinin türkiyede varmı acaba? bu konuyla ilgili ne yapılabilir. sizce?
Virüslerin fitratı budur. Hayatta kalmalarının, nedeni de mutasyona uğramalarıdır.
Haziran Ayında virologlar açıklamışlardı zaten, ‘değişim hızlarına yetişemiyoruz’ diye yakınmışlardı.
Mutasyon geçirip yok olabilirler ya da daha güçlenebilirler.
Bu nedenle GRİP AŞILARININ bir etkileri olmuyor.
Yaz ayında İzlanda 3 tip yeni mutasyon açıklamıştı. Daha da gelecek, mutasyonlar.
Şimdi piyasada olan virüsün mesela WUHAN virüsü ile alakası bile yok. 100 kereden fazla mutasyona uğradı Ocak ayından beri.
Kendimizi koruyacağız, kollayacağız.
Yüksek Amerikan tıbbına hayran olan, büyüklerimiz alay etseler de, o kadar yüksek bilimin yanı başında GARGARAyı bilimsel değil diye küçümseyip alay etseler de kaldık mı,
Kelle paça, kemik suyu gargara ve yüksek D vitaminine!!!!
COVİD 19 virüsü son derece hareketli unutmayalım, son derece hareket eden bir hedefe kurşun sıkmak, hedefi vurmak yakalamak imkansızdır!
@acikistihbarat;
İsviçreli doktor güzel özetlemiş:
“Virüslerin mutasyonundan korkmayın. Çağlardır mutasyona uğruyorlar ve insanlık hala var. Esas; akademisyenlerinizi, gazetecilerinizi, politikacılarınızı ve yıldızlarınızı , multi-milyarder psikopatların köpeği yapacak mutasyonlardan korkun”
Grip/Korona virüsleri milyonlarca yıldır var olmaya devam ettiğine göre belki de varlık amaçları canlıların bağışıklık sistemini zaman zaman biraz meşgul ederek daha büyük hastalıklara karşı her zaman zinde tutmaktır. Eğer sık grip oluyorsanız belki de acilen beslenme ve yaşam şeklinizi değiştirmeniz gerekiyordur. Aptal yerine konarak bana aşı dayatılmasını kabul etmiyorum. Yeni normal gibi oldubittici tabirleri kabul etmiyorum. HES kodu gibi uygulamalar tüylerimi diken diken ediyor ve tüm bu saçmalıklara doktorların olup biteni sorgulamayıp sessiz sessiz oturması yüzünden katlanmak zorunda kaldığımıza inanıyorum.