HEKİMİN HASTAYI SAHİPLENMESİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Op. Dr. Cevdet Tokat’ ın yazısı:

Meslekte 33. yılıma girdim. Geriye baktığımda 30 yıl önce  hasta-hekim ilişkisi saygı, sahiplenme, tedaviyi sonuçlandırma bakımından çok daha iyiydi.

Muayenehane hastası ya da part-time hasta hekimi tarafından hastalığı iyileşene kadar takip edilirdi. Muayenehane hekimliği iyi bir esnaflık  becerisi gerektirir(Bu arada esnaflık becerim iyi değildir).

Muayenehane istismarcıları bu sistemi tıkadı maalesef. Şimdi yapılan devasa hastanelerde ne hekim hastasını tanıyor ne hasta bir gittiği hekimi tekrar bulabiliyor.

Ortalama günde 70-80 hasta bakan hekim hangi hastasını tanısın hangisinin sorununu sonuçlandırmaya çalışsın?

5 yıldır memleketim Ankara’nın merkeze 35 km uzakta küçük bir ilçesinde çalışıyorum. Ortalama hasta sayım günlük 20-30 arası. Haftada 4-5 ameliyat yapıyorum. 

Bu nedenle hepsiyle rahat rahat hastalıkları hakkında konuşuyor takibimi yapıyorum. Standart muamele etmemi bile hastalar sanki olağanüstü ilgi gösteriyormuşum gibi algılıyor ve şaşırıyorlar, mutlu oluyorlar.

Merkezdeki büyük hastanelerde ilgi görmediklerinden ve dertlerini yeterince anlatamadıklarından şikayet ediyorlar.

Ben de onlara günlük 70-80 hasta bakan bir hekimin ancak o kadar zaman ayırabileceğini anlatmaya çalışıyorum. Yakında Ankara’da ikinci şehir hastanesi açıldı malum.

Hastanede işler daha tam oturmadığından (bizde malum kervan yolda düzülür mantığı olduğu için) hastalar ellerinde bir sürü tetkik oradan oraya savruluyor ancak bir türlü sonuç alamıyorlar.

Bunları sahiplenip tek elden takip edecek derleyip toparlayacak bir hekim takibinden yoksunlar. Maalesef devlet hastanelerinde  işler bu mecrada.

Parası olan özel hastanede bu takip ve sonuçlandırma açısından daha iyi durumda. Ancak özel hastanelerde işlemler sıradan vatandaş için çok pahalı . 7 yıl önce hekim olmama rağmen bir ameliyat vesilesiyle beni bile tırtıkladılar.

Eskiden güya muayenehaneden kurtarılan vatandaş şimdi özel hastanelerin pençesine düşmüş durumda (Yağmurdan kaçarken doluya yakalanma misali).

Memlekete dağılan 120  civarındaki Tıp Fakültelerinde eksiğiyle gediğiyle yetiştirilen yıllık 17000 hekim aldıkları eğitim kalitesi itibariyle ne kadar bu derde çare olur o konuda da emin değilim doğrusu.

Özellikle el becerisi iyi cerrahi branş hocaları ameliyatlarını özel hastanelerde yaptığından cerrahi asistanları bu eğitimden eksik yetişiyor. Geleceğin cerrahlarının kalitesinden emin olamıyorum.   

Siz de yorumunuzu paylaşın: