Çin COVID-19 aşısının etkinliği hakkında uzun zamandır beklenen sonuçlar bu hafta hayâl kırıklığı ve kafa karışıklığıyla doluydu. Ancak araştırmacılar, aşının hastalıktan ölümleri azaltmaya yardımcı olabileceğini söylüyor. Bu halk için “Aşının koruyuculuğu çok fazla olmayabilirse de ciddi bir zararı da yoktur” manasına geliyor.

Harvard Tıp Fakültesi’nden Prof. Martin Kulldorf halk sağlığının unutulan 12 ilkesini anlatıyor. Mesela, diyor ki: Halk sağlığı, COVID19 gibi tek bir hastalıkla değil, tüm sağlık sonuçlarıyla ilgilenmelidir. Halk sağlığı tedbirlerinden kaynaklanan zararları da dikkate almak gerekir. İlkbahardaki COVİD19 kapanmaları basitçe salgını geciktirdi ve sonbahara erteledi.

İç organ yağlanmasının ağır KOVİD riskini artırdığı gösterildi. ACE-2 reseptörleri iç organ yağlarında daha fazla bulunuyor ve bunun da sitokin fırtınasını tetiklediği düşünülüyor. KOVİD’ de metabolik sendroma karşı tedbir almamak çok büyük bir eksiklik ve affedilmez bir yanlıştır. İnsülin direnci düzeltilmeden bir yere varılamaz.

Nüfusu 8 milyara yaklaşan dünyamızda 40 milyona yakın insana koronavirüs aşıları yapıldı. Pandemi ancak virüsün ciddi mutasyonlara uğramasına fırsat vermeden çok kısa zamanda tüm dünyada yaygın olarak uygulanabilecek ve tabii ki etkinliği ve emniyeti ispatlanmış bir aşı ile başarılabilir. Ama tüm bu hususiyetlere sahip böyle bir aşı yok maalesef!

Bugünlerde aşı olanlara sıkça söylenen bir temenni var: “Antikorunuz bol olsun”. İyi niyetle dile getirilen bu temenni hem eksiktir hem de her zaman faydalı olmayabilir, hatta ciddi riskleri olabileceği bile söylenebilir. Bunun, “Nötralizan ve uzun ömürlü antikorlarınız, evladiyelik T hücreleriniz olsun” şeklinde düzeltilmesi uygun olacaktır. Temenniperverlere duyurulur.