2009’ daki domuz gribi salgınında rinovirüslerin (nezle virüsü) H1N1 virüsünün yayılmasını “viral interferens” vasıtasıyla önlediği biliniyor. Önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak olan grip ve diğer solunum yolları virüslerinin de KOVİD virüsleriyle etkileşim göstermesi muhtemeldir. Rinovirüsler aşı vazifesi görebilir, nezle geçirenler KOVİD’ den korunabilir.

KOVİD aşı çalışmalarından gelecek “iyi” haberler aşıların ancak hastalığın hafif formundan koruduğunu gösteren sonuçları bildirecek. Asıl mühim olan aşıların kimleri, ne oranda ve ne kadar süre koruduğu ve aşıların emniyetidir. İşe yarar bir aşı esas risk grubundakileri korumalı; ağır hastalık, hastaneye yatış ve ölümleri önlemelidir.

Halk arasında soğuk algınlığı veya üşütme gibi isimlerle bilinen nezle tedavisinde kullanılan sayısız ilaç olmakla beraber hiçbirinin ispatlanmış etkinlikleri olmadığı gibi ciddi yan tesirleri de görülebilir. Nezlede burun tıkanmasına karşı en etkili, en zararsız ve üstelik de bedava olan tedavi burnun tuzlu su ile yıkanmasıdır. Bunu gösteren birçok araştırma vardır.

Bilim dünyası KOVİD’ de “külliyen” sadece ilaç ve aşı peşinde. Virüsün vücuda ilk girdiği burun, boğaz, ağız gibi yerlerde yerleşmesini önleyen veya buralardaki virüsleri ortadan kaldırmaya odaklanan araştırma neredeyse yok. Denenen yüzlerce ilacın hiçbirinden tınmayan sayın koronavirüsün su ve sabunla eriyip gitmesi dikkate alınmıyor.

Tuzlu su ile burun yıkanması ve gargaranın koronavirüs enfeksiyonunda belirtilerin süresini kısaltması, tuzlu suda bulunan klor iyonlarının epitel hücrelerinin antiviral etkinliklerini artırmasına bağlı olabilir. Hiçbir kimyasala gerek kalmadan, hiçbir ciddi yan tesiri olmayan bu uygulama herkes tarafından kolaylıkla yapılabilir. Maliyeti de sıfırdır.