Tıp eğitimi günümüzde en gelişmişinden en geri kalmışına kadar tüm memleketlerde büyük ölçüde, ilaç ve gıda endüstrisinin etkisi altındadır. Ben, bu durumda bağımsız ve adam gibi bir tıp eğitiminden bahsetmenin mümkün olmayacağına inanıyorum. İsteyen tabii ki inanabilir.

USA, dünyanın tıpta ve teknolojide en ileri ülkesi olmakla beraber Amerikan halkının bu gelişmişlikten ne derecede istifade ettiğine baktığımızda işin rengi değişir. Bu ülkede kişi başına senede 10 bin $ harcanmasına rağmen sağlık hizmetlerinden memnuniyet yerlerde sürünmektedir. Parayla saadet olmadığı gibi sağlık da olmaz.

Toplumda tıbbi bir problem hakkında farkındalık yaratmak için köprülerin renkli ışıklandırılması moda oldu. Ben bu tür Amerikan usulü propagandaları sadece “dostlar alış-verişte görsün” kapsamında “beyhude iş, zaman ve para kaybı” olarak değerlendiriyorum. Bunlar sadra şifa vermiyor.

Meyve ve sebzelerin zirai ilaçlardan temizlenmesi çok önemlidir. Su ile iyice yıkamak, bir bezle sıkıca silmek, sirke, tuz veya karbonatlı suda yıkamak, bunların hangisi en etkili yöntemdir? Araştırmalara göre şu an için sodyum bikarbonatlı suda 15 dakika tutarak yıkamak en doğru yol gibi görünüyor.

Düzenli olarak kalıcı saç boyası kullanımının meme kanseri riskini artırdığı bildirildi. Saç boyalarının meme kanserinin tek sebebi olduğu söylenemez ama bunların kanser riskini artırabileceklerine kuaförler dâhil itiraz eden birinin çıkacağını sanmam. İlle de saçını boyamak isteyen kadınlara kına veya benim de kullandığım “beyaz saç boyasını” tavsiye ediyorum.