Tuzun obeziteyi tetiklediği ve riskin kadınlar için daha yüksek olduğu tespit edilmiş. Sağlıklı bir hayat için mâkûl miktarda tuz alınması şarttır ve bu tuz kaya tuzu olmalıdır. Tuzun karalanmasının sebebi bunlardaki esas zararlı olan trans yağlar, işlenmiş un, ilave şeker, suni tatlandırıcı ve binlerce katkı maddesini unutturularak bunları sağlıklı gıdaymış gibi göstermektir.

Yetersiz ve kalitesiz gıdalarla beslenme sadece obezite, diyabet, kalp damar hastalıkları, kanser bakımından değil ruh hastalıklarının önlenmesi ve tedavisi için de önemlidir. Mahkumlarda yapılan araştırmalar, beslenmenin, şiddet ve antisosyal davranışları azaltmaya ve önlemeye yardımcı olabileceğini düşündürüyor.

Bitkisel gıdalardan zengin, sağlıklı hayvansal gıdaların düşük veya orta düzeyde ve aşırı işlenmiş gıdaların daha az yendiği diyet, sağlıklı yaşlanma ihtimalinin daha yüksek olmasıyla ilişkilendirildi. Yediğiniz, içtiğiniz gıdalar işlenmemiş yani yozlaşmamış ise ve pestisit, GDO, antibiyotik, hormon, katkı maddeleri bulunmuyorsa sağlıklı olursunuz.

Üniversite bitirmiş, çalışan, kendi ayakları üzerinde duran pek çok modern kadın sezaryen doğumu modern tıbbın kendilerine sunduğu, “ağrısız, ideal bir modern çocuk doğurma yöntemi”, bir “hak” olarak görüyor. “Normal doğum” ise hastaneye, doktora ulaşmaları mümkün olmayanlara, köylü kadınlara, geri kalmış ülkelere mahsus ve vahşice -hatta hayvani- bir doğurma yöntemi olarak tanınıyor. Sezaryen doğum bir cerrahi girişimdir.

Pediatrics’ te yayınlanan çalışma, hamileliğin erken dönemlerinde yapılan Kovid-19 aşısının güvenli olduğunu iddia ediyordu. Haber başlıkları da bunu takip etti ve halk sağlığı önerileri aşının hamilelikte güvenli olduğunu desteklemeye devam etti. Ancak çalışma didiklendiğinde çok önemli yanlışlar açığa çıkıyor.