ANTİBAKTERİEL SABUN VE DİŞ MACUNLARINDAKİ BÜYÜK TEHLİKE
Mikrop bulaşmasını önlemek veya azaltmak için özellikle antibakteriyel sabunlar, diş macunları, deodorantlar, tıraş losyonları ve kozmetiklere katılan ve sağlık üzerine pek çok olumsuz etkileri olan triklosanın yeni bir marifeti daha ortaya çıktı.
Proceedings of the National Academy of Sciences isimli tıp dergisinin son sayısında yayınlanan araştırmaya göre triklosan iskelet ve kalp kası fonksiyonlarını da bozuyor.
Araştırmada triklosanın insanların ve hayvanların günlük hayatta maruz kalabilecekleri dozlarının kas aktivitesi üzerine olan etkileri incelendi.
Normalde, ‘izole kas liflerinin’ elektrikle uyarılması kas kasılmasına yol açması gerekirken triklosan varlığında kalsiyum kanallarındaki iki protein arasındaki ilişkinin bozulduğu ve bunun da iskelet ve kalp kasının kasılmasını etkilediği görüldü.
Araştırmada triklosanın ‘canlı hayvanlarda’ da iskelet ve kalp kaslarını etkilediği de ispatlandı.
Narkoz altında triklosana maruz bırakılan farelerde kalp fonksiyonlarında 20 dakika içinde yüzde 25 ve kol kavrama kuvvetinde 1 saat süreyle yüzde 18 azalma olduğu belirlendi.
Kavrama kuvveti ilaçların nöro-musküler hastalıklardaki etkilerini değerlendirmek için yaygın olarak kullanılan bir ölçüm.
Kalp-damar hastalıkları profesörü Nipavan Chiamvimonvat şunları söylüyor:
“Hayvanlarda elde ettiğimiz bu sonuçların insanlar için de geçerli olduğu tabii ki söyleyemeyiz, daha pek çok araştırmanın yapılması gerekir. Ancak, bu etkilerin çok farklı hayvan modellerinde ve çok farklı deney şartlarında bu kadar belirgin olması bu maddenin hayvan ve insan sağlığı için çok zararlı olabileceğini düşündürüyor.
Triklosanın özellikle kalp fonksiyonlarına olan etkileri çok dramatik. Bir ilaç olarak kabul edilmemekle beraber triklosan adeta kuvvetli bir kalp kası deprasanı gibi etki gösteriyor.
Şu anda hastalığın tabii seyri ile triklosana maruz kalmanın etkilerini net olarak ayırt etmek mümkün olmamakla beraber, altta yatan kalp yetersizliği olan hastalarda triklosanın etkileri çok ciddi boyutlara ulaşabilir.
40 seneden beri kullanılan triklosanın kan proteinlerine bağlandığı ve dolayısıyla da biyolojik olarak etkilerini kaybettiği iddialarına da güvenmemek gerekir. Bu bağlanmanın triklosanın etki göstereceği organlara daha çabuk ulaşmasını kolaylaştırması da hesaba katılmalıdır.”
Balıklar da etkileniyor
Araştırmada triklosanın balıklar üzerine olan etkileri de incelendi. Bu amaçla suda yaşayan yaratıklar için model olarak kabul edilen golyan balığı kullanıldı.
Bu balıklar 7 gün süreyle triklosan bulunan suda bulundurulduklarında yüzme aktivitelerinin hem normal yüzmede ve hem de yırtıcı bir hayvan tarafından tehdit edildikleri durumu taklit eden yüzme testinde kontrol grubuna göre önemli ölçüde azaldığı belirlendi.
Triklosan nedir?
Triklosan, mikrop bulaşmasını önlemek veya azaltmak için özellikle antibakteriyel sabunlar, diş macunları, deodorantlar, tıraş losyonları, kozmetikler ve başka pek çok ürüne katılan bir maddedir. 2001′de yapılan bir araştırmaya göre triklosan ve ona benzer bir ürün olan triklokarbon Amerika’da sıvı sabunların yüzde 76’sı ve kalıp sabunların yüzde 26’sında bulunuyor. Bu oranların bugün çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.
Son senelerde mutfak aletleri, oyuncaklar, yatak takımları, çoraplar, elbiseler, alışveriş torbaları, bilgisayar klavyeleri gibi ürünlerde de yaygın olarak kullanılmaya başlandı.
Triklosan alglerden balıklara ve yunuslara kadar birçok su canlısında tespit edildiği gibi varlığı insan kan, idrar ve anne sütünde de gösterildi.
Triklosanın sağlığa zararları
Triklosan ihtiva eden ürünlerin insan sağlığı üzerine pek çok olumsuz etkileri var:
BİR: Kanada Tıp Birliği (Canadian Medical Association) 2009 senesinde hükümetten bakterilerde antibiyotik direncine yol açtığı ve kloroform gibi sağlığa zararlı maddelerin oluşumuna sebep olduğu için triklosanın evlerde kullanılan ürünlerde yasaklanması istemiştir. Araştırmalara göre triklosanın sudaki klor ile reaksiyona girmesiyle muhtemel karsinojen bir madde olarak bilinen kloroform oluşmaktadır.
İKİ: Triklosan sudaki serbest klorla birleşerek diklorofenol oluşumuna da yol açmakta; bu da ultraviyole ışınların etkisiyle dioksin’ e dönüşmektedir. Oluşan dioksin miktarı çok az olmakla beraber bu madde çok toksiktir ve hormonları bozucu etkisi de vardır. Ayrıca bunların vücuttan atılmaları çok yavaş olup tabiatta da çok uzun süre kalırlar.
2006′da kurbağalar ve fareler üzerinde yapılan araştırmalar çok düşük miktarlardaki triklosanın bile tiroit hormonlarının reseptörlerine bağlandığını ve tiroit hormonlarını bloke ettiğini ortaya çıkarmıştır.
ÜÇ: Birçok araştırmada triklosanın bakterilerin antibiyotiklere direnç kazanması’ na sebep olduğu da gösterilmiştir.
DÖRT: Triklosanla temasları fazla olan çocuklarda alerjilerin çok sık görüldüğü de pek çok araştırma ile ortaya konmuştur. Bazı kişilerde alerjik temas dermatitine yani bir tür egzamaya yol açabileceği de bilinmektedir.
BEŞ: Triklosanın üreme hormonları ve beyinde hücre sinyallerini bozduğunu gösteren araştırmalar da var.
Triklosan ve triklokarbonun suyollarına karışmış olduğunu, yunuslarda rastlandığını ilk gösteren bilim adamlarından olan Arizona Üniversitesinden Rolf Halden şunları söylüyor:
“Triklosan her zaman her yerde bulunan bir çevre kirleticidir. Bunun bir de market torbalarına eklenmesi zaten tabiatta yok edilmesi çok uzun zaman alan naylonun daha da zararlı olmasına yol açacaktır.”
Triklosan sadece diş eti iltihabını önleyebiliyor
1972 senesinden beri yüzlerce üründe kullanılmasına karşılık triklosanın insan sağlığı üzerine olan kanıtlanmış tek olumlu etkisi diş macununda bulunan triklosanın dişeti iltihabını (jinjivit) önlemesidir. Bu da 1997′de yapılmış olan çalışmadan çıkan bir sonuç.
Triklosanın diş macunu dışındaki ürünlerde insan sağlığına ekstra bir katkısı olduğunu gösteren hiçbir bulgu olmadığı gibi bu madde başta bakterilerin antibiyotiklere direnç kazanması, kanserojen kloroform oluşumuna yol açması, tiroit hormonlarını bozması ve çevre kirliliği yaratması gibi pek çok sağlık sorununun da sebebidir.
Üstelik FDA’ ya göre antibakteriyel sabun ve şampuanların normal su ve sabunla yıkanmaya göre bir üstünlüğü de yoktur.
Yakında reklâmları artar
Geçen sene başta yiyecek ve içecek kapları olmak üzere günlük hayatta kullandığımız pek çok üründe bulunan Bisfenol A isimli kimyasalın biberonlarda kullanımını yasaklamıştı.
Triklosan ihtiva eden sabun, jel ve diş macunu gibi ürünlerde kullanılmasının da yasaklanması gerektiği kanaatindeyim.
Halkımıza bu tür ürünlerden uzak kalmalarını tavsiye ediyorum: Antibakteriyel sözüne kanmayın; sabun, jel, diş macunu, deodorant ve diğer benzeri ürünleri alırken triklosan bulunmayanları tercih edin.
KAYNAK:
Gennady Cherednichenko, Rui Zhang, Roger A. Bannister, Valeriy Timofeyev, Ning Li, Erika B. Fritsch, Wei Feng, Genaro C. Barrientos, Nils H. Schebb, Bruce D. Hammock, Kurt G. Beam, Nipavan Chiamvimonvat, and Isaac N. Pessah. Triclosan impairs excitation-contraction coupling and Ca2 dynamics in striated muscle. PNAS, 2012 DOI: 10.1073/pnas.1211314109
İntaniye hocamız asker kökenli idi. Daha böyle antibakteriyel sabun veya diş macunu hokkabazlığının bilinmediği yıllarda, asker ocağında çıkan sindirim sistemi ile ilgili bir epidemiyi, sadece askerlerin ellerini yemekten önce su ve sabunla yıkamalarını zorunlu kılarak önlediklerini anlatmıştı. Normal sabun veya diş macunları hijyen için yeterlidir ancak reklam olsun diye bazı firmalar bu antibakteriyel hokkabazlığını icadetmişler ve insanları kandırmaktadırlar.