TİP 1 DİYABET DE ADAM GİBİ BESLENME İLE ÖNLENEBİLİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Hayvanlar üzerinde gerçekleştirilen deneylerde liften zengin özel diyetin tip 1 diyabeti önleyebileceği ortaya çıktı (1).

Obez olmayan diyabetik farelerde (NOD yani non-obese diabetic fare) normal diyetin 30 gün sonra farelerin yüzde 70’ inde tip 1 diyabetin gelişimine yol açtığı ama özel lifli diyetle beslenen farelerde hastalığın hemen hiç görülmediği belirlendi.

NOD farelerde beta hücrelerinin oto-immün mekanizmalarla harabiyeti ile diyabet gelişiyor.

Farelere verilen diyetteki lifler amilozdan zengin mısır nişastasından elde edildi.

Lifler kısa zincirli yağ asitlerine dönüşüyor

Liften zengin diyette beslenen farelerde bu lifler ince bağırsaklarda sindirilmeye dirençli oldukları için parçalanmadan kalın bağırsaklara kadar geliyorlar ve burada bakteriler tarafından kısa zincirli yağ asitlerine çevriliyorlar.

Bütirat ve asetat olarak bilinen bu kısa zincirli yağ asitlerinin bağışıklık sistemini baskılayıcı etkileri var ve bu sebeple de astımdan hassas bağırsak sendromuna kadar birçok hastalığın tedavisinde işe yarıyor.

Farelerde yapılan testler asetat ve bütiratın pankreastaki beta hücrelerini harap eden immun reaksiyonları farklı şekilde etkilediklerini gösteriyor.

Asetat, pankreas hücrelerine saldıran oto-reaktif T-hücrelerinin sayısını azaltırken bütirat da düzenleyici T-hücrelerinin sayısını artıyor ve fonksiyonlarını kuvvetlendiriyor.

Asetat ve bütirate, bağırsak bütünlüğünü sağlıyor ve diyabetojenik sitokinlerden IL-21’ in kandaki seviyesi azalıyor.

Bu çalışmanın insanlarda tekrarı gerekiyor

Farelerde elde edilen sonuçların insanlarda da aynı şekilde görüleceği anlamına gelmiyor

Nature Immunology’ de yayınladıkları araştırmayı insanlar üzerinde de yapmayı planlayan araştırmacılar, aynı sonuçlar bu çalışmalarda da ortaya çıkarsa bu liflerden hazırlanan toz veya içeceklerin tip 1 diyabetin önlenmesi veya seyrinin yavaşlatılmasında işe yarayabileceğini söylüyorlar (2).

Bu araştırmadan “sağlıklı beslenme tavsiyesi” yerine bir “medical food” mucizesi çıkartılmasını çok manidar buluyorum.

Kısa zincirli yağ asitlerini artıran diyetlerin bazı sakıncaları olabileceğini, bu liflerin beyinde Parkinson hastalığına zemin hazırlayan immun olayları etkileyebileceğini gösteren araştırmalar olduğunu da hatırlatmak isterim (3).

Bağırsak mikrobiyotası baş rolde

Bağırsaklar bakterilerinin tür ve miktarlarının hemen her hastalığın altında yatan temel sebep olduğunu gösteren çalışmalara her gün bir yenisi ekleniyor.

Tip 1 diyabetin ilerlemesinde bağırsağın bariyer fonksiyonu bozukluğu ve bağırsak mikrobiyotası değişikliklerinin rolü olduğu tespit edildi.

Tip 1 diyabeti olanların bağırsak mukozasında Çölyak hastalığı ve sağlıklı olanlara nazaran daha fazla enflamasyon bulunduğu, bağırsak bakterilerinin tür ve oranlarının farklı olduğu gösterildi (4).

Tip1 diyabet nedir?

Bugünkü bilgilere göre tip 1 diyabetin diyetle ve hayat tarzıyla bir ilgisi yok ve hastalığın nasıl önlenebileceği de bilinmiyor.

Bu hastalıkta bağışıklık sistemi, pankreasta insülin yapan beta hücrelerine saldırarak onları harap ediyor ve insülin yapılamaz oluyor.

Bağışıklık sisteminin neden böyle davrandığı bilinmemekle beraber hastalık çoğu zaman 14 yaşından önce başlıyor ve hastanın her gün insülin alması gerekiyor.

Tip1 diyabet genetik bir temeli olan oto-immün bir hastalık olmakla beraber ensidansındaki artışlar çevresel faktörlerin de rolünü düşündürüyor.

Tüm dünyada 20 milyondan fazla tip 1 diyabet hastası var.

Gelelim neticeye

Diyetle ve hayat tarzıyla bir ilgisi olmayan ve nasıl önlenebileceği de bilinmeyen tip 1 diyabetin fare deneylerinde de olsa liften zengin özel bir diyetle önlenebileceğini gösteren bu çalışmayı çok önemli buluyorum.

Araştırmacıların, bu sonuçlardan endüstri ürünü özel bir toz veya içecek üretilebileceği ifadelerini tasvip etmem mümkün değil; bu kadar kusur kadı kızında da olur deyip geçelim.

İlaç meftunu doktorlara da besin desteği, vitamin tüccarlarına da kanmayın.

Unutmayın, sağlıklı yaşamanın hastalıklardan korunmanın temel unsuru “adam gibi beslenme” dir; gerisi laf-ı güzaftır.

Kaynaklar:

1. http://www.nature.com/ni/journal/v18/n5/full/ni.3713.html

2. https://www.theguardian.com/society/2017/mar/27/high-fibre-diet-could-prevent-type-1-diabetes

3. http://www.cell.com/fulltext/S0092-8674(16)31590-2

4.  https://academic.oup.com/jcem/article-lookup/doi/10.1210/jc.2016-3222

***

EK 1 (20.12.2022): Çocuklarınızı doğru beslemeniz halinde eğer çok nadir olan genetik hastalıklara sahip değillerse hiçbir viral hastalık onlara zarar veremez bilakis onların bağışıklık sistemini eğitir ve daha güçlü kılar. Şarlatan ve pazarlamacı insanlara aldanmayın.

Makale: Take DAT, Flu!

K: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28930655/

Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1605041471782096898?s=20&t=X9J2hDvKKsq2MxawMG1JUQ

***

EK 2 (6.4.2022): İsveç’ de yapılan araştırmada, Parasutterella ve Eubacterium, sağlıklı kontrol bebeklerinde daha fazla bulunurken, Porphyromonas, ileride tip 1 diyabet teşhisi konulacak bebeklerde farklı şekilde daha fazlaydı.

Ruminococcus, hem kontrol bebeklerini hem de gelecekte tip 1 diyabetli olanları ayırt etmede güçlü bir belirleyiciydi ve kontrol bebekleri ile gelecekte tip 1 diyabetli olanlar karşılaştırıldığında farklı bolluk eğilimleri vardı.

Flavonifractor ve UBA1819, kontrol bebeklerini ayırt etmek için en güçlü faktörlerdi ve kontrol bebeklerinde gelecekteki tip 1 diyabetlilere kıyasla daha yüksek bolluk gösterdi.

Alistipes (kontrol bebeklerinde daha fazla) ve Fusicatenibacter gelecekteki tip 1 diyabeti ayırt etmede en güçlü faktörlerdi.

Tip 1 diyabete has mikrobiyal biyobelirteçler, 12 aylık kadar küçük bebeklerde mevcut olabilir; bu da sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomunu erkenden besleyerek hastalık başlangıcını hafifletme potansiyeli olduğunu gösterir.

Makale: Infant gut microbiome composition correlated with type 1 diabetes acquisition in the general population: the ABIS study

Kaynak: https://link.springer.com/article/10.1007/s00125-023-05895-7

***

EK 3 (29.4.2023): İsveç’te 3 milyondan fazla kişiyle ülke çapında yapılan çalışmada, doğum öncesi sigaraya maruz kalmanın, çocukluk döneminde tip 1 diyabet gelişme riskinin azalmasıyla önemli ölçüde ilişkili olduğu ama 25 yaşından sonra bu ilişkinin ortadan kalktığı tespit edildi. Yetişkinlerde sigara içmek, özellikle ailede diyabet hikayesi olan kişilerde erişkin başlangıçlı T1D için bir risk faktörü olabilir.

Kaynak: https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=4402724

Makale: Prenatal and Adult Exposure to Smoking and Incidence of Type 1 Diabetes in Children and Adults – A Nationwide Study with a Family-Based Desi

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: