SAKIN ÇOCUĞUNUZA DUYULMADIK İSİM KOYMAYIN
Haber Milliyet gazetesinden:
“Bodrum Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Birimi’nde çalışan 31 yaşındaki Sinan Arbak ile ‘Bodrumca Gazetesi’ yöneticisi 30 yaşındaki Aytül Arbak, 11 ay önce doğan çocuklarına ‘Atilla Kalel’ adını verdi. Sinan Arbak, insanları zor durumlardan ve dünyayı kötülüklerden kurtaran güçlü kahraman olarak bilinen Süperman’in doğduğu gezegen Kripton’da kullandığı ‘Kalel’ ismini çocuklarına verirken psikoloğa danıştıklarını söyledi. Arbak, bu ismin sorun olmayacağını, tersine kendine olan güvenini artırabileceğinin söylendiğini belirtti.
Ünlü aktör Nicholas Cage’in bugün 4 yaşındaki oğlunun da adının ‘Kalel’ olduğunu anlatan Arbak, “Dünyada bu ismi kullanan bildiğim kadarıyla ikinci kişi de bizim oğlumuz oldu. Nüfus Müdürlüğü’nde de hiç sorun yaşamadık. Sadece anlamını merak ettiler. Onların da ilgisini çekti. Nüfusunda da Atilla Kalel olarak geçiyor” dedi. Anne Aytül Arbak da, Kalel’e Süperman logolu tişörtler, yatak çarşafları, oyuncaklar aldıklarını ve Süperman sevgisini aşılamaya çalıştıklarını söyledi.”
YORUM
Bu haberle ilgili olarak iki şeyi tartışmak istiyorum. Birincisi çocuğa duyulmamış isim koymak; ikincisi ise çocuğu bir film veya masal kahramanına özendirmek.
BİR: Aileleler elbette çocuklarına istedikleri isimleri koyabilirler; buna kimsenin karışmaya hakkı da olamaz. Ancak, çocuklara duyulmamış acayip isimler vermenin çok da doğru olduğu kanaatinde değilim. Böyle değişik isimleri olan pek çok çocuk bu yüzünden özellikle okul çağında çok sıkıntı çekebilir. Zaten Arbak ailesi de bundan endişe etmiş olmalı ki bir psikoloğa danışma ihtiyacını hissetmiş.
Danışılan psikoloğun haberi var mı yok mu bilemiyorum ama duyulmamış veya çok az duyulmuş isim konan çocukların daha çok suç işlediklerini ortaya koyan bilimsel bir araştırma var.
Amerika’ da Shippensburg Üniversitesi’nde yapılan ve Jurnal Social Science Quarterly isimli dergide de yayınlanan bir araştırmaya göre erkek çocuklarına olağandışı, acayip, değişik, duyulmamış isim koymayı düşünen anne ve babaların bir an önce bundan vazgeçmeleri gerekiyor. Çünkü bu araştırmada böyle tuhaf isimli çocukların suç işleme ve cezaevine düşme ihtimallerinin alışılmış isimli oğlanlara göre çok daha fazla olduğu ortaya çıkmış.
David E. Kalist ve Daniel Y. Lee isimli arkadaşların akıllarına nerden düştüyse düşmüş ve erkek çocukların isimleri ile suç işleme ihtimalleri arasında bir ilişki olup olmadığını araştırmaya karar vermişler.
Önce oturmuşlar nüfus kayıtlarından 1987-1991 tarihleri arasında doğan çocuklara konan isimleri belirlemişler ve sonra da üşenmemişler bu 15.012 (on beş bin on iki) adet ismin toplumda hangi sıklıkta görüldüğünü gösteren popülarite endekslerini hesaplamışlar.
Buna göre Michael için popülarite endeksi 100 iken David için 50 olarak bulunmuş. Bu değer, Matthew için 76; Christopher için 64; Ryan için 49; Brian için 30; Richard için 20; Charles için 16; Luke için 5; Walter için 2 iken Alec, Ernest, Ivan, Kareem, Preston, Tyrell ve Malcolm gibi az rastlanan isimlerin popülarite endeksleri ise 1 civarında çıkmış.
Bu iki adam daha sonra eyaletin 1997-2005 tarihleri arasındaki adliye kayıtlarından yararlanarak popülarite endeksi ile ergenlik çağında suç işleme arasındaki ilişkiyi araştırmışlar ve neticede popilarite endeksinde yüzde 10’luk bir artışın suç işleme riskini yüzde 3.7 azalttığını belirlemişler.
Bu, bir ismin popülarite endeksi ne kadar düşükse suç işleme ihtimalinin o kadar fazla olduğu anlamına geliyor.
Araştımacılar bu ilişkide siyah veya beyaz ırktan olmanın bir rolü olmadığını saptamışlar, ama bu sonuçlara bakarak kesin sebebin ne olduğu konusunda fazla bir şey söyleyemiyorlar.
Bu konuda bazı spekülasyonları var.
Bu ilişkiden, çocuğa duyulmamış ismin verilmesine sebep olan sosyo-ekonomik faktörlerin sorumlu olabileceğini düşünüyorlar. Buna kanıt olarak da düşük sosyo-ekonomik tabakada, annenin aile reisi olduğu veya sadece bir ebeveynin olduğu ailelelerde acayip isimlere daha çok rastlanmasını gösteriyorlar.
Nitekim bir araştırmada annenin eğitim düzeyi azaldıkça çocuğuna duyulmadık isim verme ihtimalinin arttığı belirlenmiş. Başka bir araştırmada ise Allison isminin daha çok yüksek okul diploması olan annelerin koydukları gösterilmiş. Az duyulmş isimli çocukların anne ve babalarının daha az resmi eğitim gördükleri de biliniyor.
‘Tabii ki ismin kendisinin sahibini suç işlemeye teşvik ettiğini iddia etmek mümkün değil’ diyorlar ve ‘acayip isimli çocukların iş bulmada daha şanssız olmaları ile akranları tarafından alaya alınmaların suç işlemeyi kolaylaştırması da dikakte alınmalı’ diye de ekliyorlar.
Gerçekten de bu görüşü destekleyen ve acayip isimlilerde psikolojik problemlerin, okul başarısızlığının daha çok görüldüğünü, kız isimleri konan oğlanların okullarını daha çok kırdıklarını ortaya koyan araştirmalar da var.
Ayrıca, telaffuz edilmeleri zor olan isimlere sahip olanların toplumdan daha çok dışlandıkları da eskiden beri biliniyor.
İKİ: Psikolog değilim ama çocukları bir film veya masal kahramanlarına özendirmenin doğru olmadığına inanıyorum. Şimdi çoluk çocuğa karışan ve 3-4 yaşlarında iken kendini süperman sanan yeğenimin koltuktan atlayıp ağzını burnunu dağıttığı, dişlerini kırdığı dün gibi gözümün önünde!
Memlekette örnek alınacak adam mı kalmadı?
Gelelim neticeye
Siz, siz olun çocuğunuzun suç işlemesini, hüküm giymesini ve cezaevine düşmesini istemiyorsanız öyle duyulmamış tuhaf isimlerden uzak durun; sakın Ahmet, Mehmet, Hasan, Ayşe, Fatma… gibi herkesin bildiği isimlerden şaşmayın.
KAYNAK
Kalist De, Lee DY: First Names and Crime: Does Unpopularity Spell Trouble?
http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/j.1540-6237.2009.00601.x/abstract
Katılıyorum.Tuhaf isimler konulmuş çocuklara acıyorum.Anne babaların da anlayışsızlığına teessüf ediyorum.
Kal-el ibranicede tanrının sesi anlamına gelir.
Ülkemizde maalesef kur’anda geçiyor diye konulan isimlerin çoğu mira, elmira, elvin, Arel vs ibranicedir.
Makale çok ilginç, bizde durum nasıl?