DALAKSIZ YAŞAMAK MÜMKÜN MÜ?
Gazeteci Ahmet Hakan’ ın sırf askerlikten kaçmak için aldırdığı iddia edilen dalağı sebebiyle son zamanlarda dillerden düşmeyen bir tabir var: Dalaksız!
Türk Dil Kurumu Büyük Sözlüğüne göre “nikâhsız” manasına gelen dalaksız kelimesi günümüz medyasında cibilliyetsiz, korkak, dönek, karaktersiz, kansız veya benzeri kavramları çağrıştırıyor ve sadece hakaret manası taşıyor.
Okumadım ama internette gezerken rastladım: Ceyhun Emre Teoman tarafından yazılan “Dalaksız Nikola” diye bir hikâye kitabı da var. Tanıtım yazısında dalaksızlar ezen, harcayan, yıkan, yakan, yutan şeklinde tarif ediliyor.
Görüldüğü gibi dalaksızlığın türlü tarifi, türü var ve aslında dalak konusunda tüm dünyanın kafası karışık gibi görünüyor. Antik Yunan tıbbı dalak tarafından salgılanıldığına inanılan siyah safrayı melankoli yani karasevda ile ilişkilendiriyor.
Yahudilerin tören kuralları ve efsanelerini kapsayan dini metinlerinden oluşan Talmud’ ta ise dalak gülme organı olarak gösteriliyor. 18. yüzyılda İngiltere’ de kadınların huysuzluğu dalağa bağlanıyor.
Dalak İngilizcede deyim olarak kalbin eşdeğeri ve iyi dalaklı demek iyi kalpli, merhametli manasına geliyor. Çinliler dalağı insan mizacının merkezi olarak kabul ediyor ve iradeyi etkilediğine inanıyor.
Biz gelin, gelecek nesillere hangi manada kalacağı şimdiden belli olmayan bu güncel mecazi dalaksızlık tartışmalarını bir tarafa bırakıp olayın tıbbi tarafına bakalım.
Dalak nedir, ne işe yarar?
Dalak karnın sol üst bölgesinin arka kısmında kaburga kafesinin hemen altında yer alan bir organımızdır. Mide, sol böbrek ve diyafram kası ile komşudur. Uzunluğu normalde 12 santim, genişliği 8 santim ve kalınlığı 5 santim; ağırlığı ise 150-200 gram kadardır.
Erişkin bir insanda dalağın temel vazifelerinin başında yaşlanmış ve hasar görmüş kan hücrelerinin filtre edilmesi ve parçalanmaları gelir. İhtiyaç durumunda dolaşıma verilmek üzere alyuvarları ve kanın pıhtılaşmasını sağlayan pulcukları da depolar.
Dalakta lenfosit ve antikor yapımı da vardır; antikorla kaplanmış bakterileri ve hücreleri kan dolaşımından uzaklaştırır. Demir metabolizmasında da rolü olan dalak vücudun bademcikler ve lenf bezleri gibi lenf sisteminin bir organıdır.
Dalak, cenin ana rahminde gelişirken hem alyuvarların hem akyuvarların üretildiği yerdir. Doğumdan sonra bu vazife kemik iliği tarafından yerine getirilmeye başlanır. Kemik iliği yeterince çalışmadığı zaman veya kanserde olduğu gibi başka dokularla istila edildiği durumlarda dalakta yeniden alyuvar yapımı başlayabilir.
Tıbbi olarak dalaksızlık nedir?
Dalaksızlığın tıbbi olarak pek çok sebebi vardır ve bunların en başında dalağın ameliyatla çıkarılması gelir. Bazı kişiler nadir olarak doğuştan dalaksız olabilir. Dalağın organ olarak mevcut olmakla beraber orak hücreli kansızlıkta olduğu gibi normal olarak çalışmaması da dalaksızlık olarak kabul edilir.
Normalde de çok yumuşak olan ve darbelerden çok kolay zarar gören dalağın büyümüş olması onu travmalara karşı daha hassas kılar ve kolayca yırtılmasına sebep olur.
Dalağın birincil kanserleri ve alyuvarların çok kırılgan olduğu bir çeşit kansızlık dalağın mutlaka çıkarılmasını gerektiren durumlardır. Dalağın çıkarılmasının bir numaralı sebebi ise künt veya delici darbelere bağlı olarak dalağın yırtılmasıdır. Buna en çok trafik kazaları sebep olur. Dalağın çok büyümesine yol açan hastalıklar, bazı kan hastalıkları, kanser ve enfeksiyonlar ile selim tümör ve kistler de dalağın çıkarılmasını gerektirebilir.
Bir de askerden yırtmak için tıbbi bir gerekçe olmadı halde dalağın çıkarılması söz konusudur; çünkü askeri kanunlara göre dalaksızlar askerden muaftır.
Dalağın çıkarılması işlemi genellikle emniyetli bir cerrahi girişimdir ama gene de kanama, enfeksiyon, pıhtılaşma ve komşu organların zarar görmesi gibi riskleri de vardır. Dalağı çıkarılmış olanlar için en büyük tehlike hayati önem taşıyan enfeksiyonlardır.
Dalak nasıl çıkarılır?
Dalak genel anestezi altında açık ameliyatla veya laporoskopik usulle çıkarılabilir. Geleneksel açık cerrahi yöntemde karnın orta kısmı kesilir; kas ve diğer dokular uzaklaştırılarak dalağa ulaşılır. Dalak yırtılmaları açık ameliyatla yapılmalıdır.
Laporoskopik yöntemde ise karında dört küçük delik açılır. Bunlardan birinin içinden kameralı bir tüp ve diğerlerinde de cerrahi aletler sokularak dalak çıkarılır. Riskleri daha az olan bu yöntem herkes için uygun değildir.
Dalaksız normal hayat mümkündür
Dalak hayati bir organ olmadığından dalağı çıkarılmış olanlar normal bir ömür sürebilirler. Dalağın vazifeleri vücudun diğer lenf dokusu sistemi tarafından üstlenilir.
Dalaksızları bekleyen en büyük tehlike hayati önemi olan kapsüllü bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlardır. Bunları önlemek için dalaksızlara mutlaka pnömokok, hemofilus ve meningekok aşıları ile her sene grip aşısı yapılmalıdır. Bunlar normalde üst solunum yollarında hastalık yapan mikroplardır ama dalaksızlarda ölümcül tablolar gelişebilir.
Dalaksızlara cerrahi bir girişim ve diş çekimi öncesinde koruyucu antibiyotik tedavisi verilmesi gerekebilir. Başta köpek ısırmaları ve böcek sokmaları olmak üzere hayvanların yol açtığı yaralanmalar sonrası antibiyotik tedavi şarttır.
Dalaksızlarda ileriki senelerde diyabet ortaya çıkma şansının da yüksek olduğu bildirilmiştir.
Gelelim neticeye
Ahmet Hakan, tıbbi olarak dalaksız mıdır, dalağı var mıdır, sırf askerlik yapmamak için dalağını aldırmış olabilir mi, bunları ben elbette bilemem.
Trafik kazası, yüksekten düşme, kurşun ya da bıçak darbesiyle dalağın yaralanması, dalak kistleri, dalak atar damarı anevrizmaları ya da dalak enfarktüsü gibi durumlarda dalağın alınması gerekebilir; bu tıbbi bir zorunluluktur.
Askeri kanunlara göre her ne sebeple olursa olsun dalağı olmayanlar askerlikten muaf tutulur; halk arasındaki tabiriyle çürüğe çıkarılırlar.
Oysa bu kişiler bazı hususlara dikkat ederek dalaklı insanlar gibi sağlıklı bir hayat sürebilirler.
Asıl mühim olan mecazi manadaki dalaksızlıktır ki bunun da maalesef ne ilaçla ve ne de cerrahi bir tedavisi yoktur.
Dalaksızlara her ihtimale karşı durumlarını açıklayan bir künye veya kolye taşımaları da önemle tavsiye olunur.
Askeri hastanedeki nöbetimde bir gece sağ elinin işaret parmağı kopmuş bir er getirdiler. Tank kapağı parmağının üstüne düşüp koparmış. Bununla ilgili olarak bazı erlerin askerlikten kurtulmak için bunu veya benzeri işlemleri(namluyu sağ ayağına dayayıp tetik çekmek gibi) kasten yaptıkları konuşuldu. Bir insan askerlik yapmamak için kendini böyle sakat edebiliyorsa onun askerliğinden ne hayır gelir.
Ülkemizde (mecazi manadaki dalaksızlık zannedilmesin diye) künyeye “tıbbben dalaksızım” ibaresinin yazılmasının daha doğru olacağı kanaatindeyim.
ben 2005 yılında vucudumdakı kan pıhtılasması yuzunden dalak ameliyatı gecırdım….askerlıkten muaf mıyım suan.bilgı verırsenız sevınırım.