MAMOGRAFİNİN FAYDADAN ÇOK ZARARI MI VAR?
Geçen hafta, ülkemizde de uygulanmaya başlayan ve meme kanserini radyasyon kullanmadan teşhis ettiği ileri sürülen görüntüleme cihazıyla ilgili haberlere Türk Radyoloji Derneği’den (TRD) itiraz geldi.
TRD açıklamasında “Elektrik empedans yöntemi bilimsel dayanağı olmayan ve meme kanserinin erken yakalanması üzerine etkisi bilinmeyen deneysel bir yöntem olup meme kanseri taramasında hiçbir yeri olmadığı” bildiriliyor ve şöyle devam ediliyor: “Kaldı ki bu tip cihazlar birçok normal veya zararsız oluşumları da kansermiş gibi gösterebilmektedirler. Bu durumda hiçbir şikâyeti olmayan sağlıklı bir kadında gereksiz yere yeni birçok tetkik yapılmakta veya biyopsi yapılması gerekebilmektedir. Bu duruma maruz kalan kadınların yaşadığı anksiyete ve sıkıntı göz ardı edilmektedir. Buna eklenen maddî kayıp da benzer şekilde görülmemektedir.
Meme kanserinin erken tanısında tarama amaçlı kullanılabilecek mamografiye daha üstün bir teknik geliştirilmemiştir. Genel olarak veriler değerlendirildiğinde mamografi taraması meme kanserinden ölümü yüzde 25-30 arasında azaltmaktadır.”
Meme kanseri her sene 25 bin kadında görülüyor
Tüm dünyada kadınlarda görülen kanserler içinde meme kanseri ilk sırada yer alıyor. Ülkemizde her sene 25 bin kadar kadında meme kanseri geliştiği tahmin ediliyor.
Başka kanser türlerinde de olduğu gibi meme kanserinde de erken teşhis çok önemli ve hayat kurtarıcı olduğu için dünyanın birçok ülkesinde mamografi ile meme kanseri taramaları yapılıyor.
Mamografi, X-ışınları ile çalışan bir yöntem olduğundan kadınların düşük miktarda da olsa radyasyona maruz kalması, işlem sırasında memenin sıkıştırılması gibi mahzurları var. En önemlisi de kanserlerin yüzde 20’sinin bu yöntemle teşhis edilemiyor ve erken tanındığı sanılan bazı kanserlerin çoktan yayılmış olmasıdır.
Bundan dolayı da meme kanserlerini X-ışını kullanmadan, meme dokusunu sıkıştırmadan, daha erken ve yüksek oranda teşhis edebilecek, maliyeti fazla olmayan yöntemler üzerinde çalışılıyor ama bugün için elektrik empedans da dâhil bunların hiçbirinin mamografinin yerini alması söz konusu değildir.
Mamografinin etkinliği de çok tartışmalı
TRD’nin bu yeni yöntem için söylediklerine aynen katılıyorum fakat mamografiye methiyeler düzülmesini de doğru bulmuyorum. Elektrik empedans için sıraladıkları sakıncaların hepsi mamografi için de geçerlidir.
Mamografilerin meme kanserinden ölümleri azaltmada sanıldığı kadar etkili olmadığını, hatta zararının daha fazla olabileceğini ortaya koyan çalışmaların sayısı giderek artıyor; erken teşhis için mamografilerin hangi yaştan itibaren ve hangi sıklıkla yapılması gerektiği tüm dünyada tartışılıyor.
Türk Kardiyoloji Derneği’nden sonra şimdi de TRD beni mamografilere karşı çıkarak kadınların aklını karıştırmakla ve onların meme kanseri olmalarına sebep olmakla suçlayabilir ama canları sağ olsun. Amacım kafa karıştırmak değil, halkımızı tam ve doğru olarak bilgilendirmek. Onların her zaman olduğu gibi doğru seçimi yapacaklarından da hiç şüphem yok.
İngiltere’de yapılan ve BMJ isimli tıp dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma 10 sene süreyle senede bir mamografi çektiren kadınların faydadan çok zarar görebileceklerini ortaya koydu.
Bu ülkede 1986’dan beri meme kanserinden ölümlerin üçte bir oranında azalacağını iddia eden Forest Raporu’na dayanarak mamografi ile taramalar yapılıyor. Southampton Üniversitesi uzmanları, Forest’in araştırmasını mamografinin zararlarını, yani kanser olmadığı halde kanser teşhisi konanları (yanlış pozitiflik) ve kanser olduğu halde tedavisi gerekmeyenleri (aşırı teşhis) de hesaba katarak güncellediler.
Forest, taramaya tabi tutulan her 100 bin kadın için 20 sene sonra KEYY (kaliteye endeksli yaşam yılı) 3 bin olarak bildirirken; mamografinin zararlı etkileri dikkate alındığında KEYY’in yarı yarıya azaldığı ve 1500’e indiği belirlendi.
Taramalar ölümleri etkilemiyor
Batı Avrupa ülkelerinde meme kanserine bağlı ölümlerdeki azalmanın mamografiyle yapılan taramalardan mı hastaların daha iyi tedavi edilmelerinden mi kaynaklandığını belirlemek amacıyla yapılan başka bir araştırma da bunun taramalarla alâkası olmadığını gösterdi.
Bu araştırma, sosyoekonomik faktörler, tıbbî hizmetlere ulaşma ve meme kanseri riskleri bakımından birbirlerine benzeyen ama meme kanseri tarama programları çok farklı olan iki komşu ülkeye (Kuzey İrlanda-İrlanda Cumhuriyeti; Hollanda-Belçika ve İsveç-Norveç) ait verilerin değerlendirilmesiyle yapıldı.
Meme kanserinden ölümlerin 1970’lerden itibaren azalmaya başladığı ve taramaların bu bakımdan rolü olmadığı çıktı. Genel olarak meme kanserinden ölümlerdeki en büyük azalmanın bu ülkelerin hiçbirinde taramalarda hedef kitle olmayan 40-49 yaş arası kadınlarda görüldüğü anlaşıldı. Meme kanseri ölümlerindeki azalmaların risk faktörlerinin daha iyi kontrol edilmesi ve tedavideki gelişmelerden kaynaklanabileceği ileri sürülüyor.
Mamografiler tıbbî skandal olabilir
Amerikan Klinik Kanser Derneği’nin son toplantısında sunulan ve İsveç ve Norveç’te mamografi taramalarını inceleyen raporda bazı kanserlerin kendiliğinden gerilediği ve bunların teşhis edilmemelerinin bir zararı olmadığı bildirildi. Araştırmayı yapan Zahl diyor ki:
“Mamografinin en önemli zararlarından biri aşırı teşhistir. Bu yüzden milyonlarca kadına aşırı teşhis kondu ve bunlar ameliyat veya ışınla tedavi edildiler. Birçok kadının gereksiz yapılan ışın tedavisine bağlı koroner damar hastalığından ölmüş olması modern tıbbın en büyük skandallarından biri olabilir.”
Daha önce yapılan bir çalışmada da, mamografi ile teşhis edilen her üç meme kanserinden birinin bir problem yaratmayacağı ve tedavisiz kendiliğinden iyileşebileceği ortaya konmuştu.
Meme taramaları nasıl yapılmalı?
Bir tarafta mamografi taramalarının aşırı teşhis ve yanlış pozitiflik yüzünden gereksiz biyopsi, ameliyat, ışın tedavileri ve ekonomik kayıplara yol açtığı gerekçesiyle 50 yaşından sonra başlanmasını ve iki senede bir tekrarlanmasını tavsiye edenler var. Bir tarafta ise 40 yaşından itibaren her yıl yapılsın diyenler bulunuyor.
Sağlık Bakanlığı’mız, 20 yaşından itibaren memelerin her ay kendi kendine ve yılda bir hekim tarafından muayenesini ve 55 yaşından itibaren 2 yılda bir mamografiyi tavsiye ediyor.
Karar kadınlarımızın ve hekimlerimizin!