LİSE VE ORTA SON SINIFLARLARDA HASTALIK SALGINI BAŞLADI

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
sahte rapor

Her yıl bu günler hastaneler hasta olmayan, ama ‘hasta raporu’ almak isteyen öğrencilerin ve bunların yakınlarının akınına uğrar.

Tanıdık tanımadık pek çok kimse, kızı için, oğlu için, kardeşi için, torunu için boynunu büküp ricacı olur:

‘Doktor Bey, bizim çocuk lise sonda. Üniversite giriş sınavına hazırlanıyor. Okulda ders falan da yapılmıyor. Zaten sınıfın yarıdan fazlası okula gelmiyor, hepsi raporlu. Sizden rica etsek bizimkine de bir 15-20 gün rapor verir misiniz ?’

Hadi bakalım, siz doktor olsanız ne yaparsınız?

Böyle bir durumda rapor verir misiniz, vermez misiniz?

Ben rapor vermem 

Tıbbi bir raporun bu tür mazeret için ‘belge’ olarak kullanılması gerçekten üzüntü verici bir durum.

Bu yüzden de ‘Ben rapor vermem’ diyen doktorlara diyecek sözüm yok, son derecede haklılar çünkü rapor her şeyden önce ancak hasta olan bir kişiye verilen bir belgedir. Hasta olmayan, sapasağlam birine rapor vermek sahtekârlıktır, cezası olan bir suçtur. 

Bu tür raporlar, gerçek tıbbi raporları da ‘şaibeli’ hâle getirmektedir. Bu yüzden, gerçekten hasta olup da rapor alan kişilere de kuşku ile bakılması hiç de haksız değildir

Hayata yeni atılmakta olan öğrenciler, bu ‘sahte raporlar’ sebebiyle kaçamaklara, sahtekârlıklara özendirilmiş olmaktadır.

Gerçek dışı raporlar doktorların zaten giderek azalmakta olan saygınlığına da büyük bir darbe indirmektedir. Doktorluk gibi, acıları dindiren dertlere deva olan kutsal bir meslek bu raporlar yüzünden yara almakta, lekelenmektedir. 

Bu raporlar çoğu zaman sadece bir ‘rica’ veya ‘Allah razı olsun’ karşılığı veriliyor olsa da, ‘kim bilir neyin karşılığı’ türünden fısıltılara da diyecek söz bırakmamaktadır.

Ben rapor veririm

Bir de ‘Ben rapor veririm’ diyenlere kulak verelim ki, onların da haklı olup olmadıklarına karar verelim.

Bu raporlar, sosyal bir probleme bulunan pratik bir çözümdür.

Bu kadar çok lise son sınıf öğrencisinin sanki bulaşık bir hastalık salgını varmışçasına hasta olmadıklarını elbette herkes bilmektedir. 

Bir sınıfın neredeyse tamamı okula gelmiyorsa, dersler yapılmıyorsa, rapor alamayan öğrencinin günahı nedir? 

Bu raporlar, tamamen iyi niyetle ve karşılığında her hangi maddi veya manevi bir beklenti olmaksızın verilmektedir.

Ben rapor vermem’ dersseniz, kötü adam olursunuz. ‘Acaba doktor bey, bir hediye mi bekliyor ?’ diye de suçlanırsınız.

Suçlu kim?

Burada asıl suçlu olan ne öğrenci, ne okul idaresi, ne de doktordur. Kabahat doğrudan doğruya Milli Eğitim Bakanlığı’ ndadır.

 Öğrenci ne yapsın?

Sınıfın çoğu okula gelmiyor, ders çalışıyor. Okula gelmek vakit kaybından başka bir şey değil, çünkü hem eğitim yapılmıyor, hem yapılsa bile lise son sınıf derslerinden soru çıkmıyor.

Okul idaresi ne yapsın?

Öğrencilerin çoğu rapor alıyor, sınıflar neredeyse bomboş, dersler yapılmıyor. Öğrencilere ‘Siz gelmeyin, sizi idare edelim’ deme gibi bir hakları da yok. Onları rapor almaya biraz da okul idareleri teşvik ediyor.

Doktor ne yapsın? 

Önünde boynu bükük bir öğrenci veya el-pençe divan duran bir veli. ‘Arkadaşlarının hepsi rapor aldılar, evlerinde ders çalışıyorlar, dershaneye gidiyorlar. Bizimki bunalımda. N’olur, şuna da siz bir rapor verir misiniz doktor amcası’ diyen anne veya babaya ne diyebilirsiniz ki?

Özel okul özel doktor raporunu kabul etmiyor

Geçen gün lise son sınıfta okuyan bir hastama muayenehaneden bir rapor yazdım. 

Ertesi gün çocuğun annesi geri geldi. ‘Doktor Bey, bu raporu özel doktor raporu diye kabul etmediler’ dedi. ‘Peki, sizin çocuk hangi okulda okuyor’ dedim. ‘Özel …. Koleji’ dedi.

Okul müdürünü aradım. ‘Müdür Bey, siz nasıl özel bir okulsanız biz de özel doktorlarız. Sizin bu raporu saymamanız kendi varlığınızı da inkâr etmek değil midir?’ dedim.

Müdür bey sustu kaldı. ‘Mevzuat böyleymiş’.

Hastanedeki doktor namuslu da muayenehanedeki sahtekâr mı?

Çözüm çok kolay

Hem öğrencileri, hem anne babaları, hem okul idaresini ve hem de doktorları bu olumsuz durumdan kurtarmanın aslında çok kolay bir çaresi var.

Bakanlık orta ve lise son sınıflardaki öğrencileri mayıs ayından itibaren idari olarak izinli sayar ve bu iş de burada biter.

Göz göre göre bu rezalete ne gerek var, Allah aşkına.

Yazı için 5 yorum yapılmış:

  1. Meral Çetin dedi ki:

    Sayın Hocam
    Yarama tuz bastınız.Sosyal nedenle rapor verilip verilmeyeceği tartışma konusu.Yıllar önce sosyal endikasyonla ücret karşılığı rapor verenleri gördüm,duydum.Sosyal endikasyonla rapor verilmesine karşıyım.
    Ancak lise son sınıfta bu uygulama kanıksanmış durumda.Çocuğunuzu okula gönderiyorsunuz sınıfta tek başına.Böyle eğitim olur mu?Öğrenciler zaten dersanede.
    Hatta öğrenciler şöyle yapıyor:Bir semptom uyduruyor.Başağrısı,öksürük,bulantım var gibi.Balgam çıkarırım derseniz doktor film ister diye bunu ifade etmiyorlar.Siz sosyal endikasyonla vermezseniz bu sefer hipokondriak bir nesil yetişecek.
    Haklısınız bunu Milli Eğitim Bakanlığı çözmeli.Onlar da biliyor öğrencinin böyle yaptığını hatta üstü kapalı öğrenciyi rapor almaya okullar yönlendiriyor.
    Saygılarımla.
    Meral Çetin

  2. Semra Çalangu dedi ki:

    Hayatım boyunca böyle bir rapor vermedim, en yakın arkadaşlarımın çocuklarına bile…Bakanlık sizin çözüm önerinizi uygulamıyorsa, biz hekimler niye çözüm bulmaya çalışıyoruz ve mesleğimizin kötüye kullanılmasına alet oluyoruz? Hekimler kendi saygınlıklarını düşünmediktan sonra bakanlık hiç düşünmez; üstelik biz hekimler bu sahte raporlarla o çocuklara da sahtekarlığı ögretiyoruz. Ayıp, çok ayıp!

  3. tuna erinçler dedi ki:

    Türkiye’deki bu dershane rezaleti uygar ülkelerde yok. Sorun da zaten bu. Orta öğretim dejenere edildi. Lise diplomasının hiçbir anlamı kalmadı.

  4. Ateş Ülker dedi ki:

    Sayın Küçükusta’nın düşüncelerine katılıyorum.Göstermiş olduğu çözüm en iyi çözümdür.Bugünkü yönetim Anayasa değişikliği gibi çok ciddi bir konuda gençlerin katkısı olabileceğini öne sürüyorsa,yukarda anlatılan ve çözümü zor olmayan bir konudaki önerileri de dinleyecektir.Ancak ben Küçükusta’nın gösterdiği çözümün Milli Eğitim Bakanlığı tarafından benimseneceğine inanmıyorum.Çünkü mutad uygulamalar kolay kolay terkedilmemektedir.Eğitim sisteminde çok sık değişiklik düşünülmekte ama diğer birçok konuda yeni öneriler kabul edilmemektedir:

  5. İsyan dedi ki:

    Böyle zihniyetide böyle devletininde ta…………

Siz de yorumunuzu paylaşın: