Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Milliyet gazetesinde Meral Tamer’ in yazısı:

2010 yılının ekim ayıydı. Meme kanseriyle tanışıklığımın üzerinden 8 ay geçmiş; hastalığımı nasıl karşıladığımı, ameliyatları, radyoterapiyi, kanser sonrası nasıl beslendiğimi anlatan bir kitap (Aşkolsun Kanser!) yazmıştım. Amacım kanseri tabu olmaktan çıkartıp toplumda konuşulmasını sağlamak ve erken teşhis konusunda farkındalık yaratmaktı.

1.5 yıl sonra bugün geriye dönüp baktığımda, amacıma fazlasıyla ulaştığımı memnuniyetle görüyorum. Demek ki böyle bir bayraktarlığa şiddetle ihtiyaç varmış. Nilüfer, Vahide Gördüm ve Deniz Uğur gibi ünlü kadınlar, bu bayrağı daha da ileriye taşıdılar. Ve böylelikle kadınlarda açık ara en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin erken yakalandığında ölümcül olmadığı bilgisi hızla yaygınlaştı.

Artık kadınlar korkup kaçmak yerine, herhangi bir rahatsızlıkları olmasa da düzenli mamografi çektirmenin hayat kurtardığını öğrendiler. Laf aramızda 33 yaşındaki kızımın bile uzman doktor tarafından yılda bir kez elle muayene olması gerektiğini kanser olmadan önce bilmiyordum. Şimdi o da kontrollerini düzenli yaptırıyor.

Selami Öztürk yaptı
Benim kitap çıkar çıkmaz yoğun ilgi ile karşılandı; pek çok kurumun davetiyle kadınların ağırlıkta olduğu topluluklara ardı ardına konferanslar verdim, imza günleri düzenlendi… Beni ilk çağıranlardan biri de Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’tü. Caddebostan Kültür Merkezi CKM’deki toplantının ardından Selami Bey gözleri parlayarak, “Meral Hanım, ben de Kadıköyümüz’deki kadınlar için bir mamografi merkezi kuracağım; sen de açılışını yapacaksın” dedi.

Bu kez gözleri parlama sırası bendeydi. “Başkan bu harika bir haber; ancak ben bu arada öğrendim ki her mamografi cihazı aynı değil. Mesela benim 5 milimlik kitle, eski model bir cihazda görünmeyebilirmiş. Dijital olarak en küçük kitleleri bile yakalayabilecek, en yeni teknoloji olmasına dikkat edin…”
Ve geçenlerde Başkan Öztürk’ten telefon geldi: “Meral Hanım, en ileri teknoloji mamografi cihazını Amerika’dan getirttik; merkezimizi kurduk, açılışımız 5 mayısta. Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte seni de kurdele kesmeye bekliyorum.”

Gözyaşlarımı tutamadım
Kadıköy’ün en yoksul bölgesi Fikirtepe’de kurulan merkezin açılışına maalesef gidemedim, zira tam o günlerde kızımın tiroidinde 3.5 santimlik bir nodül belirlenmişti. Nitekim 14 mayısta da ameliyatla nodülün yanı sıra tiroidinin yarısı alındı. 1 gece hastanede yattık. 2 gün de evde kızıma baktım; ardından da önceki gün soluğu, doğma-büyüme Avrupa yakalı olarak bana her seferinde başka bir kente gidiyormuşum izlenimini veren ve çok mecbur olmadıkça geçmediğim Kadıköy yakasında aldım.

Gerçekten de General Electric marka en son teknoloji bir dijital mamografi aleti almışlar. Alt katta mamografi çekiliyor; üst katta 2 uzman radyolog şüpheli gördükleri kitleleri ve kalsifikasyonları dijital ekrandan diledikleri kadar büyütmek suretiyle inceleyebiliyorlar. Merkez Kadıköy ilçesinde ikamet eden ya da çalışan tüm kadınlara ücretsiz hizmet veriyor.

Bu tanıma uyan kadınların, ilçe sınırları dışında yaşayan anneleri ve kızları da aynı hizmetten ücretsiz yararlanabiliyor. Merkeze gelen kadınların jinekolojik muayenesi ve rahim ağzı kanserinin erken teşhisine yarayan smear testi de yapılıyor.

Yazı için 1 yorum yapılmış:

1. Canan Karatay dedi ki:

   22 Mayıs 2012, 07:06

   Mamografilerde kadınlarımız son derece yüksek doz şua alıyor. Bu yıl İngiliz Bilim Dergisi (British Medical Journal) Mamografiler ile gereksiz yere, fazla şua veriliyor kadınlara, hakikaten zararlı diye makale yayınladı.
   Bilgilerinize.

   Bence de bu kadar sık yapılması doğru değil! Şimdi bedava diye herkes koşacak!!!

   Mamografinin bir faydası henüz gösterilmedi!!! Mamografide görülebilen bir lezyon, almış başını gitmiştir, hücresel düzeyde, hatırlatırım. Her şeyin başında sağlıklı yaşam ve beslenme biçimi edinmek ve sağlıklı kalmaya çalışmaktır!

   Canan Karatay

Siz de yorumunuzu paylaşın: