SÜT İÇMEK KANSER RİSKİNİ ARTIRIYOR MU?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

British Journal of Cancer isimli dergide yayınlanan bir araştırma, laktoz entoleransı olan ve bundan dolayı da süt içmeyen veya çok az içen insanlarda akciğer, meme ve yumurtalık kanserlerinin daha az görüldüğünü ortaya koydu.

Daha önce yapılan araştırmalarda dünyanın çeşitli ülkelerinde meme ve yumurtalık kanseri görülme oranlarının çok farklı olduğu belirlenmişti.

Mesela, meme ve yumurtalık kanserleri ensidansının en yüksek olduğu ülkeler Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve İskandinavya iken, bu kanserlere Doğu ve Orta Afrika ülkelerinde çok az rastlanıyor.

İkizler ve göçmenler üzerinde yapılan araştırmalar bunun genetik veya etnik farklılıklardan ziyade çevresel faktörlere bağlı olduğunu düşündürüyor.

Bazı araştırmacılar, bu farkı Kuzey Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinde çok fazla süt ürünü tüketilmesiyle açıklamaya çalışıyorlar.

Bununla beraber, bu ilişkiyi inceleyen araştırmaların sonuçları arasında çelişkiler var.

İsveç’ de Lund Üniversitesi ve Region Skåne uzmanları, süt ürünleri ve kanser arasındaki ilişkiyi çok farklı bir yaklaşımla incelediler.

Süt şekeri laktoza tahammülsüz oldukları için süt içmeyen veya içseler de çok az içenlerin meme, yumurtalık ve akciğer kanserine daha az yakalanıp yakalanmadıklarını mercek altına aldılar.

Araştırmada, yatarak veya ayaktan tedavi gören hastalara ait sağlık kayıtlarından 22 bin 788 kişide laktoz entoleransı olduğu belirleniyor ve bunlarda doğdu ülke ya da cinsiyetlerinden bağımsız olarak akciğer, meme ve yumurtalık kanserlerinin anlamlı derecede düşük olduğu tespit ediliyor.

Bu kişilerin ikizleri veya anne ve babalarının kanser riski genel popülasyona uygun bulunuyor ve bu durum laktoza tahammülsüz olanların diyetleriyle izah ediliyor.

Araştırmacılardan Jianguang Ji şunları söylüyor:

Bu kanserler için sütün risk faktörü olduğunu söylemek doğru olmaz. Az süt tükettikleri için daha az kalori almaları veya inek sütü içemeyenlerin bitki bazlı süt içmeleri ve bunun da kanserden koruyucu etkilerinin olması da mümkündür.

Bu sonuçlar dikkatli değerlendirilmelidir çünkü bulduğumuz birliktelik bir sebep-sonuç ilişkisini göstermiyor.

Bu ilişkinin başka araştırmalarla doğrulanması lâzım“.

Daha önce gene Lund Üniversitesi uzmanlarınca yapılan bir çalışmada sütün kolon kanserine karşı koruyucu olduğu ve laktoferrisin 4-14 isimli süt proteinin kolon kanseri hücrelerinin büyüme oranını azalttığı ve DNA tamirini artırdığı belirlenmişti.

Süt kanser riskini artırır mı, neden?

Sadece bu araştırmaya dayanarak sütün kanserojen olduğunu veya kanser riskini artırdığını söylemek doğru olmaz zira u bir sebep-sonuç ilişkisini ortaya koyan bir araştırma değil.

Bu tür gözleme dayalı araştırmalarda sadece bir “birlikteliğin” (association) varlığı ortaya konabilir.

Şu etkenleri hesaba katmak gerekir:

BİR: Laktoza duyarlı oldukları için süt içemeyen veya ancak çok az miktarda içebilenler, süt yerine sütün mayalanmasıyla üretilen yoğurt, ayran, kefir, peynir gibi gıdaları daha fazla tüketiyor olabilirler.

Buna göre ise kanserden korunmanın yolu süt içmemek değil, sütün fermente olmasıyla elde edilen gıdaları yemek içmek olabilir.

İKİ: Duyarlı oldukları için süt içemeyenler bu açıklarını daha sağlıklı beslenerek (daha fazla taze sebze, meyve, salata, balık vb) kapattıkları için de kansere daha az yakalanıyor olabilirler.

ÜÇ: Laktaz eksikliğine sebep olan genetik farklılıklar bazı kanserlerin oluşumunu engelliyor olabilirler.

Süt kanserojen olabilir mi, olabilir!

Sütle ilgili bazı etkenler sütün kanser yapıcı etkisini artırıyor olabilir ve bundan dolayı da süt içenlerde kanser daha fazla görülüyor olabilir.

Burada hem sütte bulunan bazı maddeler hem de sütün işleniş ve muhafaza şekilleri rol oynayabilir.

Sütün uzun süre muhafaza edilmesi için yapılan UHT işlemi yani sütün “Uygunsuz Hararetle Talan edilmesi” sütteki faydalı mikropları, onlara ait ürünleri ve sütün diğer biyolojik özelliklerini bozar.

Bu yüzden de “pis sokak sütünde bulunan faydalı mikroplar” ve diğer besin ögelerinden mahrum olan UHT içicilerinin kanser riski artıyor olabilir.

Sütün kutusuyla yani ambalajıyla alâkalı problemler de olabilir; bu konu yeterince araştırılmış değildir.

Bir başka önemli husus ise endüstrinin daha fazla süt elde etmek için ineklere büyüme hormonu (rbGH) zerk etmesidir.

Büyüme hormonu zerk edilen ineklerin sütlerinde kısa adı IGF-1 olan “ensülin benzeri büyüme hormonu” bulunur.

Normalde kas ve kemiklerin gelişmesi, boyun uzaması için gerekli olan IGF-1’ in kan seviyeleri yüksekliği ile birçok kanser arasında ilişki vardır.

Ayrıca rbGH verilen ineklerde daha fazla mastit yani meme iltihabı ortaya çıkması ve bunun tedavisi için de antibiyotik kullanılması sonucu bu hayvanların sütünde fazla miktarda antibiyotik de bulunabilir.

Bu da kanser riskini artıran bir faktör olabilir.

Gelelim neticeye

Bu araştırma, ilköğretim okullarında dağıtılacak süt ihalesinin yapıldığı şu günlerde çok isabetli oldu.

Kısa bir zaman önce gene İsveç’ de yapılan başka bir araştırmada günde 3 bardaktan fazla süt içen kadın ve erkeklerde kemik kırıklarının daha fazla görüldüğü ve ölüm oranlarının daha yüksek olduğu belirlenmişti.

Aslında bu araştırmalara da gerek yok çünkü “akıl var, mantık var, bilimin ve tıbbın temel kuralları var”:

Süt içmek yerine sütün mayalanmasıyla elde edilen “fermente süt ürünleri sağlıklı yaşamak için daha uygun ve daha faydalıdır”.

Daha ne diyeyim ben?

Kaynaklar:

http://www.medicalnewstoday.com/articles/285116.php

http://www.nature.com/bjc/journal/vaop/ncurrent/full/bjc2014544a.html

http://scienceblogs.com/aetiology/2012/06/19/growth-hormones-in-milk-mythfact/

http://ahmetrasimkucukusta.com/2014/10/29/yazilar/tip-yazilari/beslenme/gunde-3-bardak-sut-kemik-kirigi-ve-olum-riskini-artiriyor/

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. aysun bayık dedi ki:

    hocam oglum 16 aylık günde yarın lt süt içiyor vaz geçiremiyorum ne yapacagım?gece içiyor daha çok.herşey tü kaka oldu ne yedirip içiricez zorla ruh hastası edicekler insanı..off of..

  2. murat dedi ki:

    Tam 15 yıldır bunu iddia ediyorum… Bütün onkologlar bunu bilir.Eski şeyleri temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze getirmeniz bilim adamlığı mı oluyor?

Siz de yorumunuzu paylaşın: