TARAFLI ARAŞTIRMALARLA DOKTORLARIN BEYNİ YIKANIYOR
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Endüstriden çeşitli adlar altında kazanç sağlayan uzmanların grip ilaçlarının pozitif yönlerini görme ve bunları tavsiye etme ihtimallerinin, üreticilerle menfaat ilişkisi içinde olmayanlara göre çok fazla olduğu bildirildi (1).
Araştırmada ele alınan grip ilaçları Roche, GlaxoSmithKline ve Gilead firmaları tarafından üretilen Tamiflu, Relenza, Inavir, Peramivir idi.
Dünya Sağlık Örgütü, bu ilaçları “temel ilaçlar” olarak kabul ediyor ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi CDC de bir salgın sırasında bunların kullanılmasını tavsiye ediyor.
Amerikan hükümeti bu sene bir grip salgınında kullanılmak üzere sadece Tamiflu için 1.3 milyon dolar harcadı (2).
Menfaat münasebeti varsa sonuçlar müspet çıkıyor
Annals of Internal Medicine isimli tıp dergisinde yayınlanan araştırmada, 2005-2014 arasında yayımlanan, 13’ ü ilaçları önleyici ve 24’ ü tedavi edici olarak değerlendiren toplam 37 makale incelendi.
Aynı sene yayımlanan değerlendirmelerden bazıları grip ilaçlarını mükemmel olarak değerlendirilirken bazıları ise ilaçların işe yaramadığını ortaya koyuyordu.
İlaç şirketleriyle menfaat münasebeti bulunan uzmanlar tarafından gerçekleştirilen 8 sistemik değerlendirmeden 7’ sinin (%88) ilacın grip tedavisinde faydalı olduğu sonucuna vardığı görüldü.
Buna karşılık, endüstriyle herhangi bir menfaat bağı olmayan uzmanların yaptığı 29 değerlendirmeden sadece 5’ inin (%17) ilaçları etkili gösterdikleri belirlendi.
Değerlendirme makaleleri önyargısız ve güvenilir olmalıdır
Günlük işlerden literatürü yakından takip etmeleri mümkün olmayan klinisyenler için ilaç seçiminde bu tür değerlendirme makalelerinin büyük ehemmiyeti var.
Bu sebeple de bu tür yayınların yorumlarının önyargısız uzmanlarca yapılması ve gerçekten güvenilir olmaları gerekiyor ama bu araştırmanın da net olarak ortaya koyduğu gibi endüstriden nemalanmak maalesef araştırmacıların ahlâkını etkiliyor.
USA’ da doktor-endüstri ilişkilerini herkes görebiliyor
USA’ da doktorların ilaç endüstrisi ile olan menfaat ilişkilerini isteyen herkes “Open Payment” isimli web sitesinden görebiliyor.
Bu siteden doktorların şirketlerden kanunlar çerçevesinde danışmanlık, konferans, konsültasyon, araştırma gibi çeşitli hizmetler karşılığı aldıkları nakit paralar, hediyeler, kongre davetleri, yemek-seyahat-eğlence için harcanan tüm paraların kayıtlarına ulaşılabiliyor.
Hastalar gittikleri doktorların endüstriyle ilişkilerinin boyutlarına bakarak tedavi seçiminde ne ölçüde tarafsız oldukları hakkında bir fikre sahip olabiliyorlar.
Böyle bir uygulamanın bizde de en kısa zamanda uygulamaya konması çok yerinde olacaktır.
Doktorlar ve endüstri arasındaki ilişkiler hakkında detaylı bilgi edinmek isteyenler için pek çok yazım var (3).
Endüstri doktorların beynini yıkıyor
Richard Horton baş editörü olduğu Lancet’ de, “yayınlanan araştırmaların büyük bir kısmının tamamen hileli ve yanlış olmasa bile en iyimser yaklaşımla güvenilmez olduğunu” yazıyor (4):
“Bilimsel literatürün çoğu, muhtemelen yarısı, basitçe “doğru değildir”.
Tesiri şüpheli modaya uygun eğilimlerin izlenmesi takıntısıyla beraber örnek hacmi küçük, minicik etkiler, geçersiz analizler, çirkin çıkar ilişkileriyle kaygı veren bilim “karanlığa” doğru gidiyor.”
Bir başka önemli tıp dergisi New England Journal’ in editörlerinden Dr. Marcia Angell de Horton’ dan geri kalmıyor (5):
“Artık yayınlanan klinik araştırmaların çoğuna ve güvenilir hekimlerin veya otoriter tıbbi kılavuzların hükümlerine inanmak mümkün değil.
Hiç de hoşlanmadığım bu karara New England Journal’ de 20 seneden fazla editör olarak çalıştığım sürede yavaş yavaş ve istemeyerek vardım”.
Gelelim neticeye
BİR: Araştırmacıları endüstriden nemalanan uzmanların ilaçları etkili ve emniyetli bulmaları sadece grip ilaçları ile sınırlı değil.
Daha birkaç gün önce, ergenlerde depresyon tedavisinde senelerdir kullanılan “Paxil” in etkin ve emniyetli olduğunu gösteren araştırmanın orijinal ham verilerin yeniden değerlendirilmesiyle ilacın hem etkisiz olduğu hem de intihar riskini artırdığının belirlendiğini yazmıştım (7).
Endüstri destekli tüm araştırmalara “şüpheyle” yaklaşılması şarttır.
İKİ: Hükümetlerin ilaç şirketleriyle menfaat münasebeti olmayan “bağımsız araştırma ve araştırmacılara” destek olmaları gerekir ve bu aslında kendi menfaatleri icabıdır.
Mesela, virüs mutasyona uğrasa da etkisini kaybetmeyecek ve ömür boyu korunma sağlayacak grip aşısı üretmek mümkündür ama böyle bir aşı her sene yüz milyonlarca insanı aşılayan üreticilerin işine gelmediği için bu alandaki çalışmalar savsaklanmaktadır (8).
ÜÇ: Modern tıbbın ilaç endüstrisinin tahakkümü altında olduğuna, doktorların beyinlerinin önyargı ile düzenlenen ve yorumlanan araştırmalarla yıkandığına bunlardan güzel örnekler olabilir mi?
Kaynaklar
1. http://annals.org/article.aspx?articleid=1911121
3. http://ahmetrasimkucukusta.com/kategoriler/yazilar/tip-yazilari/ilac-endustrisi/
4. http://www.thelancet.com/pdfs/journals/lancet/PIIS0140-6736(15)60696-1.pdf
5. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2964337/
Araştırmanın İngilizce medyada haberleşmesine örnekler:
http://www.usnews.com/news/articles/2014/10/06/industry-ties-influence-flu-medication-findings
http://medimoon.com/2014/10/ties-to-industry-money-influenced-reviewers-findings-on-flu-treatment/
***
EK 1 (19.7.2023): Tıp, güvenilir olmayan klinik deneylerle boğuşuyor. Kaç çalışma sahte veya kusurlu? Araştırmalar, bazı alanlarda klinik araştırmaların en az dörtte birinin sorunlu, hatta tamamen uydurma olabileceği yönünde bazı araştırmacıları uyarıyor. Daha güçlü inceleme talep ediyorlar.
Kaynak: https://www.nature.com/articles/d41586-023-02299-w
Makale: Medicine is plagued by untrustworthy clinical trials. How many studies are faked or flawed?
***
EK 2 (27.7.2024): İsrail’e bilimsel tokat… Herkes aynı çizgiye geldi… Linç ediliyordu, şimdi hak veriliyor
İngiltere merkezli hakemli bilim dergisi Lancet’te Temmuz ayında yayımlanan bir makale, İsrail’in Gazze’ye yönelik uygulamalarını ‘soykırım’ demeden soykırım olarak nitelendirdi. Dergi daha önce bu ifadeyi kullandığı için linç edilmişti
Yıl: 1998
Dr. Andrew Wakefield, kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşılarının çocuklarda otizmle uyumlu davranış semptomları geliştirdiği sonucuna vardığını, İngiltere merkezli hakemli tıp dergisi Lancet’te yayımladı. Makaleyi yayımlayan editör (aynı zamanda Genel Yayın Yönetmeni) Dr. Richard Horton, gelen büyük tepkiler üzerine “Tıp alanındaki ilerleme, yeni fikirlerin özgür iradesine dayanır” açıklaması yayınlamak zorunda kaldı. Dr. Wakefield ise “sahtekar” ve “sorumsuz” olarak nitelendirildi, kınandı, sektörde adeta linç edildi. Dev ilaç sektörünün baskıları karşısında çaresiz kalan Lancet dergisi makaleyi geri çekti.
Aşıların sağlık üzerindeki olumsuz etkileri hala küresel çapta en çok tartışılan konulardan biri olmayı sürdürüyor…
Yıl: 2009
Lancet dergisi, 2009 yılında işgal altındaki Filistin topraklarındaki sağlık hakkında beş raporluk bir seri yayımladı; bu raporlarda 568 referansa yer verildi, 37 uluslararası araştırmacı katkıda bulundu.
Derginin Filistin topraklarındaki sağlık durumunu incelemesi artık yıllık bir raporlamaya dönüşmüştü.
Yıl: 2015
Dünya Tıp Editörleri Birliği’nin ilk başkanı olarak da bilinen Dr. Richard Horton, bilim dergilerinde çarpıtılarak servis edilen makaleleri referans alarak “Yayınlar, ilaç firmalarının kirli çamaşırlarını yıkadıkları makalelerle dolu” ifadelerini kullandığı bir açıklama yayımladı. Dergi patronları bu açıklamanın ardından Horton’u işten kovmadı, ancak aldığı tepkiler yenir yutulur cinsten değildi.
Aynı yıl Dr Horton, İsrail’in Gazze’deki uygulamalarının sağlık üzerinde yarattığı olumsuz etkileri yazıp ülkenin tutumunu eleştirdiği bir mektup yayımlayınca ortalık ayağa kalktı. Glasgow Üniversitesi’nden Graham Watt liderliğinde 546 tıp insanı Horton’u “Yahudilere karşı nefret propagandası” yapmakla suçladı ve Lancet’i kınayan bir bildiriye imza attı.
Yine Dr. Horton, ABD’nin Irak işgaline karşı kaleme aldığı savaş karşıtı makalesinde 655 bin sivilin öldüğünü belirtti. Buna karşılık Irak Sağlık Bakanlığı düzenlediği basın toplantısında can kaybının 100 bin ile 150 bin kadar olduğunu iddia etti…
Yıl: 2024
Lancet dergisi 5 Temmuz 2024 tarihinde Rasha Katib, Martin McGhee ve Salim Yusuf imzalı ve “Gazze’de can kaybını saymak zor ama gerekli” başlıklı bir makale yayımladı. Yazıda İsrail’in saldırıları sonrası Gazze’deki ölü sayısı, Gazze Sağlık Bakanlığı bilgilerinden gelen verilerle karşılaştırılıyordu. Mevcut kayıtlara göre 19 Haziran 2024 itibarı ile Gazze’deki can kaybı 37 bin 396 olarak açıklanmıştı. Bu sayı Birleşmiş Milletler (BM) ve İsrail istihbaratı tarafından da geçerli kabul ediliyor. Ancak Lancet, bu noktada itiraz ediyor ve bu sayının “dolaysız ölüm” olduğunu belirtiyor. Dolaysız ölüm terimi ile çatışmanın yoğunluğuna, sağlık altyapısındaki yıkıma; besin, su, barınma olanaklarındaki gerilemeye; nüfusun barınmadan¸ UNRWA gibi yardım kurumlarından yoksunluğuna bağlı olarak gerçekleşen ölümler kastedilmekte… Aynı makalede “Yakın geçmişte benzer çatışmaların yol açtığı [toplam] ölümler çatışmalarda meydana gelen dolaysız ölümlerin 3 ila 15 misli olarak hesaplanmıştır” ifadesi yer alıyor.
Yazıda Gazze’deki savaşta toplam dolaysız ölüm katsayısı olarak 5’in kabul edildiği anlaşılıyor. Bu katsayı odak alındığında mevcut çatışmalarla bağlantılı doğrudan ölüm sayısı 186 bin 980 olarak hesap ediliyor. Bu rakama dolaylı kayıpların da eklendiği düşünüldüğünde Gazze’deki toplam nüfusun yüzde 7,9’una tekabül eden ağır bir bilanço ortaya çıkıyor…
Yani, soykırım…
Lancet’te yayımlanan makalede ‘soykırım’ ifadesi yer almıyor, ancak veriler dikkatle analiz edildiğinde bu sonuca ulaşılıyor. Her ne kadar ‘soykırım’ ifadesi kullanılmasa da Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’e yaptığı Ocak 2024 tarihli ‘soykırım’ uyarısına hatırlatmada bulunuluyor.
Yakın geçmişte İsrail’in uygulamaları hakkında soykırım ifadesi kullanan dergi ve Genel Yayın Yönetmeni hakkında başlatılan eleştiri tufanının bu makalenin ardından nasıl tezahür edeceği ise merak konusu oldu…
Gözde S. Kadıoğlu
***
Yazılarınızı Yenişafak’taki köşenizde de sürekli izlerdim.
Çok yararlı bulduğum bir yazı…Grip aşısına da ülkemizin ve insanımızın büyük paralar harcadığını da düşününce hele…
Teşekkürler hocam Bayramınız mübarek olsun..
Saygıdeğer hocam…Makalenizin”İlaç şirketleriyle menfaat münasebeti bulunan uzmanlar tarafından gerçekleştirilen 8 sistemik değerlendirmeden 7’ sinin (%88) ilacın grip tedavisinde faydalı olduğu sonucuna vardığı görüldü.
Buna karşılık, endüstriyle herhangi bir menfaat bağı olmayan uzmanların yaptığı 29 değerlendirmeden sadece 5’ inin (%17) ilaçları etkili gösterdikleri belirlendi.”paragrafında sadece 5 inin %17 kısmında sanki yazım hatası olmuş…dikkatinize…Ben yanlış anladıysam da hocam açıklama gönderebilir misiniz…Teşekkür ederim…
Ben bir yanlış göremedim.