İstanbul’un nüfusunun sürekli arttığını dile getiren Demircan, “Bütün alanlarda olduğu gibi sağlık alanında da İstanbul’un sorunları bu büyümeye uygun dinamizmle gelişiyor, artıyor ve çözümü de sürekli dinamik bir şekilde duruma hakim olmayı gerektiriyor. İstanbul’un sağlıkla ilgili ihtiyaçlarını bu çalışmada gözden geçireceğiz. Hastanelerimizin sayıları yeterli mi? Yatak sayılarımız yeterli mi? Nerelerde ihtiyaçlar var? Belediye başkanlarımızla onları paylaşacağız.” diye konuştu.
Demircan, koruyucu hekimliğin de önemini vurgulayarak, birinci basamak sağlık hizmetleri konusunda yerel yönetimlerle iş birliği yapacaklarını söyledi.
Yerel yöneticilerin birinci basamak sağlık hizmetlerinin verilmesi için gerekli altyapının oluşturulmasında Sağlık Bakanlığı ile hareket etmesinin büyük kolaylık olacağını ifade eden Demircan, şöyle konuştu:
Demircan, özellikle tedavi edici sağlık hizmetleri verirken acillerdeki yığılma, poliklinikler ve yoğun bakım yatağı ihtiyacı gibi sorunlarla karşılaştıklarını belirterek, “Yoğun bakım yatağı ihtiyacı aslında Türkiye’nin ihtiyaç duyacağını hesapladığımız yatak kapasitesine ulaşılmış durumdayız ama ‘yoğun bakım yataklarımızı biraz verimli kullanmıyoruz’ noktasında konu bizim önümüze geliyor. O da ihtiyaçtan fazla eğer bir yoğun bakım yatağında hasta tutulursa ihtiyacı olan hasta için orası dolu görünüyor. Burada hastaların fazla zaman kullanmadan, uygun zamanda yoğun bakım yataklarını boşaltmaları, yani normal odaya alınmaları sağlanır. Biz ihtiyaçları tekrar gözden geçiriyoruz. İhtiyaç olan yerlerde yoğun bakım yatak sayısını da arttıracağız.” ifadelerini kullandı.
“16.00-23.00 saatlerinde poliklinik hizmeti”
Polikliniklerin mekan açısından sıkıntılı olan yerler olduğunu ifade eden Demircan, yeterli sayıda uzman sıkıntısı çekilen yerlerin de olabildiğini söyledi.
Genel olarak poliklinik taleplerini karşılayabilecek durumda olduklarını vurgulayan Demircan, doktor açığının yakın bir gelecekte azalacağını söyledi.
Öngörü olarak 2024 yılından sonra fakültelerdeki (tıp fakültesi) öğrenci kontenjanını düşürmek durumda kalacaklarını ifade eden Demircan, “Çünkü yeterli sayıda öğrencimiz var. Yıllık 11 bin civarında mezun veriyoruz. Bu 2020’lere gelindiğinde, birkaç sene sonra pratisyen açığımızı kapatacak, gelen mezun sayısı ve fakültelerdeki öğrenci sayısı. Uzman sayımız da 2030’lara kalmadan inşallah karşılanmış olacak.” diye konuştu.
Demircan, acillerde hasta yoğunluğu olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
“Acillerdeki yığılmanın birkaç nedeni var. Nedenlerden biri elbetteki vatandaşımız kendisini acil hissediyorsa, acildir, gelecek acilde biz onu karşılamakla yükümlüyüz. Ama tabii biz acile gelen hastalarımızı alan ayrımına tabi tutuyoruz, triaj dediğimiz girişte. Mutlaka derhal müdahalesi gereken hasta kırmızı alana alınıyor, daha kaydı bile yapılmadan kimliğini belirlemek için hemen koluna bilezik takılarak müdahalesi yapılır.
İkincisi sarı alan dediğimiz hızlı bir şekilde müdahale edilmesi lazım gelen hastamızdır. Üçüncüsü, yeşil alan hastası ki bu hastamız aslında polikliniklerde sorunları çözülebilecek hastalarımızdır. Sayı olarak da bunlar acile gelenlerin büyük çoğunluğunu teşkil ederler. Bu birikmeyi acilde, ‘şimdi git, yarın gel’ dememek için hastamıza, ‘sen acil değilsin, bugün şu saatte gel’ demek yerine, gelmiş, hastamız acil olmasa da ‘kendini acil hissediyorsa acildir’ deyip, bu hastamızı hızla muayene etmemiz lazım, gerekli tetkikleri yapıp, reçetesini vermemiz lazım.
Günlük poliklinik kapasitemizin bir kısmını ve poliklinik kapasitemizin üstündeki sayıları, uzmanlarımızı, mesai saatini kaydırarak, 16.00-23.00 çalıştırmak üzere, acilde de genelde pik saati 20.00’den sonra 23.00’e kadar o arada daha çok yoğunluklar oluyor, bu yığılmayı eritmek şeklinde bir planlama yaptık. Akşam da acilde vatandaşlarımıza bakılacak, ertelenmeyecek ve acildeki bu yığılmayı çözeceğiz.
Sarı ve kırmızı alanda gözleme alınan hastayı, uzun süre acilde bekletmeyeceğiz. Belli bir süreyle sınırlayıp derhal servise çıkaracağız. Hastamız serviste takip edilecek ki acilde yığılma olmasın. Acilde yığılma olmasının bir diğer nedeni de özel hastaneler acile pek fazla yer ve zaman ayırmıyorlar. Özel hastanelerimizin de acile yer ve zaman ayırmasını temin edecek tedbirler alıyoruz. Dolayısıyla acil sorununu kısa zamanda gündemimizden kaldıracağız.”
Demircan, 16.00-23.00 saatlerinde polikliniklerin hizmet vermesi uygulamasının başladığını ifade ederek, yoğunluğa göre kategorize edildiğini ve Türkiye genelinde 63, İstanbul’da 20 hastanede uygulandığını söyledi.
Bir gazetecinin, “Acile gelen bir hastanın yanında 3-4 yakını oluyor. Bunun için bir önlem düşünüyor musunuz” sorusunu Demircan, “Biz millet olarak hastamızın yanında olmak istiyoruz. Bu bizim kültürel bir değerimiz. Ama vatandaşlarımızdan istirhamımız olur ki yeterli sayıda bir veya 2 kişi hastamızın yanında olduğunda zaten acile girişte karşılayacak, kendilerine her türlü imkan sunulacak, sedye, tekerlekli sandalye gibi. Vatandaşımız acilin yanlarında oluşturacağımız, pek çoğunda da var, acili yoğunlaştırmadan beklerlerse bu sağlıklı bir davranış olur. Ayrıca bir hizmeti daha çalışıyoruz, imkanı olan yerlerde o hizmeti sunmaya başladık. Vale bulunduracağız. Hastalarımız geldiğinde arabasını parkla uğraşmayacak.” şeklinde yanıtladı.
Kaynak: http://aa.com.tr/tr/saglik/acillerde-2300e-kadar-poliklinik-hizmeti/1053882
Bu son önerinizin gerçekten üzerinde düşünülmesi gerekir. SGK’ ya hiçbir masraf çıkarmayanlarla sürekli çıkaranların bir olmaması lazım.
Çok haklısın Ahmet Bey, trafiği rahatlatmak için yolları genişletmek işe yaramaz, toplu taşıma geliştirilmelidir. Bu da aynen böyledir.
Hoca belliki hasarsızlık indiriminden esinlenmiş.
Hocam Ahmet bey hastaneye gitmek sosyal bir etkinlik oldu sanki. Kadınlar polikliniklerde buluşuyor, yakında karşılıklı ikramlar da başlarsa şaşırmam.
inşallah sağlık bakanı olursunda bizde rahatlarız sende.