BİZİ HASTA EDEN TRANS YAĞLAR DEĞİL, İŞLENMİŞ GIDALARDIR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Bugüne kadar “trans yağların” adını bile ağzına almayan bilim dünyasının birden “transa geçmesini“, gaddar bir trans yağ düşmanı kesilmesini tebessümle takip ediyorum.

Günaydın beyler!

Trans yağların insan sağlığı için zararlı olduğu geçen sene ortaya çıkmadı, bu acı hakikat en azından 50-60 seneden beri biliniyordu.

Bugün dedem de trans yağlar zararlı der, marifet değil.

Trans yağ deposu hazır gıdalar yıkanıp yağlanıp parlatılırken nerelerdeydiniz acaba?

Trans yağ düşmanlığı artık dostlar alış-verişte görsün kapsamındadır, beyhude bir iştir.

Gerçekten mevzubahis olan halk sağlığı ise ve gerisi teferruat ise karşı çıkılması gereken trans yağlar değildir, tüm işlenmiş gıdalardır.

Sinekleri tek tek öldürerek bir yere varılamaması gibi tek tek besin ögelerine karşı çıkarak bu iş olmaz.

İşlenmiş un, mısır şurubu, rafine şeker, glutamat, propiyonat… say say bitmez.

Yapılması gereken şey aslında çok basittir, bataklık kurutulmalıdır.

Bizi hasta eden trans yağlar değil, işlenmiş gıdalardır.

Gücünüz yetiyorsa tüm işlenmiş hazır gıdalara karşı çıkın!

Kaynak: http://ahmetrasimkucukusta.com/2017/06/03/yazilar/tip-yazilari/kolesterol/trans-yaglara-karsi-kahramanca-savasan-fred-kummerow-oldu/

market shelves with foods ile ilgili görsel sonucu

***

Medimagazin’ in haberi.

Prof. Dr. Serkan Topaloğlu başkanlığında önceki gün toplanan Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu trans yağ kullanımının sağlık üzerine olumsuz etkileri ve bu konuda alınması gereken önlemleri gündemine aldı.

Toplantıda trans yağ konusu akademisyenler, Tarım ve Orman Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofisi, Türk Kardiyoloji Derneği (TKD), TÜSEB Türkiye Sağlık Politikaları Enstitüsü (TÜSPE), Ankara Şehir Hastanesi Kardiyoloji Kliniği, Sağlığa Evet Derneği ve Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) temsilcilerinin yaptıkları değerlendirmeler ile geniş bir perspektiften ele alındı.

TEHLİKENİN BOYUTU ENDİŞE VERİCİ: YILDA 500 BİNDEN FAZLA ÖLÜME NEDEN OLUYOR

Toplantıda ilk olarak trans yağ konusunda kamuoyunda yaşanan bilgi kirliliğine değinildi. Trans yağ, sanılanın aksine zeytinyağı, tereyağı, ayçiçek yağı gibi bir yağ türü değil. Trans yağlar, gıda endüstrisinde kullanılan yağların daha ucuz ve kolay kullanımı için çeşitli işlemlere tabi tutulması sırasında ortaya çıkabiliyor. Ayrıca, evlerde ve restoranlarda kızartma yağlarının birden fazla kullanımı ve yanlış pişirme yöntemleri de bitkisel yağları trans yağa dönüştürüyor.

Bazı pastane ürünleri, bisküvi, gofret, kek gibi atıştırmalık ürünlerde, hazır soslarda, fast food ürünlerinde, kavrulmuş kuru yemişlerde üretim sırasında oluşan endüstriyel/yapay trans yağlar pek çok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor.

Uzmanlar trans yağ tüketiminin dünyada her yıl 500 binden fazla kardiyovasküler hastalık kaynaklı ölüme sebep olduğunu, ayrıca diyabet, obezite, kanser gibi diğer önemli hastalıkların riskini artırdığına dair veriler olduğunu belirttiler.

Gıda endüstrisinin üretim sürecinde yapacakları değişikliklerle, evlerde veya toplu yemek üretimi yapılan işletmelerde sağlıklı pişirme yöntemlerinin tercih edilmesiyle, trans yağların zararlı etkilerinden korunmak mümkün.

GIDA ve BESLENMENİN SİGARASI: SİGARADAN SONRA SIRA ARTIK TRANS YAĞLARDA

Trans yağlar, kardiyovasküler hastalık riskini artırmasından dolayı sigaraya benzetilmekte olup, toplantıda “GIDA ve BESLENMENİN SİGARASI” olarak nitelendirilmiştir.

Toplantıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halk sağlığını ilgilendiren konularda gösterdiği hassasiyet de vurgulandı. Cumhurbaşkanının kararlı tutumu sayesinde tütün ürünleriyle mücadele ve nişasta bazlı şeker konusunda yürütülen başarılı politikaların trans yağın kısıtlanması konusunda da dünyaya örnek olacak şekilde sürdürüleceği ifade edildi.

DSÖ’nün trans yağ eliminasyonu konusunda çizdiği yol haritası niteliğindeki “REPLACE-YERİNE KOY” Raporu da 2023 itibariyle tüm dünyada trans yağların eliminasyonunun kalp ve damar hastalıklarının önlenmesinde etkinliği yüksek, maliyeti düşük ve kolay uygulanabilir bir müdahale olduğunu belirtiyor.

Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulunun önerisiyle başlatılan ve Dünya Sağlık Örgütü ile TÜSEB Türkiye Sağlık Politikaları Enstitüsü tarafından yürütülen EVIPNet projesi kapsamında, DSÖ’nün “Trans Yağsız 2023” hedefi doğrultusunda hazırlanmakta olan Türkiye’de trans yağların eliminasyonuna yönelik politika belgesinin Mart 2020’de açıklanması bekleniyor. Rapor, DSÖ ülkeleri arasında trans yağ konusunda hazırlanmış kanıta dayalı ilk politika belgesi olma özelliği taşıyor.

TÜRKİYE BU KONUDA HAREKETE GEÇMİŞ DURUMDA

Dünyada bu konuda ilk harekete geçen ve 2003 yılında paketli gıdalarda trans yağ miktarını yasal düzenlemelerle %2 ile sınırlayan ülke olan Danimarka ile birlikte Kanada, Şili, Avusturya, Macaristan, Norveç, İzlanda ve ABD’nin bazı eyaletleri de en iyi uygulama örnekleri olarak gösteriliyor.

Türkiye ise herhangi bir yasal düzenleme bulunmamasına rağmen, Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneğinin 2007 yılında gönüllü olarak ürünlerinde trans yağ miktarını %2’nin altına indirmesi ile DSÖ raporunda dikkat çeken ülkeler arasında yer alıyor.

TRANS YAĞ İÇERİĞİ YÜZDE 2’Yİ GEÇEMEYECEK

Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanan ve son aşamaya gelinen yeni Türk Gıda Kodeksinin yayınlanmasıyla ülkemizde de gıdalarda trans yağ içeriği DSÖ’nün de önerdiği gibi %2’yi geçemeyecek.  Böylece şimdiye kadar sektörün önemli kısmının gönüllü olarak yaptığı düzenleme, yasal olarak da zorunlu hale gelmiş olacak.

MEDYAYA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

Toplantının sonunda Prof. Dr. Serkan Topaloğlu, toplum sağlığının her şeyden önemli olduğunu belirterek, “Vatandaşlarımızın sağlıklı ve güvenilir gıdaya ulaşması, toplum sağlığının korunması Kurulumuzun öncelikli konuları arasında yer alıyor. Ben hem bir kardiyoloji uzmanı olarak hem de Kurulumuz adına, trans yağların kısıtlanması ile ilgili mevzuat çalışmalarının bir an önce tamamlanması için konunun takipçisi olacağım. Bu konuda gıda endüstrimizin pek çok gelişmiş ülkeden erken davranarak gönüllü olarak kısıtlamaya gitmesini ülkemiz için çok büyük bir fırsat.” dedi.

Paketli gıdalarda “Trans Yağ İçermez” ibaresi bulunan ürünlerin tercih edilmesini öneren Dr. Topaloğlu, bu konuda medyaya da büyük sorumluluk düştüğünü söyledi. Televizyonlardaki sağlık programları ve özellikle gündüz kuşağı kadın programlarında da trans yağ konusunda halkımızın bilinçlendirilmesinin, politikaların hedefe ulaşmasındaki önemine dikkat çekti.

Kaynak: https://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-cumhurbaskanligi-gundemine-aldi-sigaradan-sonra-simdi-buyuk-mucadele-trans-yagda-basliyor-11-681-84908.html

Yazı için 4 yorum yapılmış:

  1. Ali İhsan dedi ki:

    Hazır gıdalara karşı çıkanın tiz zemanda kellesini alırlar.

  2. YORUM:

    İngilizce’de güzel bir deyiş vardır: ‘GOOD MORNING AFTER SUPPER’ diye.
    Senelerden beri söylemekten dilimizde tüy bitti….Doğal tereyağı, soguk sıkım zeytin yağı ve doğal beslenmiş hayvanların yağları zararlı değildir diye!
    Asıl işenmiş gıdaları yasaklamak şarttır (transyağlarla doludur, asıl margarinler yasaklanmalıdır, Kalp dostu denilen margarinler yasaklanmalıdır.
    Kolalar yasaklanmalıdır, mısır şurubu şekeri yasaklanmalıdır, GDO’lu tüm un ve kuru baklagiller yasaklanmalıdır, pestisidler, yasaklanmalıdır.
    DSÖ pestisidlerin, yani BÖCEK İLAÇLARNIN yani BÖCEKLERİ, KUŞLARI, KARINCALARI, YILANLARI; BALIKLAR öldüren zehirler yasaklanmalıdır.

    TAVUK DÖNERLER transyağlarla doludur, bir çok kimyasal ve kimyasal boyalarla birlikte.
    BU GÖRÜŞLERİ DİLE GETİRİYORUM DİYE TAM 52 ADET SORUŞTURMA GEÇİRMEKTEYİM BEYLER!

  3. Karatay' cılar dedi ki:

    İsterlerse 5 bin 52 soruşturma açsınlar. Sizin bu şekilde korkacağınızı ve susacağınızı sanmanın gafleti içindeler. Demek ki sizi hiiiiiç tanımamışlar. beyler, soruşturma açacaklarına söyledikleriniz üzerinde düşünseler ve bunları uygulasalar daha iyi ederler. Halk sizi ve ne demek istediğinizi anlıyor. HALK SİZİN ARKANIZDADIR.

  4. Yener dedi ki:

    Kimse halkın sağlığı adına konuşan Canan hocanın kılına bile dokunamaz. Bu soruşturmalar boş iştir.

Siz de yorumunuzu paylaşın: