KOVİD VİRÜSÜ HAVA YOLUYLA 4 METRE UZAĞA GİDEBİLİYOR
Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO), kovid virüsünün sadece damlacıklar ve temas yoluyla bulaştığında ısrar ediyor.
Öksürük ve hapşırık sırasında oluşan damlacıkların 1 metre içinde etkili olabileceklerini kabul ediyor (1).
Oysa tüm dünyayı çok kısa bir sürede saran bir virüsün özellikle de öksürük-aksırık şikâyeti olmayan asemptomatik kişiler tarafından yayıldığı hesaba katıldığında hava yoluyla (airborn) bulaşmanın da etkili olması gerektiği ortaya çıkıyor.
Bunu günlerdir yazıyorum (2, 3, 4, 5, 6).
Emerging Infectious Diseases’ de yayınlanan yeni bir araştırma da benim görüşümü destekliyor (7).
Araştırma, Wuhan’ da Huoshenshan Hastanesi’ nde yoğun bakım ve hasta koğuşlarında yüzey ve havadan alınan örnekler üzerinde yapıldı.
BİR: Kovid virüsü hem yoğun bakım hem hasta odalarında yaygın şekilde bulundu.
Bu, hastane personeli ve yakın temaslılar için bulaşma riskinin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.
İKİ: Çevresel bulaşma hasta koğuşlarında göre yoğun bakım bölümünde çok daha fazla idi. Virüs, yaygın olarak zeminde, bilgisayar farelerinde, çöp kutularında, yatak küpeştelerinde ve yoğun bakım ekibinin yarısının tabanlarında da bulundu.
Bu, yoğun bakım personelinin korunmaya çok daha fazla önem vermeleri ve bulaşmada ayakkabı tabanlarının da dikkate alınması gerektiğine işaret ediyor.
ÜÇ: Kovid virüsünün koğuşlardaki aerosol dağılım karakteristikleri dikkate alındığında virüsün 4 metre uzağa kadar gidebildiği anlaşılıyor. Testlerde virüse ait nükleik asit bulunması elbette bunların canlı virüsler olduğunu göstermiyor. Minimal bulaşıcı dozun ne kadar olduğu bilinmediğine göre aerosol iletim mesafesi de kesin olarak belirlenemez.
Bu, virüsten korunmada 1 metre mesafenin kesinlikle kâfi olmadığı manasına geliyor.
DÖRT: Aile bireylerinin yeterli koruyucu ekipmanları ve korunma bilgileri olmadığı için kovid şüphe edilen hastaların evde izolasyonlarının iyi bir kontrol stratejisi olmadığı ortaya çıkıyor. Çin bu sebeple mobil hastane kabinleri kurarak bu vakaları evlerine göndermemeye çalıştı.
Bu, pozitif vakaların ev ortamı dışında izole edilmelerinin ehemmiyetini gösteriyor.
Gelelim neticeye
BİR: Araştırmanın yapıldığı hastanede hiçbir personele virüsün bulaşmamış olması aldıkları tedbirlerin ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor.
İKİ: Bu salgının bu kadar çok yayılmasının ve yüz binden fazla insanın ölmesinin başlıca sorumlularından biri, zamanında gerekli ikaz ve tavsiyeleri yapmadığı artık açık ve net olarak ortada olan ve hatalarında ısrarcı olan WHO’ dur.
NOT: Bu yazıyı yazdıktan sonra yeni bir makaleye daha rastladım. Bu bilim adamları da tıpkı benim gibi topluma karışan herkesin bez maske (çünkü USA’ da cerrahi maske bulunmuyor!) takmasının enfeksiyonun kontrolünde diğer tedbirlerle beraber çok önemli olduğunu vurguluyorlar.
Kaynak: https://www.preprints.org/manuscript/202004.0203/v1
NOT (14.4.2020): Virüsün hava yoluyla 2 metrenin çok uzağına gidebileceğini çok güzel anlatan 3-D simülasyonu seyretmenizi tavsiye ediyorum: https://www.nytimes.com/interactive/2020/04/14/science/coronavirus-transmission-cough-6-feet-ar-ul.html
Bu videoda da Prof. Dr. Mehmet Çilingiroğlu “maske rezaletini” anlatıyor: https://twitter.com/Ahaber/status/1250148303712501760?s=20
Kaynaklar:
7. https://wwwnc.cdc.gov/eid/article/26/7/20-0885_article
Araştırmanın medyada yansımaları:
https://www.dawn.com/news/1548510/virus-found-in-air-samples-up-to-13ft-from-patients-says-study
https://www.jpost.com/international/coronavirus-travels-13-feet-in-the-air-new-study-finds-624377
Bravo Rasim Hocam, bu işe senden başka kafayı bu kadar takan yok.
DSÖ, öksürmeyen hapşırmayan asemptomatik olguların hangi yolla bulaştığını düşünüyor acaba
Kimsin sen ne sanıyon kendini . Dünya seni mi dinlecek be adam
WHO’ ya KİM inanır?
Mükemmel bir makale. Tabii anlayanlara.
WHO Başkanı Test, test, test yerine mask mask mask deseydi çok daha iyi bir iş çıkarmış olurdu.