İKİNCİ DOZ AŞI OLDUM. ŞİMDİ HASTAYIM
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Oray Eğin‘ in yazısı:
Bir ay önce sıfırın altında 10 derece gibi bir havada evimin 40 dakika uzağında rastgele bir lisede ilk doz aşı randevum vardı. İlk bulduğum randevu oradaydı, kaptırmadan aldım. O aralar aşılama merkezlerinden gelen haberler korkutucuydu. İnsanlar saatlerce kuyruk bekliyor, randevular iptal oluyordu. Gidip gitmeme konusunda tereddüdüm vardı. Aşı olmak adına gidip sokakta bekleyerek hastalanmak var.
Sonra kendi kendime bir hesap yaptım. Bu randevuyu zaten zor aldım, bir daha kim bilir sıra ne zaman gelecek, en kötü ihtimalle gidip duruma bakayım diye Über’a atladım, liseye gittim. Ne bir sıra, ne bir kalabalık… Aksine son derece iyi işleyen bir ortam vardı. Beş dakikada aşı merkezine dönüştürülmüş okulun spor salonunda gönüllü hemşirenin önünde buldum kendimi. ABD’de her türlü işlem için bilgilendirme ve rıza formları imzalatılır, aşı için bu formları dijital ortamda imzalayınca QR kodu geldi, kimlik doğrulama gibi işlemler de bu kodla ilerledi.
Hiç acımayan ilk doz Moderna aşısı yapıldıktan sonra olası bir yan etkisini görmek için başka aşı olanlarla birlikte 15 dakika başka bir odada bekletildim. Sonra da okuldan çıkıp eve döndüm. Ertesi gün iğnenin yapıldığı sol kolumda ağrı oldu, ama onun dışında bir yan etkisine rastlamadım. Küçük bir aşı kartı verdiler, elle ilk dozu olduğumu yazıp kaybetmememi tembihlediler. İlk dozu olduktan sonra siteden ikinci doz için randevu aldım, bu sefer evime daha yakın bir okulu seçtim.
RANDEVU ALMAK ZOR
Cumartesi günü ikinci doz randevum vardı. Ben ilk dozu olduktan sonra New York’ta aşı olmaya hak kazananların sayısı arttı, ancak randevu bulmak daha da zorlaştı. Hem eyaletin hem de belediyenin farklı sistemleri var, teker teker hepsine kaydolup tarihlere bakmak gerekiyor. İnsanlar saatlerce bilgisayar başında sayfaları yenileyerek randevu açılmasını bekliyorlar. Piyango çıkması gibi aşı olmak. O yüzden ikinci doz randevumu kaçırmamam gerekiyordu.Tam saatinde okula gittim, yine QR kodumu okutturdum, hiç beklemeden bu sefer okulun yemekhanesinde hemşirenin yanında buldum kendimi. Hangi kolumu tercih ettiğimi sordu hemşire, sol kolumu seçtim ve hiçbir şey hissetmeden iğne oldum. O ana kadar her şey normaldi.
Cumartesi günü öylesine geçti evde, ama rahat uyuyamadım. Pazar sabahı uyandığımda hastaydım. Boğazım kurumuş, ateşim çıkmış, hafif bir soğuk algınlığı gibi bir his. Tam bitkin değilim, ama enerjim de yerinde değil. Bedenimde enerji varmış ama bir şekilde devreye sokulamıyormuş gibi bir his. Grip gibi insanı süründürmüyor, sıradan bir soğuk algınlığı gibi birkaç ağrı kesici ya da vitamin takviyesiyle bastırmak da mümkün değil gibi şimdilik. Arada burnum akıyor, sürekli uyumak istiyorum. Okumak, hatta tarihin en kötü ödül töreni Altın Küreler’i izlemek, klavyenin tuşlarına basmak bile yorucu geliyor.
Doktorum da ikinci doz aşıyı olduktan sonra birkaç gün hastalandığını söyledi. Hem Moderna hem Pfizer/BioNTech aşısı olanlar ikinci dozdan sonra hastalanıyor. Aşı olanların yüzde 80’inde yan etki gözüküyor, ama kolun ağrıması da bu yan etkilere dahil. Nitekim sol kolum da yine ağrıma başladı. Belli ki birkaç günü böyle hasta geçireceğim, bir-iki hafta içinde de vücudun beklendiği gibi COVID-19’a bağışıklık kazanmasını bekleyeceğim.
ACELE ETMEZDİM ASLINDA
Açıkçası, aşı pasaportu projesi hız kazanmasa bu kadar acele etmezdim aşı olmak için. Hele hele üçüncü doz gerekecekse ileride, bu iki dozu şimdiden yaptırmak da çok anlamlı değil gibi. Bana kalsa tek doz aşı olup bitirmek isterdim; hafta sonu onay alan Johnson & Johnson aşısına sırf tek doz olduğu için daha yaygın talep olacağını tahmin ediyorum.
Neyse, şimdilik aşının ilk etkileri böyle. Hastayım ama en azından vücudumda chip yok.
Kaynak: https://www.haberturk.com/yazarlar/oray-egin/2989206-ikinci-doz-asi-oldum-simdi-hastayim
***
EK 1 (6.3.2021): Hastalığım ne durumda?
Madem Moderna aşısının ikinci dozunu olduktan sonra hastalandığımı yazdım, o zaman sağlık durumumdaki yeni gelişmeleri de paylaşayım. Aşının ikinci dozunu Cumartesi olmuştum, Pazar günü soğuk algınlığına benzer bir bitkinlikle uyandım. O gün yorgun geçti, birkaç kere ağrı kesici aldım; işe yaradı.
Pazartesi uyandığımda hala tam dinç değildim, ama daha iyiydim. İptal edilemez bir randevum vardı, evden çıktım ve dışarıda vakit geçirdim. Bu hafta arka arkaya çok plan, başka doktor randevuları vardı, bir gün hava da güzeldi o yüzden dışarıda çok vakit geçirdim. Uzun uzun yürüdüm, yoruldum. Tam iyileşmiş hissetmiyorum kendimi ama hasta olduğum da söylenemez.
Geçen gün yazı yazarken bayağı zorlandım mesela. Cümleleri istediğim gibi toparlayamadım, bir türlü konsantre olamadım. Ama yorgunluktandı büyük ihtimalle.
Perşembe öğlen saatlerinde Clubhouse yayınım vardı, biraz sesim çatlak çıkıyordu sanırım. Ara ara cümleleri kurmakta zorlandığım oldu; iyi bir konuşmacı değilim zaten, ama bu sefer daha zordu. “Çip mi?” diye esprisini yaptık tabii.
Perşembe akşamüstü biraz uyudum, daha iyi uyandım. Belli ki birkaç gün öncesinin, tam iyileşmeden sokağa çıkmanın, bedeni yormanın sonucuymuş. Çipin ya da Bill Gates’in suçu değil. Zaten doktorum da birkaç gün kendimi aptal gibi hissedeceğimi söylemişti. Soğuk algınlığının ortalama süresi dört gün zaten, yarın öbür güne tamamen iyileşmiş olurum diye düşünüyorum. Eğer aşı yüzünden hamile kalamazsam ayrıca bilgilendiririm.
Kaynak: https://www.haberturk.com/yazarlar/oray-egin/2994762-ve-feto-yeni-liderini-buldu
Metin Külünk beyefendinin haklı tenkîdi;
Bilim Kurulu ve Sağlık Teknokratlarına bir sorumuz var bu haritayı nasıl oluşturdunuz?
Neden ısrarla illerdeki hasta sayılarını internet sitesinde yayınlamıyorsunuz?
Yüzbindelik rakamlar, nisbi oranlar, renkler ve puanlarla bu işi yürütmeye çalışmaktaki maksadınız nedir?
Bulmaca yerine her ilin nüfusunu ve yanına vaka sayısını yazmaktan neden imtina ediyorsunuz?
Bir soru da Hekimoğlu’ndan;
Diyarbakır nasıl mavi olur ya hu?!