AŞIDA ŞİKE

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Salih Tuna‘ nın yazısı:

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın CHP’lilerin gözündeki tek eksiği, AK Partili olması.

Diğer eleştirilerinin alayı bunun bahanesinden ibaret.

Zaten kendi partilerinden olsaydı heykelini dikerlerdi.

Geldiği günden beri hiçbir şey yapmayan İBB Başkanı’na ve her yağmurda adı “Mahsur” olarak telaffuz edilen Mansur Yavaş’a bile sırf kendilerinden diye toz kondurmuyorlar.

Gece gündüz çalışan Fahrettin Koca, CHP’li olsaydı gerçekten de yere göğe sığdıramazlardı.

Gelgelelim, asla “başkan” adayı olamazdı.

Kılıçdaroğlu buna engel olurdu.

Çünkü herhangi bir CHP’li aday başkan seçilirse, hazretin CHP Genel Başkanlık koltuğu gider.

Onun için AK Parti’den bozma birilerinin peşine düşüyor ya!

***

Davutoğlu’ndan Gül’ün emanetçisi Babacan’a kadar Kılıçdaroğlu’nun tüm “dostlarının” yarışı, CHP’nin “çatı adayı” olmak içindir.

Aradan kim sıyrılır? Mehmet Şimşek mi başka biri mi, orasını bilemem.

Benim bildiğim şudur: Kılıçdaroğlu kaset marifetiyle kendisini CHP Genel Başkanlık koltuğuna oturtanlara rest çekmiştir. Yani, hangi baskıyı yaparlarsa yapsınlar CHP’li birini aday göstermeyecektir.

Son günlerde “emperyalizm karşıtı” söylemlerini siz ne sanmıştınız?

Hayır yani, “Türkiye’de can ve mal güvenliği yok, sakın yatırım yapmayın!..” diyen bir insan evladının emperyalizmle ne derdi olabilir ki?

Mesaj veriyor işte, şuncacık şeyi anlamadınız mı? CHP’li hiç kimseyi başkan adayı göstermeyecek. Çok zorlarlarsa da o CHP’li adayı İnce’den beter edeceği muhakkak!

***

 

Sayın Fahrettin Koca’nın çoğu iktidara yakın aşı karşıtlarının gözündeki tek eksiği de Bilim Kurulu’nun ağzına bakması.

Bilmiyorum, Sağlık Bakanı başka kimin ağzına bakacaktı? Gerçi her bilim adamının ağzına da bakılmaz.

Mesela, bir dediği bir dediğini tutmayan Prof. Dr. Mehmet Ceylan gibilerinin ağzına bakmak da ne kadar doğru, tartışılır.

Fakat “sanatçı” güruhunun ağzına bakmaktansa ben kendi payıma Prof. Ceylan’ın ağzına bakarım. Hiç değilse adam enfeksiyon hastalıkları uzmanı.

Doğrusunu isterseniz aşı hakkında konuşmak istemem.

“Cennet ve cehennemle ilgili ileri geri laf söylemek istemem. Çünkü ikisinde de dostlarım var…” demiş ya Mark Twain, benimkisi de o hesap.

Aşı karşıtları içinde bir hayli dostum var… “Aşıcıları” da üzmek istemem. Her şeyden evvel kendimi üzmek istemem, zira ben de aşı oldum.

Fakat tutarsızlığa da sessiz kalamam!..

Aşı karşıtlarının argümanlarını biliyorsunuz: Küresel güçlerden girip kısırlıktan çıkıyorlar. Doğal sürecini tamamlamayan aşıyı da “genetik sıvı” addediyorlar.

Mersinli Cihangir olsaydı hiç uzatmaz, “Aşıda şike var!” diye kestirip atardı.

Buna mukabil, “aşıcıların” argümanı da malumunuz modern tıp camiası falan… Bilimi referans göstermekle kalmıyorlar, aşı karşıtlarına da “Hangi bilimsel uzmanlığınızla aşıya karşı çıkıyorsunuz?” diyorlar.

İşin tuhafı, “sanatçılar” üzerinden halkı etkilemek için “Lütfen aşılarımızı olalım” kampanyası düzenliyorlar.

Bu durumda aşı karşıtları da “Bu sanatçıların uzmanlığı ne ki aşı olmayı öneriyorlar?” demeye hak kazanmış olmuyorlar mı?

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/salih-tuna/2021/08/10/asida-sike

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. CANAN KARATAY dedi ki:

    hangi varyantta hangi aşı fiye sormak istiyorum.

    Hiç birinin ruhsatı yok, alınmadı ve de alınamaz.

    Asansöre bile ruhsat almamız gerekmiyor mu?

    Ortada aşı yok…Ruhsatsız bir sürü yalan ve dolan var.

    Hıfzısıhhayı kimlerin yok ettiğini araştırın bakalım!

Siz de yorumunuzu paylaşın: