KORKU EĞİTİMİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Haşmet Babaoğlu‘ nun yazısı:

Sonbaharda yeni bir salgın patlak verir mi, diye konuşuyoruz ya…
Mart 2020 haberlerine dönüp yeniden baktım.
Angela Merkel’in paniği çok dikkat çekici…
Merkel partisinin meclis grubunda kürsüye çıkıp umutsuz bir yüz ifadesiyle “Nüfusumuzun yüzde 70’i bu virüse yakalanacak, milyonlarca Alman ölebilir” diyor.
Berlin ve Frankfurt’ta kapalı otoparklar (hiçbir zaman kullanılmayan) seyyar hastaneler haline getiriliyor.
2024 itibarıyla Almanya’da Kovid- 19’dan toplam ölüm sayısı ne biliyor musunuz?
128 bin 27 kişi…
Sanki bütün süreç aşılara bir hazırlık ve teyit mekanizması olarak işlemiş.
Bir ay içinde, biz dâhil bütün ülkeleri saran korku rüzgârını ve arkasındaki dinamikleri doğru düzgün konuşup mercek altına almadık.
Oysa 2020-22 arasında yaşadıklarımızı anlamanın esas anahtarı orası…

***

11 Eylül eşikti…
Uyanmalıydık…
Los Angeles Times’ta çıkan şu yorum sarsıcıydı: “Bundan sonra bizi bekleyen asıl büyük olay, teknolojik ya da tıbbi bir buluş değil, ancak korku olabilir.”
2000’lere Hollwood’un ve dizi sektörünün felaket filmleriyle girmiştik.
Yağmur gibi yağıyordu bu senaryolar.
Eğlence sandık, meğer hazırlıkmış…
Hepimize korkmayı öğretiyorlarmış…

***

Sürekli korkutmak, çocuklaştırmaktır.
Youtube’un çok izlenen videolarına bakın, anlayacaksınız…
Yetişkin aklımız çözülüp kayboluyor, geriye çaresiz fakat meraklı “çocuk ruhlar” kalıyor.

***

Gıda ve ilaç endüstrisindeki tehlikeler gerçekten önemli…
Ama bütün bunları yeni “hayalet ve canavar masalları” üreterek konuşmanın sonucu ortada: İçimizdeki enerji soldu…
Kapitalizmle hesaplaşmadan, akılcı bir çizgide siyasal şuur geliştirmeden bu işin içinden çıkamayız.

***

 

Siz de yorumunuzu paylaşın: