ALZHEİMER SADECE BİR BEYİN HASTALIĞI DEĞİLDİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Geçen gün 12 sene evvel yazdığım bir makalemi kaynak göstererek şu tiviti attım: ALZHEİMER’ İN ŞİFASI ÇÖREK OTUNDA OLABİLİR

💮İlaç endüstrisi, Alzheimer ilacı geliştirmek için çok çalışıyor ama araştırmalar birer birer hüsranla sonlanıyor.

💮Oysa vitaminler ve tarçının tüm ilaçlardan daha faydalı olduğunu gösteren çalışmalar var.

💮En son çörek otunun Alzheimer’ in önlenmesi ve ilerlemesinin yavaşlatılmasında ideal bir besin desteği olabileceği belirlendi.

https://ahmetrasimkucukusta.com/2013/07/15/yazilar/tip-yazilari/besin-destekleri/alzheimer-in-sifasi-corek-otunda-olabilir/

Psikiyatrist Doç. Dr. Berker Duman bu tivitime şu cevabı vermiş:

“Alzheimer hastalığının tedavisinde; yeni geliştirilen ve yakın zamanda onay alan monoklonal antikorlar (lecanemab ve donanemab) ile halihazırda kullandığımız semptomatik etkili ilaçlar (memantin, donepezil, rivastigmin, galantamin) var📌

Hastalığın seyrini olumlu etkileyebilecek müdahaleler arasında;

– Düzenli aerobik egzersizler (günlük yarım saat tempolu yürüyüş gibi)

– Kuvvetli sosyal bağlar

– Sağlıklı bir diyet (zeytinyağı, yeşillik ve  balık da içeren akdeniz tipi diyet örneğin)

– Zihnen aktif olmaya devam etmek

– Tansiyon/şeker/kolesterol seviyelerinin düzenli olması sayılabilir.

Ne yazık ki; çörek otu ya da çok sayıda diğer takviye için henüz hiçbir ikna edici kanıt yok.”

https://x.com/berkerduman/status/1944996559034155028

Bu da benim cevabım!

Monoklonal antikorlara “iknâ olmuş” ama bin senedir sofralarımızın baş köşesinde yer alan çörek otuna burun kıvırıyor.

Bu ilaçlar onay almışmış!! 😂

Gelin önce çörek otunun ne olduğuna neye yaradığına, içinde bulunan besin ögelerine bir bakalım:

Çörek otu (Nigella sativa) hem geleneksel tıpta hem de modern bilimde sağlık açısından çok yönlü faydalarıyla öne çıkan bir bitkidir. Muhtevasındaki besin ögeleri ve biyolojik aktif bileşikler, bu faydaların temelini oluşturur.

Yağ Asitleri (Toplam yağın %30-40’ı)

Linoleik asit (omega-6) – %50’ye kadar

Oleik asit (omega-9) – %20-25

Palmitik asit – %10-15
Bunlar, kalp-damar sağlığı, enflamasyonun azalması, beyin fonksiyonları açısından önemlidir.

Thymoquinone (TQ) – Ana aktif bileşik

Antioksidan, antienflamatuar, antikanserojen, antimikrobiyal etkileri çok sayıda çalışmada gösterilmiştir.

Beyin, karaciğer, böbrek, mide, akciğer gibi birçok organda koruyucu etki sağlar.

Vitaminler

Vitamin E (tokoferoller) – Güçlü antioksidan

B vitaminleri (özellikle B1, B2, B3) – Enerji üretimi ve sinir sistemi desteği

Beta karoten – Provitamin A; bağışıklık sistemi ve göz sağlığı için

Mineraller: Kalsiyum, demir, çinko, potasyum, selenyum: Bilhassa bağışıklık sistemi, antioksidan savunma, kan yapımı ve metabolizma için önemlidir.

Lif (posa): Sindirimi destekler, kan şekeri ve kolesterol düzeylerini dengeler.

Amino Asitler (protein bileşenleri): Arginin, lisin, valin, lösin gibi temel amino asitleri içerir.

Steroller (bitki kolesterolü): Beta-sitosterol gibi bileşikler kolesterol düşürücü etki gösterebilir.

Şu saydığı ilaçlarda çörek otunun faydalarının yüzde 1’ i bile olmadığı gibi; aksi tesirleri bonus olarak hastaya, senelik on binlerce dolarlık maliyeti sosyal güvenlik kurumlarına bonus olarak geri dönecektir.

Bu monoklonal antikorlar ne işe yarıyor, bir bakalım

Şimdi gelin arkadaşımızın iknâ edildiği anlaşılan monoklonal antikorların “ne menem bir şey” olduklarına bakalım.

Leqembi (lecanemab) ve donanemab (Kisunla), Alzheimer hastalığında özellikle erken evrelerde kullanılan, beta-amiloid plâklarını hedef alan monoklonal antikorlardır.

Ancak etkinlikleri sınırlı, emniyetleri tartışmalı ve maliyet etkinlikleri ciddi biçimde sorgulanmaktadır.

💦 Leqembi (lecanemab): FDA onayı: Ocak 2023’te hızlandırılmış onay, Temmuz 2023’te tam onay aldı.

CLARITY-AD çalışmasına (NEJM, 2022) göre: 18 aylık takiipte erken Alzheimer’ da bilişsel gerilemeyi %27 oranında yavaşlattı (ortalama 0.45 puanlık fark; CDR-SB skorunda) yani, çok küçük ama istatistiksel olarak anlamlı bir fayda gösterdi.

Ortalama Mini-Mental State Examination (MMSE) puanı gibi ölçümlerde çok sınırlı bir fark (yaklaşık 0.45 puan).

Etki, günlük yaşam işlevlerine anlamlı bir katkı sağlamayacak kadar sınırlı.

💦 Donanemab: Henüz FDA tam onayı almadı (2024 başlarında onay süreci devam ediyor).

TRAILBLAZER-ALZ 2 çalışmasına (JAMA, 2023) göre: 18 ayda bilişsel gerilemeyi %35 oranında yavaşlattı (erken evre hastalarda). Etki, özellikle daha az tau patolojisine sahip hastalarda anlamlıydı. Ancak yine de fonksiyonel düzelme değil, sadece yavaşlatma söz konusu.

Riskler: ARIA benzeri beyin yan etkileri, bazı olgularda ölümcül komplikasyonlar görüldü.

Her iki ilaç da semptomları geri çevirmiyor, sadece ilerlemeyi yavaşlatıyor. Etkileri klinik açıdan marjinal düzeyde.

Çok ciddi yan etki riski var

En büyük sorun, her iki ilaçta da ARIA (Amyloid-Related Imaging Abnormalities) adı verilen yan etkiler:

Ciddi beyin ödemi (ARIA-E) ve beyin kanaması (ARIA-H) riski; özellikle ApoE4 taşıyıcılarında daha sık.

Leqembi: %21 ARIA-E, %17 ARIA-H (özellikle APOE4 taşıyıcılarında daha yüksek).

Donanemab: %24 ARIA-E, %31 ARIA-H, bazı ölümler bildirildi (özellikle antikoagülan kullananlarda).

Belirtiler: Baş ağrısı, sersemlik, nöbet, beyin kanaması.

MRI takibi gerektiriyor.

Big Farma’ nın kontrolü altındaki FDA, EMA bile ikaz ediyor: Bu ilaçlar sadece uygun hasta gruplarında ve sıkı MRI takibiyle kullanılmalıdır!

Leqembi fiyatı: ABD’de liste fiyatı: 26.500 USD/yıl. Yan etki takibi (MRI, laboratuvar, doktor ziyaretleri) ile birlikte toplam ~90.000 USD/yıl civarında maliyet oluşabilir.

Donanemab fiyatı: Tahminen benzer fiyat seviyesinde olacak.

Bağımsız bilim ne diyor?

The BMJ (2023): “Fayda marjinal, risk anlamlı.”

NEJM Editoryal: “İlerlemenin yavaşlatılması önemli ama büyük beklentiler gerçekçi değil.”

ICER (2023 raporu): “Şu anki fiyatlarla sistem üzerinde yük; klinik etkiyi abartmamak gerek.”

🔍 Genel Değerlendirme

▶Fayda: Ortalama olarak bilişsel gerilemeyi birkaç ay geciktirebiliyorlar

▶Kısıt: Yalnızca erken evrede etkili.

▶Maliyetli (ABD’de yılda yaklaşık 26.500 $)

▶Ciddi yan etki riski var.

▶Klinik anlamlılık: Bazı uzmanlar, farkın istatistiksel olarak anlamlı olsa da gündelik yaşam için çok sınırlı olduğunu düşünüyor.

▶Alternatif stratejiler: Sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri (uyku, egzersiz, diyet, sosyal aktivite) halen daha güvenli ve maliyetsiz müdahaleler olarak öne çıkıyor.”

Amiloid plaklar ve tau proteinler Alzheimer’ in sebebi değil sonucu da olabilir

Son yıllarda Alzheimer hastalığında amiloid beta plakları ve tau protein yumaklarının hastalığın sebebi değil sonucu olabileceğini ya da en azından tek sebep olmadığını öne süren birçok araştırma var.

Bu görüş, “amiloid hipotezi”ne alternatif teorilerin doğmasına yol açmıştır.

İşte bu konuda bazı önemli noktalar ve araştırma bulguları:

🧠 1. Amiloid plakları olan ama bunaması olmayan kişiler

Otopsilerde bazı yaşlı bireylerin beyinlerinde yoğun amiloid birikimi saptanmasına rağmen bunama belirtileri göstermedikleri bulunmuştur.

Bu durum, amiloid plaklarının hastalık için gerekli ama yeterli olmadığını düşündürmektedir.

📚 Kaynak: Katzman R. (1993). “The prevalence and malignancy of Alzheimer disease: a major killer.” Arch Neurol.

🔬 2. Amiloid’i hedef alan ilaçların başarısızlığı

Amiloid temizleyici ilaçlar (örneğin aducanumab, lecanemab, donanemab), beyindeki amiloidi azaltmasına rağmen klinik fayda genellikle çok sınırlı olmuştur.

Bu durum, amiloid birikiminin hastalığın sebebi değil, bir sonucu veya yan etkisi olabileceğini düşündürüyor.

📚 Kaynak: Mullane K, Williams M. (2020). “Alzheimer’s therapeutics: Continued clinical failures question the validity of the amyloid hypothesis.” Biochem Pharmacol.

🔁 3. Nöroenflamasyon, mikrobiyom ve damar faktörleri

Son araştırmalar Alzheimer patogenezinde:

Kronik enflamasyon

Kan-beyin bariyerinde bozulma

Beyin damar hastalıkları

Oral mikrobiyom (Porphyromonas gingivalis) gibi faktörlerin rolü olabileceğini ortaya koyuyor.

Amiloid ve tau birikiminin bu süreçlerin ikincil ürünü olduğu öne sürülmektedir.

📚 Kaynak: Dominy SS et al. (2019). “Porphyromonas gingivalis in Alzheimer’s disease brains: Evidence for disease causation and treatment with small-molecule inhibitors.” Sci Adv.

Itzhaki RF et al. (2016). “Microbes and Alzheimer’s Disease.” J Alzheimers Dis.

🧬 4. Alternatif hipotezler

Enfeksiyon hipotezi: Amiloid beta’nın antimikrobiyal etkisi olduğu ve beyin enfeksiyonlarına karşı bir savunma mekanizması olabileceği öne sürülüyor.

Mitokondriyal disfonksiyon ve glukoz metabolizması bozukluğu da erken süreçte etkili olabilir.

📚 Kaynak: Moir RD et al. (2018). “The antimicrobial protection hypothesis of Alzheimer’s disease.” Alzheimers Dement.

İlaç şirketlerinin araştırmalarıyla iknâ olunmaz!

Hastalara çörek otu, zencefil, zerdeçal, tarçın, kelle paça çorbası gibi besinleri tavsiye etmek Modern Tıp tarafından bilim dışı kabul ediliyor.

Bunları söyleyenler câhil, şarlatan, geri kafalı damgası yiyor. (İçlerinde tabii ki bu işten nemalananlar olduğunu da biliyoruz).

Yahu bunlar zaten yiyip içtiğimiz şeyler; üstelik de vitamin, mineral, antioksidan… gibi çok önemli besin unsurları var içinde.

Bunlar her hastalığı önler ve tedavi eder de demiyoruz. Diyelim ki filanca hastalığı önlemede veya tedavide işe yaramıyor. Yaramazsa yaramasın, sayısız faydaları var, zararı, yan etkisi yok.

İlle de ilaç, bol kepçe ilaç, işe yaramasa da, hatta ciddi yan etkilere sebep olsa da…Körü körüne ilaç..!

Hadi oradan!

Alzheimer’in, sadece sinir hücrelerinin ölümüyle sınırlı bir beyin hastalığı olmadığını; aynı zamanda bağışıklık sistemi, karaciğer, kas, bağırsak, hatta kemik iliği gibi organların da dahil olduğu çok sistemli bir hastalık olabileceğini de unutmayalım.

Gelelim neticeye

🛑 İlaçlar elbette doğru hastada doğru kullanımda fayda sağlar, hayat kurtarıcı da olabilir.

🛑 İyi tababet ille de ilaçla olmaz. İlaç yazmamak da iyi bir tıbbi uygulama olabilir.

🛑 Tıp eğitimi ilaç şirketlerinin tahakkümünden kurtarılmalıdır.

🛑 Günümüzde salgın boyutuna varan kronik hastalıkların hemen hepsi hayat tarzındaki yanlışlar ve çevresel faktörlerden kaynaklanır. Esas yapılması gereken de bu yanlışların ve olumsuzlukların düzeltilmesidir.

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: