BU KALP İLACI BAZI HASTALARDA İŞE YARAMIYOR, HATTA RİSKLERİ FAZLA BİLE OLABİLİYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

💥 Onlarca senedir kullanılan bir kalp ilacının işe yaramadığı ortaya çıktı https://www.youtube.com/watch?v=CXmUDF-5ohs

***

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Onlarca seneden beri, kalp krizlerinden sonra kullanılan beta bloker adıyla bilinen ilaçlarının, kalp fonksiyonu korunmuş hastalara hiçbir fayda sağlamadığı ortaya çıktı.

Bugüne kadar komplikasyonsuz kalp krizi geçiren hastaların yüzde 80’inden fazlası beta blokerler verilerek taburcu ediliyordu.

Bu ilaçlardan, kalbin oksijen ihtiyacını azaltması ve aritmileri önlenmesi bekleniyordu.  

Kısa adı REBOOT olan kapsamlı çalışma ayrıca, kadınların ilacı kullanırken daha yüksek risklerle karşı karşıya olduğunu da gösteriyor: Beta blokerlerle tedavi edilen kadınların, ilacı almayan kadınlara kıyasla ölüm, kalp krizi veya kalp yetersizliği sebebiyle hastaneye yatma riski daha yüksek!

Araştırma, İspanya ve İtalya’daki 109 hastaneden 8.505 hasta üzerinde yapıldı.

Kalp krizi sonrası EF >%40, yani kalp fonksiyonu korunmuş veya hafif bozulmuş bir grup katılımcıya, hastaneden taburcu olduktan sonra beta bloker verilirken bir gruba ise plasebo verildi ve bunlar 4 sene takip edildi.

Bu süre sonunda, iki grup arasında ölüm, tekrarlayan kalp krizi veya kalp yetersizliği dolayısıyla hastaneye yatış oranlarında anlamlı bir fark olmadığı tespit edildi (%22.5/1000 hasta-yılı beta bloker grubunda vs. %22.0 plasebo grubunda).

REBOOT alt grup analizi, beta blokerlerle tedavi edilen kadınların daha fazla aksi tesirlerle karşılaştıklarını ortaya koydu.

Beta blokerlerle tedavi edilen kadınların, ilaç almayanlara kıyasla mutlak ölüm riskinin %2,7 daha yüksek olduğu hesaplandı.

NOT: Nispi risk artışı yaklaşık %50 kadardır. Bu, tedavi alan kadınlarda ölüm riskinin, ilaç almayanlara kıyasla %50 oranında daha yüksek olduğu anlamına gelir.

NNH (kaç kişiye ilaç verilirse kaç kinini zarar görme değeri) ise 37′ dir; yani her 37 kadından birinde ölüm riski oluşur.

Beta blokerlerle tedavi edilen kadınlardaki yüksek risk, kalp krizinden sonra tamamen normal kalp fonksiyonuna sahip (sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (EF) %50 veya üzeri) olan kadınlarla sınırlıydı.

Kalp fonksiyonlarında hafif bozulma olanlarda beta blokerlerle tedavi edildiklerinde aksi tesir riski fazla değildi.

Klinik araştırmalardaki kadınların toplam sayısı, miyokart enfarktüsünden (kalp krizi) sonra beta blokerleri test eden bir çalışmaya dâhil edilen en büyük sayıydı, bu sebeple sonuçları çok önemlidir ve dikkate alınması gerekir.

💥Norveç ve Danimarka’dan 5.574 gönüllünün katıldığı BETAMI-DANBLOCK çalışmasında ise, ilaçlar bir miktar fayda gösterdi. Beta bloker almak üzere rastgele seçilen hastaların, bu ilaçları almayan hastalara kıyasla ölüm veya majör advers kardiyovasküler olay (özellikle tekrarlayan kalp krizi) riskinin %15 daha düşük olduğu tespit edildi.

Bu farkın bir kısmının hastaların hepsine aynı beta blokerlerin verilmemesinden kaynaklanması mümkündür. İskandinavyalı hastaların İspanya ve İtalya’daki hastalara göre biraz daha yaşlı olmaları ve daha fazlasında hafif kalp yetmezliği olması sebebiyle yan etkilere daha yatkın olabilirler. 

Beta bloker ilaçlar ne işe yarıyor?

Beta blokerler, başta hipertansiyon olmak üzere çeşitli kalp damar hastalıkları için ve kalp krizi geçiren her hastaya standart olarak veriliyor.

Bunlar epinefrin ve norepinefrin hormonlarını inhibe ederek etki gösterir, böylece kalp atış hızını ve kan basıncını düşürür, kalbin iş yükünü azaltır ve oksijen ihtiyacını azaltır.

Beta blokerler, o dönemde ölüm oranlarını önemli ölçüde azalttıkları için standart tedaviye erken dönemde eklendi.

Baş Araştırmacı Dr. Borja Ibáñez’ şunları dile getiriyor:

Beta blokerlerin faydaları, kardiyak oksijen ihtiyacının azalması ve aritmilerin önlenmesiyle ilişkilendirilmişti. Ancak tedaviler gelişti. Günümüzde tıkalı koroner arterler hızla ve sistematik bir şekilde açılarak aritmiler gibi ciddi komplikasyon riskini önemli ölçüde azaltıyor. Kalp hasarının boyutunun daha küçük olduğu bu yeni ortamda, beta blokerlere olan ihtiyaç belirsiz. Sık sık yeni ilaçlar test etsek de, eski tedavilere olan ihtiyacın devam edip etmediğini titizlikle sorgulamak çok daha az yaygın.”

Genellikle güvenli kabul edilmelerine rağmen, beta blokerler yorgunluk, bradikardi (düşük kalp hızı) ve cinsel işlev bozukluğu gibi yan etkilere sebep olabiliyor.

Baş Araştırmacı Dr. Borja Ibáñez’ in ilaç şirketlerinin desteğiyle yapılan bilimsel araştırmaların içyüzünü göstermesi bakımından şu sözleri çok daha önemli:

Araştırma, ticari çıkarlar gözetmeksizin, sağlam bilimsel delillere dayanarak kalp krizi tedavisini optimize etmek için tasarlandı. Bu sonuçlar, her yıl binlerce hastanın tedavi sürecini kolaylaştırmaya, yan etkileri azaltmaya ve yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olacak.”

Çalışmanın özeti

Yaklaşık 40 yıldır standart tedavi olmasına rağmen, kalp krizinden sonra kalp fonksiyonu korunmuş erkeklerde veya kadınlarda beta bloker kullanmanın hiçbir faydası görülmedi.

Bu çalışma beta blokerler külliyen işe yaramaz veya herkeste aksi tesirleri çok fazla ve önemlidir demiyor.

Beta blokerlerle tedavi edilen kadınlarda, ilaç almayanlara kıyasla mutlak ölüm riski %2,7 daha yüksek olmakla beraber bu yüksek risk, kalp krizinden sonra tamamen normal kalp fonksiyonuna sahip olan kadınlarla sınırlıydı.

Kalp fonksiyonlarında hafif bozulma olan kadınlarda beta blokerlerle tedavi edildiklerinde aksi tesir riski fazla değildi.

Gelelim neticeye

Tüm bilimsel araştırmaların, ticari menfaat gözetmeksizin yapılmasının ne kadar önemli olduğunu bir kere daha açık ve net olarak anlıyoruz.

İlaç şirketleri tarafından fonlanan araştırmacıların yaptığı araştırmaların sonuçlarına ihtiyatla yaklaşılmalı, bunlara hemen itibar edilmemelidir.

İlaç şirketlerinin fonlaması olmadan gerçekleştirilen REBOOT çalışmasının sonuçlarının tüm uluslararası kalp tedavisi yönergelerini değiştirmesi bekleniyor.

MÜHİM NOT: Tüm hastalar kendilerini muayene eden doktorların sözlerini dinlemeli, ne bu ne de başka makalelere bakarak tedavilerini kendi kafalarına göre değiştirmemelidir. Doktorlarını bu makale ve araştırmadan haberdar etmeleri doğru olacaktır. 

Kaynak: https://www.nejm.org/doi/10.1056/NEJMoa2504735

Makale: Beta-Blockers after Myocardial Infarction without Reduced Ejection Fraction

Araştırmanın medyada haberleri:

https://www.sciencedaily.com/releases/2025/08/250831010539.htm

Makale: Common heart drug taken by millions found useless, possibly risky

https://www.the-independent.com/bulletin/news/beta-blocker-study-women-heart-issues-b2817223.html

Makale: Beta-blockers have detrimental impact on health of women users – study

https://edition.cnn.com/2025/08/30/health/heart-attack-beta-blockers-wellness

Makale: Common heart attack drug doesn’t work and may raise risk of death for some women, new studies say

***

EK 1 (10.10.2025): Bir zamanlar kalp dışı ameliyat geçirecek hastalara kalbi korumak maksadıyla ameliyat günü veya hemen öncesinde rutin olarak beta-bloker verilmesi de zararlı olduğu gerekçesiyle kaldırıldı.

2014 ACC/AHA rehberinde kalp dışı (non-kardiyak) cerrahi geçirecek hastalarda kalp koruma amacıyla beta-blokerlerin rutin olarak verilmesi (özellikle ameliyat günü veya hemen öncesinde yeni başlanması) önerilirken, bu tavsiye 2024 ACC/AHA rehber güncellemesinde önemli ölçüde değişti ve kısıtlandı. 

2014 Rehberindeki Tavsiye: 

Devam Eden Kullanıcılar İçin: Kronik beta-bloker kullanan hastalarda perioperatif dönemde (ameliyat öncesi, sırası ve sonrası) ilacın devamı önerilir (Sınıf I, Kanıt Seviyesi B). Bu, rebound etkileri (örneğin taşikardi veya hipertansiyon) önlemek içindir.

Yeni Başlama (Naif Hastalar İçin): 3 veya daha fazla Revised Cardiac Risk Index (RCRI) risk faktörü olan (örneğin koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, diyabet, böbrek yetmezliği) yüksek riskli hastalarda, beta-blokerlerin ameliyattan yeterince önce (genellikle günler-haftalar) başlanması makul kabul edilebilir (Sınıf IIa/IIb, Kanıt Seviyesi B). Ameliyat günü başlama ise riskli görülür, ancak genel olarak kalp koruma amacıyla teşvik edilirdi. Bu, erken randomize kontrollü çalışmaların (örneğin DECREASE serisi) olumlu verilerine dayanıyordu, ancak POISE çalışması gibi büyük denemeler stroke, mortalite ve hipotansiyon riskini artırdığını gösteriyordu.

Bu yaklaşım, perioperatif kalp krizi riskini azaltmayı hedefliyordu, ancak net fayda/zara dengesi tartışmalıydı.

2024 Güncellemedeki Değişiklik

2024 ACC/AHA rehberi (Eylül 2024’te yayınlandı), yeni randomize kontrollü çalışmalar, meta-analizler ve gözlemsel veriler ışığında beta-blokerleri daha temkinli ele alıyor. Ana değişiklikler:

Rutin Başlama Tavsiyesi Kaldırıldı: Kalp dışı cerrahide kalp koruma amacıyla beta-blokerlerin rutin olarak başlanması önerilmez ve hatta zararlı kabul edilir (Sınıf III: Zarar, Kanıt Seviyesi A). Özellikle ameliyat günü veya 7 günden az önce yeni başlama (beta-bloker naif hastalarda), MI’yi önlemede sınırlı fayda sağlarken stroke, hipotansiyon, bradikardi ve toplam mortaliteyi artırır. Bu, POISE-1 RCT’si (metoprololün ameliyat günü başlanması) ve meta-analizlerin (örneğin 28 çalışmayı kapsayan 2024 meta-analizi: stroke riskini %42 artırır) net zarar gösterimine dayanır.

Zamanlama ve altgruplar: Eğer başlanması gerekiyorsa (örneğin yeni akut endikasyon: kontrolsüz aritmi, hipertansiyon), en az 7 gün önce başlamalı (Sınıf IIa, Kanıt Seviyesi B-NR). 8-30 gün arası başlama bile net fayda göstermiyor. Yüksek riskli alt gruplarda (RCRI ≥3) bile, cerrahi risk azaltma amacıyla rutin kullanım desteklenmiyor – fayda, erken çalışmalardaki metodolojik sorunlar nedeniyle geçersiz kılındı.

Devam eden kullanıcılar için: Kronik kullanıcılar için devam hala önerilir (Sınıf I, Kanıt Seviyesi B-R), ancak perioperatif hemodinamiklere göre titrasyon yapılmalı (örneğin hipotansiyon varsa doz azalt). Ani kesme mortaliteyi artırır.

Özel durumlar: Kalp yetmezliği (HFrEF) veya hipertrofik kardiyomiyopati (HCM) gibi GDMT (guideline-directed medical therapy) gerektiren durumlarda devam veya başlama desteklenir, ancak genel popülasyonda değil.

Neden Değişti?

Yeni Kanıtlar: 2014 sonrası POISE, METRO ve benzeri çalışmaların analizi, faydanın abartıldığını gösterdi. 2024 meta-analizi (1.3 milyondan fazla hasta), beta-blokerlerin stroke ve mortaliteyi artırdığını doğruladı.

Risk-Fayda Dengesi: Düşük-orta riskli hastalarda zarar baskın; sadece net endikasyonlarda (örneğin kronik IHD) sınırlı kullanım.

ESC 2022 Paralelliği: Avrupa rehberi de benzer şekilde kısıtladı (rutin başlama: Sınıf III).

Bu güncelleme, gereksiz beta-bloker kullanımını önleyerek perioperatif komplikasyonları azaltmayı amaçlıyor. Hastaya özel karar için kardiyolog/anestezi uzmanı konsültasyonu şart.

 

Siz de yorumunuzu paylaşın: