BİLİMSEL SAHTEKÂRLIK BİR ENDÜSTRİ HÂLİNE GELDİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

ScienceAdviser’ deki “Scientific fraud has become an ‘industry,’ alarming analysis finds” başlıklı makalenin özeti: Gelişmiş küresel ağlar, sahte makaleler yayınlamak için dergilere sızıyor.

Organize hâle gelmiş bilimsel sahtekârlık, bireysel hatalardan ziyade “kâğıt fabrikası” (paper mill) olarak bilinen yapılandırılmış, küresel bir ağa dönüşmüş durumda. 

Bu ağlar, milyonlarca dolarlık operasyonlarla sahte makaleler üretiyor, yazarlık satıyor, hatta siteleri ele geçirerek eski ve güvenilir dergilerin kimliği altında sahte yayınlar yapıyor.

Yayınlanan sahte makalelerin hızı, meşru bilimsel yayınların büyüme oranını şimdiden geçmiş durumda.

Paper mill’lerin yayımladığı sahte makale sayısı, her 1,5 yılda iki katına çıkıyor, oysa tespit edilip geri çekilen makaleler ancak her 3,5 yılda iki katına ulaşıyor; bu da tespitte ciddi bir geride kalış anlamına geliyor .

Bu network’ün envanterinde yer alan sahtecilik stratejileri:

Broker’lar aracılığıyla yazarlar, editörler ve dergiler arasında bağlantı kurulması;

Kullanımı kolay sahte makaleler üretilmesi (çalıntı veriler, manipüle edilmiş görseller, mantıksız içerikler);

İşlenmiş, ölü dergilerin kimliğinin çalınması (“hijacking”) ve bu kimliklerle prestijli kimlik altında yayın yapılması.

Editorial süreçlerin zayıflığı, bu sahtecilik sistemine zemin hazırlıyor: “kamplar” hâlinde hareket eden bir avuç editör, birçok geri çekmeye konu olan makalenin kaynağı olabiliyor

.Gelişen yapay zekâ (AI), dolandırıcılar için sahte içerik üretmede aracı hâline gelmiş durumda. Bu, tespit yöntemlerini zorlaştırıyor ve sahte literatürün yayılmasını hızlandırıyor.

Neden kritik bir sorun?

Bilimsel güvenilirliğe büyük darbe: Yanlış veriler, tıbbi uygulamalardan teknoloji gelişimine kadar pek çok alanda yanıltıcı ihmal ve hatalara yol açıyor.

Akademik itibara zarar: Sahtecilik yakalanan akademisyenlerin kariyerlerine, itibarlarına ve işbirliklerine ciddi zarar veriyor; aynı zamanda masum araştırmacıların da zarar görmesine neden olabiliyor.

Tespit sistemleri yetersiz: Otomatik tarama sistemleri, sahtecilere karşı zayıf kalıyor; hatta samimi araştırmacıları bile yanlışlıkla “şüpheli” olarak işaretleyebiliyor.

Yaptırımlar zayıf kalıyor: Tek başına yayıncıların veya akademik kurumların çabası yeterli değil. Şeffaflık, etik eğitim, sistemsel reform ve caydırıcı yaptırımlarla birlikte kolektif bir mücadele gerekiyor .

Bu yaygın ve endüstrileşmiş bilimsel sahtekârlık, sadece bireysel yanlışlardan çok daha ciddi bir sorundur. Sistematik zafiyetleri kullanan network’ler, AI destekli sahte içerikleri ve sahtecilikleri gittikçe çoğaltmakta.

Bilim dünyasında güveni korumak isteyen herkesin—bilim insanları, yayıncılar, kurumlar ve politika yapıcılar—bir araya gelerek etkili tespit yöntemleri, şeffaf yayıncılık, etik eğitim ve caydırıcı yaptırımlar ile bu tehdide karşı koyması gerekiyor.

Gelelim neticeye

Bilimsel sahtekârlık yeni bir olay değil; ta benim asistanlığımdan beri varlığının farkında olduğum bir hakikat.

Sahtekârlık seneler içinde gelişti, kapsama alanı genişledi, metotları farklılaştı yani modernleşti. 

Bilim adamlarının yerini filim adamlarının alması da pandemi döneminde zirve yaptı ve tüm hızıyla da artmaya devam ediyor.

Allah sonumuzu hayretsin!

Kaynak: https://www.science.org/content/article/scientific-fraud-has-become-industry-alarming-analysis-finds

Makale: Scientific fraud has become an ‘industry,’ alarming analysis finds

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: