Kemal Öztürk‘ ün “Doktora değil, sisteme şiddet” başlıklı yazısı: 25 ve 26 Ocak 2022 tarihlerinde doktorlar başta, sağlık sisteminin sorunlarını anlatan yazı dizisi hazırlamıştım. Orada sistemin sarı alarm verdiğini anlatmıştım. Şimdi “Kırmızı alarm veriyor” desek abartmış olmayız. Konya’da katledilen Dr. Ekrem Karakaya yaşanan sorunların ne ilk ne de son kurbanı. Bütün doktorlar ve sağlık çalışanları […]

Dikkat: Yazının sonunda ek var! *** Melih Altınok‘ un yazısı: Koronanın bildiğimiz mevsimsel grip olduğunu otoritelere iki yılda ancak kabul ettirebildik. “Ne değişti, malı vuran vurdu… Kapanmalarla, izolasyon tedbirleriyle küresel ekonominin dengesini bozdular, tüm dünya enflasyonla, dizginlenemeyen enerji fiyatlarıyla cebelleşiyor” diyebilirsiniz. Ama ne olursa olsun pandeminin başında bunu söyleyenler meczup ilan edilirken, şimdi Bill Gates‘inden Sağlık Bakanı’na kadar tüm ilgililer “Evet gripmiş” diyorlar. Alınan aşırı tedbirlerin, eve kapanmaların bilançoyu ağırlaştırdığını kabul ediyorlar… Ne var ki pandemide […]

Dikkat: Yazının sonunda ek var! *** Korcan Ayata diyor ki “Bir buçuk yıldır gestapoculuğa soyunup, abartılı söylemlerle, her yaşa, hastalığı geçirene, gencine, çocuğuna, hamilesine acil kullanım aşılarını doz üstüne doz olarak dayattınız. İnsanların aşılara olan güvenini daha fazla sarsmayın! Zarar veriyorsunuz! Zarar veriyorsunuz!” İnsanlarda sarsılacak güven kalmadı ama kim bilir belki göçük altında kırıntılar olabilir. […]

Arslan Bulut’ un yazısı: Gül Temel adlı araştırmacı, “Maymun çiçeği palavrası üzerine bir etüt” yaptı… Tespitlerinin tamamını tıbbi araştırmalara ve belgelere dayandırdı. Konuyu kısa ve çok net ifadelerle özetledi… Belgeler bu sütuna sığmaz; ayrıntıları merak edenler Twitter’da Gül Temel‘in bilgiselini okumalıdır. *** İşte incelemenin sonuçları: 1- Fahrettin Koca, 30 Haziran 2022’de ilk maymun çiçeği vakasını açıklarken bir nevi olgu tanımlaması […]

Prof. Dr. Gülümser Heper‘ in yazısı: Tarihsel sürece bakıldığında toplumsal yaşamı kontrol eden iki önemli kurum olan DİN ve TIBBIN birbiriyle rekabet halinde olduğunu görürüz. Katolik Kilisesi Avrupa’ya hükmettiğinde, misyonu krallar, kraliçeler ve kitleler üzerinde mutlak kontrolü ele geçirmek ve sürdürmekti. Muhalefet edenler ise, dünyanın altındaki cehennemlerde ebedi lanetlenme tehditleri altında aforoz edilebiliyor ve hatta öldürülebiliyordu. […]