Televizyonda konuşacak doktorlardan taahhütname istenmesi demokratik bir ülkeye yakışmıyor. Bu, açıkça basın özgürlüğünün ihlâlidir ve buna en başta medyanın karşı çıkması gerekir. Ben halkın sağlığı ve esenliği, sağlık sistemi ve sosyal güvenlik kurumlarının zarar görmemesi için konuşmaya yani kafa karıştırmaya devam edeceğimi taahhüt ediyorum!

Bebeklerine aşı yaptırmayan cumhuriyet savcısının hukuk mücadelesinin yarattığı tartışma faydalı oldu. Tıp dünyasından bu son derecede mühim iddialara popülist ifadeler dışında doyurucu cevaplar gelmedi. Aşılarla ilgili tüm dünyada tartışılan yan etkiler ve riskler üzerinde hiç durulmadı. Aşıların ticari ürün olduğu gözden kaçırıldı.

Obama, “antibiyotiklere dirençli bakteriler” meselesiyle savaşta 1.2 milyar $’ lık eylem plânını açıkladı. Bakalım şu günlerde seçim beyannamelerini açıklayan partilerimiz içinde “antibiyotiklere dirençli bakterileri” dert eden ve bununla ilgili tedbir ve tavsiyelerde bulunan biri çıkacak mı? Çıkarsa helâl olsun, oyum onların!

Canan Karatay hakkında suç duyurusunda bulunan Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği, obezite ve diyabetteki artıştan kendini sorumlu tutarak “kendisi için de suç duyurusunda” bulunmalıdır. Bilimsel kuruluşlar, haklılıklarını mahkeme yoluyla değil kendi araştırmaları, bilimsel verileriyle ispatlamalıdırlar.

Marketlerin yiyecek reyonlarında görmeye alışık olduğumuz “ürünlerimiz el değmeden hazırlanmış ve paketlenmiştir” benzeri bir ifadeyi yakında hastanelerde de görmeye hazırlıklı olun. Yeni bir proje ile hastaların e-posta yoluyla tedavilerinin düzenlenmesi planlanıyor. Hastalıklar artık el değmeden teşhis ve tedavi edilebilecek.