İnsan kasının, egzersiz yapıldığında kronik enflamasyonun zararlı etkilerini önleme konusunda doğuştan gelen bir kabiliyete sahip olduğu bildirildi. Bu da bize vücut kaslarını çalıştırmanın kronik enflamasyondan korunmada ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Sağlıklı olmanın yolu tıptan değil adam gibi hayat tarzından geçiyor.

Türk bilim adamları, kuersetin, vitamin C ve bromelain üçlüsünün koronavirüs enfeksiyonunu önlediğini gösterdiler. Dilerim çalışmacılar, malûm “bilim beyefendileri” ve “bilim hamfendileri” tarafından modern tıbbın ilaç ve aşılarına güvensizlik yaratmak, halk sağlığını tehlikeye atmak ve “şarlatanlıkla” suçlanmazlar.

Akciğerlerde sentezlenen melatoninin virüsün hücreye girmesinde rolü olan proteinleri kodlayan genlerin ekspresyonunu önleyerek koronavirüslere karşı bariyer oluşturabileceği bildirildi. Bunun gerçek hayatta ne kadar işe yarayacağını bilmek mümkün değil ama bu tür araştırmaları okumak, üzerinde düşünmek, hayâllere dalmak hiç de fena değil.

Corona virüsü korkusunu ortadan kaldırmak için kıyasıya bir aşı yarışına başlayan sağlık şirketleri adeta birbirine girdi… Çin, “Batı, Pfizer aşısından ölümleri gizliyor” derken; Almanya’dan da “Türkiye’de test edilen Çin aşıları ile ilgili bilimsel veri bile yok” cevabı geldi.

Toplum sağlığının en önemli araçlarından olan aşıların üretiminin tamamen aşı şirketlerine bırakılmasının sakıncaları giderek daha iyi anlaşılıyor. Bugün artık çiklet gibi sıradan bir “ticari ürüne” dönüşen aşılar için şirketler arasında kıyasıya çatışmalar yaşanmasına, aşı pazarının çıfıt çarşısına dönmesine hiç ama hiş şaşırmamalı.