Yüksek miktarda omega 3 yağ asidi alımı ile atrial fibrilasyon adı verilen kalp ritim bozukluğu arasında doza bağlı bir ilişki olabileceğini gösterildi. Şuursuzca kullanılan omega 3 ve diğer besin destekleri insanları sağlıklı beslenmeden uzaklaştıran sinsi tuzaklardır ve bunlar, bırakın faydayı aksine başınıza türlü-çeşitli işler de açabilir.

Gargaraların koronavirüs enfeksiyonun önlenmesi ve yayılmasındaki önemini dile getiren açıklamalarıma yaygara yapan “bilim insanlarına” bir kötü haber daha geldi. İki ağız gargarasının SARS-CoV-2 virüsünü saniyeler içinde parçalayarak insan hücrelerinde üremesini engelleyebileceği bildirildi. Beis yok, biz gargaraya onlar yaygaraya devam ediyor!

Uzayan KOVİD olarak bilinen klinik tabloya bundan böyle PASC denmesi uygun bulundu. Ben bu PASC isminden hiç hoşlanmadım. Üstelik teknolojide zaten böyle bir akronim de var. PASC, uzayan KOVİD gibi meramını iyi ifade eden bir tabir olmadığı gibi dilimizde telaffuzu da zor. Bakalım bunun altından nasıl bir hinlik çıkacak?

Çocukların çoğu KOVİD’ i hafif veya belirtisiz atlatmakla beraber seyrek olarak yoğun bakım tedavisi gerektiren bir tablo da gelişebilir: MİS-C yani çocukların multisistem enflamatuar sendromu. Belirtiler, KOVİD’ den 2-4 hafta sonra ortaya çıkar ve bazı yönleriyle Kawasaki sendromuna bazı yönleriyle de toksik şok sendromuna benzer.

Laboratuvar deneylerinde siyah ve yeşil çayın koronavirüslerin çoğalmasını önleyebilecekleri bildirildi. Bu çaylar koronavirüslere karşı etkili mi değil mi bilmem ama çay bana çok iyi geliyor. Hele de kelle-paça çorbasının üstüne çay içmek, ne büyük keyif!