Nature’daki araştırmada, güneş ışınlarının vitamin D üretiminden bağımsız olarak bağışıklığın en önemli unsurlarından olan T hücrelerinin enerjisini artırdığı gösterildi.

Pandeminin ilk döneminde alerji ve astımı olanlarda KOVİD riskinin yüksek olduğu ileri sürülüyordu ama yeni yapılan birçok çalışmada bunun doğru olmadığı gösterildi. Bu, atopik hastalığı olanlar için iyi bir haber olmakla beraber herkes gibi bu hastaların da korunma tedbirlerine sıkı sıkıya uymaya devam etmeleri icap ediyor.

Toplum sağlığının en önemli araçlarından olan “aşılarla” ticari bir tabir olan “pazarlama” aynı cümle içinde geçiyor. Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO), aşıların ruhsatlandırma işlemlerini bizzat kendisi yapmalı, etkinlik ve emniyetleri ispatlanmış olan aşıların sadece parası olan ülkelere değil tüm dünyaya “ücretsiz” olarak ve “âdil” şekilde dağıtılmasını sağlamalıdır.

17 sene boyunca 100’ den fazla endikasyon için onaylanan 92 kanser ilacının yüzde 44’ ünün randomize olmayan klinik çalışmalardan elde edilen verilere dayandığı tespit edildi. Randomize klinik çalışmalar tipik olarak bu ilaçların tümörleri etkilediğini ve ölümü geciktirdiğini ancak genel sağkalımda medyan mutlak artışın sadece 2.4 ay olduğunu bildiriyordu.

Ülkemizde bugünlerde en çok konuşulan mevzuların başında “yoğun bakım yataklarının doluluğu” geliyor. Sağlık Bakanlığı’na göre 29 Kasım 2020 tarihinde erişkin yoğun bakım doluluk oranı %71.3 ve solunum cihazı doluluk oranı yüzde 39.3 idi. Bu rakamlara bakıp hakikaten şaşırıyorum. Hayır, şaşkınlığımın sebebi yoğun bakımların doluluğu değil tam tersine boşluğu.