Ozon tedavisi sayesinde yoğun bakımlardan hastaların daha erken çıktıkları, servislerden daha erken taburcu edildikleri belirlenmiş. Fitoterapi, gargara, kelle paça, D vitamini, magnezyum, probiyotik, çörek otu-bal gibi yöntemlerin adını duyduklarında tüyleri diken diken olanların bu çalışmadan memnun olacaklarını sanmadığım gibi karalama kampanyaları da yakında başlayacaktır. 

Hindistan’ da pandemide kanser tarama ve takipleri, hastane başvuruları, kemoterapi ve radyoterapi gören hasta sayılarının çok azaldığı bildirildi. Pandeminin gereksiz hastane başvurularını azaltarak sağlık hizmetleri ve şahsi sağlığa olumlu tesirleri yanında başta kanser ve kalp hastalıkları birçok hastalığın teşhis ve tedavisini geciktirdiği, birçok insanın zarar gördüğü açıktır.

KOVİD-19 ve obezite: İki pandemiyle aralıklı açlıkla mücadele başlıklı makaleyi büyük bir mutlulukla okudum. Modern tıbbın KOVİD’ le mücadelede beslenme ve hayat tarzına dikkat çekmesi ve “aralıklı açlığı” her iki pandeminin de çaresi olarak göstermesi mRNA aşılarının bulunması kadar önemlidir. Geleceğimiz için hiç olmadığı kadar umutluyum.

Ağır KOVİD tablolarındaki sitokin fırtınası adı verilen olayı baskılayan ilaçlardan biri olan tofacitinibin solunum yetersizliği ve ölümleri azaltabileceği bildirildi. Bağışıklığı baskılayan kortizon ve bazı ilaçlar bazı hastalarda hayat kurtarıcı olabilirse de bir kısmında hiçbir işe de yaramayabilir.

Araştırmada, 2017’den Kasım 2019’a kadar Wuhan’da ticareti yapılan 50.000 hayvan incelendi. Şehirdeki pazarlarda tutulan yarasa veya pangolinlere ait ‘delil’ bulanamadı ama ticareti yapılan diğer hayvanların koronavirüsü kolayca yayabileceğini gösteren veriler elde edildi. Virüsün genetik haritasının incelenmesi laboratuvardan sızma ihtimalini düşündürüyor.